Merve’yle Pelin birbirini çok iyi tanıyor ve de birbirlerine
hiç güvenmiyorlar. Merve daha zeki olduğu için açık vermemeyi iyi öğrenmiş.
Açığı ortaya çıkacağı zaman da çok hızlı manipüle edip dikkatleri iyi dağıtıyor
ve direksiyonu istediği yere kırıyor. Oya’nın hamleleri bu yüzden onun kafasını
karıştırdı. Çünkü çevresindeki herkes onun üstünlüğünü kabul ettiği için
zorlanmıyor Merve, onları her türlü parmağında oynatıyor. Kendi gibi olan
Pelin’i de yanına alarak güç yapmış kendine. Bence lisede Oya’ya yaptıklarının
temeli de bu. Pelin’e Taylan’ı vaat ederek, onların oyunlarına çomak sokacak
Oya’yı çıkarmışlar hayatlarından. Hem ona büyük bi’ ceza vererek kendilerince
zafer kazanmışlar hem de onu çevrelerinden uzaklaştırmışlar. Vaat edilenin
Taylan olması da ayrıca ironi tabii. Yalnız bunların çevrelerindeki kadınlar ne
tutarsız yahu. Pelin’e yüz çevirdikleri konuyu hemen unutup Merve’nin yanından
tekrar ona koştular. Elektrikler kesilince bu sefer de apar topar Pelin’in
evinden kaçtılar. Kardeşim nasıl bi’ hayat anlayışınız var sizin?
Gelelim pişkin Mehmet’le, servet avcısı Burcu’ya. Aslında
onlar hakkında yazdığımız bu tanımlar yeterli. Daha fazlasına gerek
duyulmayacak kadar gereksiz insanlar ikisi de. Mehmet ufaktan ufağa pişman
olmaya başladı ki daha fazlasını yaşayacak zamanla. Sürünsün bence. Burcu onu
soyup soğana çevirsin, hepsini hak ediyor. Arzu yemekte ona iyi laflar çaktı.
Gerçi sohbet bütünlüğü açısından Arzu’nun söyledikleri komik oldu ama olsun.
Sonuçta evi kurtardı. Merve’nin Burcu için söylediği “Sevgilisini boşanmaya
ikna ederse evlenecekler. Yok edemezse hepiniz kocalarınıza dikkat edin.” sözü
de ayrıca çok iyiydi. Burcu’nun öz güveni iyi yara aldı orada. Şu anda onu
kullanan kullanana. Böyle insanlar maşadır zaten ve bunun da hiç farkında
değillerdir. Sadece elde etmek istedikleri şeylere kenetlidir gözleri, her
türlü tavizi vermeye hazırdırlar bu yüzden. Haram yolla ele geçirmeye
çalıştıkları için de başkalarının da oyuncağı olurlar.
Serhan için zor zamanlar, hem hiçbir şey paylaşamadığı bir
eşi var hayatında hem de adını koyamadığı duyguları. O da korkuyor
hissettiklerinden bu yüzden Merve’yle kontak kurmaya, sohbet etmeye çalışıyor. Karısına
zorla ilgi göstererek çekildiği yere girmemek için çabalıyor. Kendince kendini
korumaya gayret ediyor. Bi’ yandan Oya’yı görünce aklı başından gidiyor, diğer
yandan yaptıklarını yanlış bulup aklını başına topluyor. Bi’ yandan Oya’yı
kıskanıp ona tavır yapıyor, diğer yandan onu merak ediyor. Merve ile sadece
evliliğin kurumsal bağı var aralarında. Birbirleriyle vakit geçiren, birbirini
merak eden, özleyen bir çift değiller. Serhan’ın konuşma isteğine karşı
Merve’nin yaşadığı şaşkınlık aralarında diyalog olmadığının en büyük göstergesi
zaten. Gerçi Merve entrika entrika gezinirken, insani duygularını nasıl
çalıştıracak ki? O farklı bir kafada. Mutluluğu insanlar üzerinde kurduğu
kumpaslardaki başarıda bulan bir kadın Merve. Bu yüzden yaşadığı yenilgiyi
hazmedemedi ve terör estirdi evde. Hem sakinleştiği hem de planlar yaptığı hem
kendi gibi olduğu hem de kendinden bile uzaklaşabildiği yer bahçesi. Ah Merve
ah sen nasıl bir insansın? Hem çok sempatiksin hem de çok fazla kötüsün. Sen
bizim ayarlarımızla oynuyorsun. Seni sevsek mi yoksa nefret mi etsek karar
veremiyoruz. Yani aslında kararımız kesin de yine de sana istikrarın ve zekân
yüzünden şapka çıkarıyoruz.
Edip’in hayatında bir kadının olması onun Oya’ya karşı
hislerinin olmadığının sinyali miydi bilmiyorum. Onun hikâyeye biraz daha dahil
olmasını istiyorum ben. Çok dışarıda kalıyor. Oya’yla birbirlerine sığınmış,
hayata birbirleriyle tutunmuşlar. Diğerleriyle de karşılaşsın bir an önce. O da
zarar görmüş ve yara almış sonuçta. Elbette böyle bir yüzleşme yaşanacak
ilerleyen zamanlarda ki Serhan’la karşılaştı bile. Sahi ne olacak bu durum?
İçeride Serhan dışarıda uçan kuştan haberi olup kocasından bi’ haber olan
Merve. Kapıyı Serhan açmayacak tabii ya da açmış da olsa Merve orada olmayacak.
Çünkü kendinden ve kendine ait her şeyden çok emin olan Merve için biraz daha
zaman var. O daha küçük küçük hezimetler yaşayacak. Yüzleşmek için verilen fırsatları da
harcayacak. Kibrinden ödün vermedikçe yer altından çekilecek onun. Elini kolunu
koyacak yer bulamayacak. O insanların hayatına bu kadar acımasızca daldıkça
hesabı daha da büyücek. Ufak tefek
ihanetler koca koca ihanetlere dönüşecek. Ufak tefek cinayetler kimin öldüğünü
bir türlü anlayamadığımız gerçek bi’ cinayete dönüşecek. Masumla suçlunun iç
içe olduğu bu hikâyede masum da suçlu da, haklı da haksız da ortaya çıkacak.