Bütün masum çocuklar ve bütün yiğit babalar için!
Hatırlayacak olursanız bir önceki bölüm Savaşçı’da öyle bir bölüm izlemiştik ki bu hafta biraz dinleniriz diye düşünmüştüm. Ama neredee? Şaka bir yana perşembenin gelişi çarşambadan bellidir, derler ya öyle bir final ile altıncı bölümü karşıladık.

***

Uzun bürokratik süreçlerden hoşlanmıyorum. Tıpkı Yüzbaşı Bozok gibi! Şehrin ortasında, gündüz gözüyle bir özel kuvvetler askerinin evine giriyorlar, telefonda tehdit ediyorlar, kız kardeşini kaçırıyorlar, ama Kağan’dan sakin olup beklemesini istiyorlar. Yok öyle bir dünya. Yüzbaşı Bozok, çok iyi bir görev adamı, başarılı bir subay olabilir ama söz konusu ailesi olduğunda daha riskli adımları korkmadan atıp, daha büyük riskler alabilecek duruşta bir adam. Kaldı ki herkesin aksine “Amannn Kağan duymasın!” denilecek kadar da kontrolsüz değil. Öyle olsaydı Serdar Üsteğmen’i kurtarırken Tepegöz ile karşı karşıya geldiği an işini bitirirdi.

Kusura bakmayın ama sizin de karşınızda herhangi biri yok. Özel Kuvvetlerin en kıymetli subaylarından Yüzbaşı Kağan Bozok var ve birini nasıl kurtarılacağına dair fikirleri başkasından alacak değil. Üstelik yanında Serdar Üsteğmen ve Uzman Çavuş Turgut varken. O yüzden sürekli birilerinin Yüzbaşı Bozok’un tepesinde “Onu yapma, bunu yap!” demesinden hoşlanmıyorum, Albay Kopuz dışında. Ha, sivilken herkes karışsın. Mevzu gönül işleriyse yüklenin yüklenebildiğiniz kadar ama kamuflajları çektiğinizde de durmasını bilin ve ne diyorsa onu yapın.

Yıldız’ın Tepegöz’ün elinden sağ salim kurtulmasının sırrı da bu bence. Yüzbaşı Bozok, Tepegöz ve Tepegöz gibilerinin ciğerinin kıvrıldığı yere kadar biliyordur. Onların neye cesaret edip edemeyeceklerini de… Kaldı ki Tepegöz’ün elinden Serdar Üsteğmen kurtuldu, Yıldız kurtuldu. Yüzbaşı Bozok, taa Suriye’de kendisini emir sana adamların elinden kurtuldu. Tepegöz kim ya?!

Yüzbaşı Bozok’un, Tepegöz’ün sonunu getirdiği sahne gerçekten muhteşemdi. Hissettirdikleri, duruşu, bakışı! “Bütün masum çocuklar ve bütün yiğit babalar için...”*



Ancak hikâyenin akışı içerisinde Tepegöz’den bu kadar kolay kurtulacağımızı düşünmüyordum. Ercüment Fidan, bizi Tepegöz’e inandırmıştı. Kızıyorduk ama oyunculuğu ile çok güzel ve özel bir yerde hatırlayacağız. Savaşçı'ya kattıkları için teşekkürler. ^^


Yazı devam ediyor...
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER