Cevdet gizli göreviyle kendi canı kadar, ailesinin canıyla da hep topun ağzındaydı bugüne kadar. O kadar çok sınandı ki ailesiyle. Onlar onu vatan haini zannederlerken o, o kadar çok yardım etti ki onlara. Arkadan o kadar çok şeyi halletti ki onların ruhu bile duymadan. En çok da annesinin onun bir vatanperver olduğunu bilmesini istiyor. Yaşlı annesinin gözü arkada gitmesine gönlü razı olmuyor. Ama vatan için bütün bunlara katlanmaya değer. Şimdi en azından Azize biliyor tüm bunları o bile yetiyor Cevdet’e. Vasilli’nin ona kurduğu tuzağı şimdi o Vasilli’ye kuruyor. İkisi de birbirini bilmenin gerçeğiyle sırdaş oluyorlar. Biri kurtulsa diğeri kurtulamıyor. Vasilli ihaneti sindiremediği için onu hiç affetmeyeceğinin sinyalini “Senin bir kahraman olarak ölmene izin vermeyeceğim” diyerek veriyor. O da haklı elbette. Sonuçta kendine güvendiği kadar güvenmişti Cevdet’e ve de en büyük darbeyi ondan aldı. Şimdi ise oğlu olduğunu öğrendiği Ali Kemal’i kurtarayım derken, iş birliği yaptığı Cevdet’in tuzağına düşüyor ve vatan haini damgası yiyor.
 
Leon yine gönlümüzün efendisiydin bu bölüm. Yine vicdanınla attın tüm adımlarını, bir de bu adımlara Hilal’e olan aşkını kattın. Sevdiğin kız için her şeyi yapacağını hiç kimseden saklamıyor, söylüyorsun. Herkesi bu fikre yavaş yavaş alıştırıyorsun. Hilal için çıkardığın üniformayı Hilal için tekrar giyiyorsun. Hilal için aldığın telgrafın iğnesini, baban sözünü tutmayınca hiç yüksünmeden geri iade ediyorsun. Alelade hareket etmiyorsun, en çok da bu tarafın fethediyor bizi. Yanlışta yapsan açıklaması var sende. Hiçbir şeyin arkasına saklanmıyorsun. Kalbin ve vicdanın doğrularının ibresi olmuş sen o çizgiden ayrılmıyorsun. Şimdi abine de kavuştun. Bakalım aranız nasıl olacak Ali Kemal’le? Son zamanlarda bi’ hayli arkadaş olmuştunuz zaten.
 
 
 
Bu bölüm Tevfik sahalarda yoktu. Adam haftalardır çekirge gibi zıplamaktan yoruldu tabii, hainliğine yeni hainlikler katmak için biraz dinlenmesi lazım sonuçta. Kendi vatanı için kazdığı çukura düşerken, başka çukur kazıcı kurtardı onu şimdilik. Onun nasıl bir soysuz olduğunu iyi bilen başka coğrafyanın soysuzu Charles, yeni planları için elinin altında tutuyor Tevfik’i. O da biliyor Tevfik’ten daha karaktersizini bulamayacağını. Aynı ruhların birbirini çektiği gibi çekiyorlar bu iki kötü adam birbirini. Tevfik Azize ile bir gelecek hayal ederken Charles ülkesi için hayaller kuruyor bu topraklar üzerinden.
 
Şimdi oturmuş Mustafa Kemal’i yok etmenin planlarını yapıyorlar birlikte. Onu aşmadan hiçbir şey yapamayacaklarını anladılar çünkü ufaktan ufaktan. Charles gelişmiş teknolojileriyle bu işi çözeceğini zannederek, taarruz için sabırsızlanırken yeni hezimetlere yelken açıyor kendinin başını çektiği bölücü güçlerle. “Her şeyi kaybetmenin kıyısında olan birisine istediğinizi yaptırabilirsiniz.” diyerek insanın hırsını ve içindeki kötülüğü nasıl harekete geçirdiğini anlatıyor Vasilli’ye. Çanakkale’de yaşadıkları hezimetin daha büyüğünü yaşayacakları bir savaşın hazırlıklarını yaptığının farkında değil elbette. O sadece masumların kanı üzerinden kuracağı başarının peşinde. Kim ölmüş kim kalmış umursamadan, haklı haksız ayırt etmeden, sevdiği kadına dahi oynayarak taktığı maskeyle koşuyor oradan oraya. Aşk da ve savaşta her şeyi mübah gören hastalıklı bir düşünceyle veriyor kararlarını neye mal olacağını düşünmeden. Büyük Britanya için yeni planlar yaparken, kendi sonlarını hazırladıklarını hiç mi hiç fark etmeden. 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER