ANNELER GÜNÜ… Feyzullah'ı önce azarlayan sonra cebinden uçak bileti çıkaran adam gibi adam Erdem Yarbay… Hala kendisine tam olarak inanmış olmasam da izlemeye alıştım sanırım. Eskisi gibi rahatsız etmiyor sahneleri. Nihat Altınkaya da rolüne ısınmaya başladı.

Erdem Yarbay ve Güler Hanım'ın anneler günü sürprizi efsaneydi. Daha önce internette bir video vardı. Nöbet tutan askerin annesi sürpriz yapıyordu oğluna. O videoyu hatırlattı bana. Ben de –okumak için- son dört yıldır anneler ve babalar gününü ailemden uzak geçiriyorum. Tam anlamıyla bam teline solo oldu. Erdem Yarbay’ın “El öpülecek, öp!” komutuna gülmekten yarıldım. Her şey bir yana anneler bile komut ile ellerini uzattı. Sanki asker gibi… :)

Keşanlı alemsin… Adam Karadenizli, Keşan'ı seviyor diye kendine Keşanlı dedirtiyor. Komutanım bu deliye bir şey değin da! Ateş oğlana çok üzüldüm. Herkes anneler günü kutlarken o annesine dair en ufak bir şey bile bilmiyor. Nazlı ise bu durumu anlamamak için özel çaba sarf etti sağolsun. Adam yetimhanede büyümüş, söylemek istemiyor. Ateş’in söylediklerinden konuyu daha fazla deşmemesi gerektiğini anlayabilirdi.



Fethi ve Eylem… Fethi'nin adam akıllı özür dilemesinden son derece memnunum efendim. Baştan beri söylüyorum. Yaptıkları son derece yanlıştı. Kızın hayatını tehlikeye attılar. Eylem Çolak’ın nasıl bir ruh hastası olduğunu görmüş. Eh, buna da şükür! Ama gördüklerini niye söylemediğini anlamadım. Şiddete karşı değil mi bu kadın? Çolak’ın o resimleri turistik gezi için saklamadığının farkındadır herhalde? Umarım çok uzamadan anlatır durumu.

Eylem’in sevgilisinin fotoğrafı ortaya çıktığında “Ya öldü ya da ayrıldı” demiştim. Ayrılmışlar. Ama eski sevgilinin Çolak’ın adamı olacağını kırk yıl düşünsem hayal edemezdim. Bakalım altından neler çıkacak? Ayrıca Fethi daha önce de terk edilmiş sanırım. Bir kez daha kaldıramazsın demesi… Ayrıca Ateş de Fethi de “Aşık olmam ben” mantığında değiller. Aksine “Aşık oluyorum galiba. Eyvah!” kafasını yaşıyorlar.



Yavuz’un mekana girişi müzikle ve espriler ile güzel harmanlanmıştı. Yalnız gerçekten Özel Kuvvetler Timi değil Yetenek Sizsiniz yarışması gibi… Fransızca, Arapça, piyona çalma, tıbbi yardım, güzel şarkı söyleme vs… Yavuz’un yakın dövüş dışında bir marifetini göremedik. Özel Kuvvetlere bağlı subayların yabancı dilleri iyi oluyor diye biliyorum İngilizce dışında bir dil konuşurken görebilecek miyiz acaba Yavuz'u?

Fragmanda Bahar ile Yavuz’un sahnelerini görünce çok erken demiştim ama Çolak’ın zoruyla izlemektense kendileri istedikleri için yaşasalardı şu sahneleri daha iyi olurdu. Bahar fena halde döküldü Yavuz'a. Bir “seni seviyorum” demesi eksik kaldı. Gerçekleri öğrenince epeyce Yavuz’dan kaçacaktır. Oysa yavaş yavaş birbirlerine ısınmalarını tercih ederdim.

Yavuz’un mors alfabesi kullanarak ekibi ile iletişime geçmesi iyiydi. Gerçi köşk boşaldıktan sonra Yavuz niye Çolak’ı dinlemeye devam etti? O kısmı anlamadım. Bir işler dönmüştür, bir planları vardır diye umuyorum. Ayrıca Sarı Komutan fazla açıkta değil miydin? Gözü kara bir polis çekse tetiği en olacaktı?

İşte böyle… Haftaya tekrar görüşmek üzere… Yorumlarınızı bekliyorum.

Bir hatam kusurum olduysa affola…

Sevgiler, saygılar… 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER