Geçen hafta bölüm sonunu izleyince dedik ki: ''Tamam tamam öpüşme, itiraf olmayacak; ama böyle bazı şeyler konuşulacakken birisi o an'ı bölecek yarım kalacak." (KALMADI)
Defne, olayları yanlış anlayarak "Zıngırt!" diye istifayı bastı. E peki Ömer'e ne demeli? Ben Ömer'in daha mücadeleci, daha zor vazgeçen, daha sahiplenip bırakmayanını beklerdim. Böyle tribe trip modunda olmasını değil... Ömer'i de anlamaya çalışıyorum, sonuçta o akşam başka şeylerin ortaya çıkmasını beklerken Defne'den o tepkiyi beklemiyordu. Böylece Ömer'i de çözdük. Oyunda kendi kuralları benimsenmeyince çabuk küsüp "Ben oynamıyorum." diyebilen, kalbi çabuk kırılan küçük bir çocuk gibi...
Allah cezanı vermesin Ömer, o ayakkabının pisliği ne? Ömer çabuk pes etti dedik filan ama yine de tutabildiği kadar Defne'yi yanında tutmak için iş yasalarından girip olayı hukuk boyutundan çıkararak planını ortaya koydu. Keşke kızı yanında tutacağı 15 gün için böyle odunsu hareketler yapacağına daha romantik vs. bir şeyler yapsaydı diyeceğim ama haftaya görüyoruz ki öyle yapıyor.
Yaa işte bende böyle sevimli,yakışıklı bi adamım, ne yapayım :P
Neriman kadın-erkek ilişkileri üzerine öyle can alıcı tüyolar veriyor ki hangi yayınevi bu kadının kitabını çıkartmayı akıl edecek, bekliyoruz :D. Şüphesiz ki bölümün en komik ,en tatlişko, en sevimli sahnelerinin sahibi; Koray'dı. Bu adamı hep bu yüksek doz şekerlikte görmek isteriz efenim. Her lafı, duruşu, bakışı, yürüyüşü yakıştırıyor karakterine ve antipatik asla durmuyor. Ayrıca Defne-Koray ikilisinin sahnelerinde de güzel güldük yani. Ayak mankeninin Defne olması iyi oldu -ki zaten geçen bölümlerden tahmin ediyorduk. Henüz kimsenin bilmemesi de gelecek bölümlere yatırım amaçlıydı sanırım. Ben lansman gecesinde herkes öğrensin isterim... Şöyle görkemli bir sunumla Defne takdim edilsin, herkesin gözünden kalp emojisi çıksın, ama Ömer'de ayriyeten daha aşk dolu emojiler de eşlik etsin. Kafamda canlandırınca güzel sahne oldu bak :D.
Ayol Kibariye ile Fatih Ürek gibi terliyoz!
Nedense Sinan'ın Defne'ye karşı ilgi duyması artık beni rahatsız etmiyor, çünkü adam dibine kadar NAİF! Defne'ye gerçekten değer veriyor ve üzülüp incinmesini istemiyor. Artık buna müsaade etmeyeceğinin sinyallerini de vermiş oldu. Farkında olmadan Ömer'in kıskançlık tansiyonunu fırlatıp Defne'nin üstüne freni boşalmış kamyon gibi yolluyor, ama henüz farkında değil garibim...
Yav he he en haklı sensin, hıı evet evet! Ay asıl sürpriz de İso -Yasemin ikilisi oldu yalnız. Resmen şok şok şok! En başta ''Nayııır, nolaaamaz!'' diye gereksiz sitemler filan ettim ama bakınca bu ikiliden köklü bir şeyler çıkar gibi. İsocuğumu bir kez daha üzmesinler de... Yasemin belki yıllar önce kaybettiği naifliği, merhameti ve bunun gibi güzel özellikleri İso sayesinde bulur ve onlara sıkı sıkı sarılır. Oldu oldu, güzel oldu.
Defne, yaşadığı şeylerin ve Yasemin'in yaşattıklarının canına tak ettiğini anlayıp Ömer'in evinde isyan bayrağını çekmesi cuk olmuştu. Kızın gözleri dolu dolu, adam pişman, üzgün... Birbirlerine bu kadar yakın ama bu kadar uzak olan bir ikili daha... İçlerindeki aşk sesini inatlarıyla bastırmaya çalışmasalar her şey güllük gülistanlık, lakin bu uzun vadeli bir yerli dizi. Arada dikenler, entrikalı patikalar, zehirli elmalı cadılar filan ohoooo...
Genel olarak toparlayacak olursam... Ömer sevmeyi de sevilmeyi de pek beceremeyen daha doğrusu bunu bilmeyen bir adam. Hal böyleyken bazı durumlarda ne yapması gerektiğini kestiremiyor ve bildiği yoldan, yani sert adam imajından gidiyor. Kalpsiz görünmek daha kolayına geliyor belki de... İncinmekten korkan bir adam. Ömer'i böyle görünce aklıma Fürug Ferruhzad'ın o çok sevdiğim sözü geliyor: "Kalbe dokunmasını biliyorlar, ama kırarak...''
Ömer'in, aşkını ve kalbini Defne'ye emanet edebileceğini ve onun da bu emanete dünden razı olduğunu anlayacağı sahneler çok da uzak değil sevgili okuyucular. Bu bölüm azıcık aküsü bitmeye yaklaşmış araba gibi birkaç tekledi -en azından benim için- ama araba sağlam, yedek akü de var. O yüzden korkmaya gerek yok. Haftaya görüşürüz.