Bölümden öncesinde haberini aldınız mı veya açılış zamanı jenerikte fark ettiniz mi bilmiyorum, Su Kutlu'nun bu bölümde konuk olmasını ben merakla bekliyordum. Merve'nin, hele de davette olanlardan sonra, diziye şöyle bir uğraması sanki şart gibi bir şeydi. Rüya mı flashback mi diye düşünürken, rüya çıktı. Ve çok uzun olmasa bile harika bir sahne olmuş <3
Sırf bu yüzden bile Yavuz-Bahar ikilisinin olması için ne kadar vakit varsa işte o vaktin birazcık ileri atıldığını düşünüyorum. Bahar bir süre daha şansına küsebilir. Yavuz da bir zahmet gelecek bölümde en azından Bahar'la ilgileniyormuşçasına bir tavırla etrafında dolanmazsa sevinirim. Zaten kurtulduğunda yine Bahar'ın bakımına kalıverecektir.
Not: Su Kutlu'yu daha fazla görmeye itiraz etmem ben. Mesela dizi yaza kalmayacaksa sezon finalinde.
Bölümün sonlarına doğru ilerlemeye başladığımız için Yavuz en azından kendisini kurtarmayı bir denedi artık. Üstüne Çolak'ı rehin alarak yoluna devam etmeye başladı. Yalnız itiraz ettiğimden değil ama baygın haldeki Yavuz'un başına 1 (bir) tane bile adam dikmeden bıraktıklarından dolayı gerizekalılıkları için tebrik ediyorum. Hoş ne işe yaradı derseniz, o da doğru. İçinde bulunduğu durum fazla ilerlemesine izin vermedi. Zaten daha fragmanda gördüğümüz Yavuz-Erdem Yarbay sahnelerini görmemiştik.
Bundan sonrası da ona vardı zaten. Üstelik yerinde daha fazla duramayan Hafız sosuyla. Yavuz'un yerini belirlemeleri için fırsat veren Çolak, ekibi beklerken Yavuz'a benzini döküp onu yanmaya bıraktı. Bu sırada da hem ekip için şaşırtmaca uygulayarak Yavuz'u bulmalarını geciktirdi, hem de devletin havadaki uçaklarını takibe aldı. Burasını en nihayetinde Çolak'ın istediği gibi bırakmış olduk. Adam hayrına uçakları takip etmiyor herhalde, vardır bir planı. Zaten bu plan her neyse Yavuz'un patlamayıp kendini kurtarmasının anahtarı yine bir şekilde o olacak.

Erdem Yarbay hala yardım gönderemediğinden bölüme yayılmaya devam eden okul konusunda bir sonraki adım bayrak konusu oldu. Okul kısmının da en sağlam kısmı kesinlikle burasıydı. Gündoğdu Marşı da sahneye çok iyi uymuş ayrıca, resmen eğlendim vallahi. Üstelik Mücahit de bölümboyu daha izlenir olmuş.
Burada da önce çıkış Feyzo sayesinde jammerın etkisiz hale getirilip destek istenmesiydi. Ancak ardından teröristlerin bekleyip de bulamadığı destek nihayet gelmiş oldu. Adamlar kapıyı kırarken bölümün sonuna vardık resmen. Herhalde gelecek bölünde bu bölümde gelmek bilmeyen destek şıp diye varacak, başka türlü nasıl sağ çıkarlar oradan meçhul.
Ve bir de tabii izlediğimiz bölümün en gergin tarafı olan Fethi'nin kolu meselesi vardı. Hani dizi izlediğimiz için kesilmesini beklemiyordum ama zurnanın zırt dediği yere kadar da bekledik resmen. Tamam, bölüm boyu kimsenin aradığı destek çabucak gelmedi ama Fethi'ninki sanki gelmek istemedi... Neyse ki diğer şeyler gibi Fethi'nin kolu da kurtarmış gibi duruyoruz. Ancak Allah bir taraftan alıp diğer tataftan verdiğinden "Sebo yok, Eylem yok." durumuna da nihayet sıra gelmiş oldu.
Bölüm boyunca kös kös olduğu yerde oturan Sebo ancak Eylem'in desteği gelince kaçmak için harekete geçti. O kadar insan içinden peşlerine düşüp de bunları bulan Fethi oldu tabii. Çünkü neden başkası olsun değil mi? Bu arada Sebo'nun kimse masun değil teorisine inandığını öğrenmiş olduk, öğrenmeseydik daha mı iyi olurdu onu merak ediyorum.
Sebo'yu canlı ele geçirmek isteyen Fethi, adamı öldürmek isteyen Eylem'i vuruverdi. Çok affedersiniz, koyun can derdinde olacak ama bu ikilinin üretim tarihini de böylece biraz ileri atmış olduk. Artık gerisi kısmet... Eylem nasılsa ölmeyecektir.
1. Eylem?
2. Yavuz?
3. Köstebek?
4. Okulun kapısını kırdılar. İçeridekiler?
5. Sebo'nun anahtarı?
6. Feyzullah'ın kız meselesi?
Gelecek bölüme buradan alır devam ederiz artık, sanıyorum bu seferlik de bu kadar. Ha bu arada dizinin en aşk niyetine ortada bir şeyin olmadığı ama gerek de olmadığı bölümü bu olsa gerek. Evet, Nazlı-Ateş okul sırasında, Eylem-Fethi de devrilen araba kısmında yan yanaydı ama kendi dertlerinden kimsenin başka tarafa bakası olmadı zaten. Hele Bahar'ı neredeyse görmedik sayılır. Neyse, Merve'nin konukluğu bana bu bakımdan yetti zaten.
Böyle yani.