Ateş’in söylediklerini duyan Nazlı kardeşliği bozmamak için
aşkından vazgeçmeye karar verdi. Amacı güzel, seçtiği yol yanlıştı. Her zaman
olduğu gibi derdini doğru düzgün anlatamadı. Şimdi Erdem kabullense Ateş’in
kırgınlığı sürer. Cidden milletçe iletişim dersi almamız gerektiğini
düşünüyorum bazen.
Ayrılık sahnelerinden zevk alan mı var? Bir Çaylak ile Su
ayrılır. Onlar barışır. Bu sefer Ateş ve Nazlı… Sırada da Eylem ve Fethi var
gibi. Yeter şiştim valla. Bu bir dizi olabilir ama işler bu kadar da ters
gitmez herhalde. Gören de bütün Türkiye imkansız aşk yaşıyor sanacak. Halbuki
bu ülkede aşkı hiç yaşamayan bir sürü insan var. Siz herhangi bir dizide sorun
yaşamayan sadece çevrelerindeki sorunlarla, hayat gailesi ile boğuşan bir çift
izlediniz mi? Ben izlemeyi çok isterdim.
Bu yazdıklarım sahneden etkilenmediğim anlamına gelmiyor
elbette. İzlerken ağlamamak için zor tuttum kendimi. Nazlı'nın kokusunu içine
çekmeye çalışan Ateş, sevdiğine son kez sarılan Nazlı. Gerçekten güzel çekilmiş
bir sahneydi. Buram buram hissettirdi acıyı. Sadece mutlu birkaç sahneleri
olsun istiyorum. Dünyanın en zor şeyi değil sanırım.
Kısa kısa…
1- Bir Aşık kaldı sevgilisi olmayan. Niye?
2- Yavuz’un masasında Şu
Çılgın Türkler kitabı vardı. Çok severim ve herkese tavsiye ederim okuması
için. Turgut Özakman’a tekrar rahmet diliyorum.
3- Yavuz’un saç ve sakal kesimi ilk bölümlere dönse? Geçen
ilk bölümden bir sahne izledim. Daha genç görünüyor resmen.
4- Eylem ve Fethi’ye haftaya değineceğim. Zira olaylar
haftaya patlayacak gibi. Üstelik yazı çok uzadı. :))
Sürç-i lisan ettiysem affola… Haftaya görüşmek üzere,
yorumlarınızı bekliyorum.
Sevgiler, saygılar…