Kağan ile Aslı’nın el ele tutuşan, birbirinin omzuna
yatan, beraber yemek yiyip, beraber ağlayan bir çift olarak görmek çok güzel. Dizinin
en “cool” çifti yolunda hızlı adımlarla ilerliyorlar. Onlara kocaman bir
maşallah. Aslı yalnızlığından yakındı ama artık yanında Kağan var. Kağan’ın
Aslı’ya her zaman kol kanat gerip, onun yanında olacağını bilmek bile biz
izleyen olarak beni rahatlatıyor.
Yalnızlığın paylaşılmış hali. Kağan başka bir adam! Görev başında da sivil hayatında
da doğru inisiyatif alabildiğini düşündüğüm kıymetli bir insan. On bölüm
boyunca bunu defalarca gördük. Nihat ile karşı karşıya geldiğinde bunu bir kez
daha anladık. Nihat’ın öldürülmesi ise süreci aslında içinde açık ama bir o
kadar da gizli mesajlarla dolu bir sahneydi. Sanırım şimdi neden arkamızı
yasladığımız taşın neden bu kadar önemli olduğunu anlamışızdır.
Kağan özel hayatında mutluluğu yakaladığı gibi
görevinde de (kanaatimce) başarılı adımlarla ilerliyor. Sanırım, Albay Kopuz ve
Yüzbaşı Bozok’u diğer tim üyelerinden farklı kılan en önemli özellikleri liderlik
vasıflarına sahip olmaları. Baba, abi, komutan, amir olmak değil; onlar iyi
birer lider. Hep tartışılır: Liderlik özellikleri doğuştan mı gelir yoksa
öğrenme yoluyla elde edilir? Kişisel düşüncem doğuştan geldiğidir. Öğrenilen sadece
toplumun yapısından kaynaklanan kültürel değişikliklerdir. Ama liderlik aurası
başka ve Kopuz Albay ve Bozok Yüzbaşı’da bu özellik fazlasıyla mevcut. Çünkü
Berk Oktay, çünkü Murat Serezli, çünkü bu enerjiyi ekrandan izleyiciye
geçirebilmek!
Tam bu noktada Savaşçı’da izlediğimiz güzel oyunculuklardan
boşluklarının olduğunu düşündüğüm senaryoyla ilgili bir kaç paragraf açmak
istiyorum.
Aslı… Aslı ve Kağan’ı bir çift olarak görmek çok
güzel, eyvallah! Ama en başta hayal ettiğim o duygusal elektriği alamadığım
için sanki bir şeyler hep eksik gibi. Aslı’nın bu kadar çabuk yumuşacağını
düşünmemiştim. İdeolojik görüşleri ters olan bir çiftin 3-4 bölümde ortak bir
müşterekte buluşması… Bilemedim. Tehlikesiz ve dozunda biraz daha çatışmalarını
tercih ederdim. Maksat gönüller bir olsun tamam da ya Akın Bey? Evet, Akın Bey,
hapishanede bıçaklanıp hastanede hayatını kaybetti. Baran ve Nihat’ı ise
Yüzbaşı Bozok, operasyon sırasında öldürdü. Benim anlamadığım Savaşçı dizisinin
hikâye örgüsü içerisinde kötü karakterlerin neden bu kadar çabuk harcandığı.
Mesela aynısını Tepegöz içinde söyleyebilirim. Ekran karşısında izlerken “Yahu
bir durun. Adamı tanıyalım, bağlantılarını çözelim, en azından şöyle bir on
bölüm adama karşı iyice bilenelim ki ölümü bizim için daha anlamlı hale gelsin.”
dedim. Bir kötü gider; bir kötü gelir. Gelir gelmesine de damdan düşer gibi de
gelmesinler, isterim. Yüzbaşı Bozok’un Tepegöz
ile hesabı var. Hem de öyle böyle bir hesap değil. Yüzbaşı Bozok’u çocukken,
gözünün önünde öldüren adamın 5-6 bölümde hikayesinin bitmiş olması bana tuhaf
geldi açıkçası. Tuhaf demeyeyim de yeterince bilenemedim sanki Tepegöz’e. Öldüğünde
“Oh be kurtulduk!” demeliydim.
Mesela Akın Bey, Aslı iki-üç bölüm babasından bahsetseydi. Biz ipuçlarını toplasaydık. Geldiğinde babasının yapıp
yapamayacaklarını kestirebilseydik, seyir keyfi daha yüksek bir hikâye izlerdik
diye düşünüyorum. Baran ve Nihat'tan bahsetmiyorum bile. Özellikle Baran'ı biraz daha kurcalasaydık keşke... Neyse! Önümüzdeki sezon gönlümden geçen şöyle dişli, çatışma
eşiği yüksek bir kötü karakter ile hikâyenin alevinin en yukarlara çıkmasını umuyorum.
*
Bu sahnenin hemen ardından lafı toparlayayım:
Ve bizi yeni sezona hazırlayan önemli noktalara
geldik.
- Bayındır ile tanıştık. Nasıl bir tip olduğu hakkında
kafamızda bir şeyler canlandı. Ama kendisinin Albay Kopuz'un helikopterinde olması hikayeyi ve kahramanlarımızı nasıl etkileyecek, yeni sezonda bekleyip göreceğiz.
- Albay Kopuz’un ensesindeki soğuk nefesi hep beraber
hissettik. Bugüne kadar tüm kötü karakterler Yüzbaşı Bozok göz göze gelmişti.
Artık resim daha büyük. Kadraja Albay Kopuz da giriyor.
- Karanlık bir el gördük. Bu el bir dost eli değil tabii
ki. Bu elin sahibinin kim olduğunu, Kılıç Timi’yle ne zaman ve hangi koşullarda
karşı karşıya geleceğini önümüzdeki göreceğiz.
Bu iç maddeyi mantıklı bir bir bütün içerisinde izlememiz için tek
bir ihtimalin gerçekleşmeğe gerekiyor: O düşen helikopterden herkesin sağ
çıkması. En azından Bayındır, Bayram, Yüzbaşı Bozok ve Albay Kopuz’un! En
güzel zeybeği oynayanın hatırına bu adamların yaşamasını çok istiyorum. Çünkü
zeybek haksızlığa başkaldırmaktır, cesarettir, meydan okumaktır. Bu adamlar
meydan okusun! Herkese, her şeye! Geri de adam bırakmadan!
***
Ve onuncu bölüm de burada biter! Bizi yeni sezona iyi
bir şekilde hazırlayan güzel bir bölümdü. Yeni tanıtımları, yeni fragmanları,
yeni kahramanlarımızı dört gözle bekliyor olacağız!
Tekrar herkese mutlu, içlerine sinecek güzel tatiller
dilerim.
Yeni
sezonda görüşmez üzere!