Çocuklar öldürülmesin, şeker de yiyebilsinler!*
Ne güzel söylemiş Nazım Hikmet Kız Çocuğu* şiirinde:
 
Çalıyorum kapınızı, teyze, amca, bir imza ver.
Çocuklar öldürülmesin, şeker de yiyebilsinler.
 
Savaşçı dizisinin üçüncü bölümü akarken yazacaklarım da başlık da gözlerimden dökülen yaşlar gibi aktı geçti. Ve ilk iki bölümün aksine bir sürü şey oldu. Bölüm sayısı ile doğru orantılı olarak vitesi de büyültüyorlar ve bu benim çok hoşuma gidiyor.

***

İlk önce Serdar Üsteğmen’in kurtarılma süreciyle başlamak istiyorum. Serdar’ın bir şekilde kurtarılacağını hepimiz biliyorduk, değil mi? Ama şüphesiz önemli olan bundan sonrasıydı. Kılıç Timi’nin yanında olması, Yıldız’ın, babasının yanında olması, gözleri dola dola yemin ettiği görevinin olması Serdar’ın yaralarını tamamen ortadan kaldırmayacaktır. Mutlaka dokundukça sızlayacaktır. Ama o yaraların izlerini en az görünür hale getirmek bu saydıklarım sayesinde mümkün olacak gibi duruyor. İnsanın yanında yöresinde Albay Kopuz, Yüzbaşı Bozok gibi adamlar olduktan sonra insanın sırtı yere gelmez, arkadaş. Ben bunu bilir bunu söylerim.

Gurur!
 
Bir de Serdar Üsteğmen’in babası için ayrı bir paragraf açmak isterim. Gerçekten Anadolu’lu olmak böyle bir şey. Bizler fildişi kulelerimizde ya da akıllı evlerimizde otururken Anadolu’nun ne kadar özel ve güzel olduğunu bir kez daha hatırlattı. Anadolu başka bir yer… Oturup tarih dersi verecek değilim ama bu topraklar çok savaş gördü. Hep kan, hep göz yaşı. Ve elbet bir gün uğruna milyonlarca insanın öldüğü petrol kaynakları da bitecek. Elimizi değdirdiğimiz her şey gibi onu da kurutacağız. Savaşların, kanın ve göz yaşının yanında bize kalan birbirimize olan sevgimiz, saygımız ve fedakarlığımız olacak. O yüzden: ANADOLU BE KARDEŞİM!

***

Serdar Üsteğmen’in kurtulması Serdar’ın hayatını değiştirdi, normal olarak. Bu süreci biz de yakından izleyeceğiz. Nasıl mesleğine, hayata, sevdiklerine tutunacak, nasıl rehabilite olacak göreceğiz. Serdar, yeni bir hayata başlayacak. Ancak Serdar'ın nefes alması örgütte de çözülmelerin başlayacağının sinyallerini verdi. Yaşadığı, ekmeğini yediği, suyunu içtiği vatana ihanet eden, birbirinin arkasından neler yapmaz? Tepegöz başta olmak üzere tüm örgütü bu bakış açısıyla izliyorum. Tepegöz, aklınca Kağan Yüzbaşı’yı korkutmaya çalışsın, ateş olsa cürmü kadar yer yakar, bu bir! Büyüklerimizin ifadesiyle umarım örgüt içinde de kendi başlarını yerler, bu da iki!

***
 
Savaşçı dizisinin ilk bölümü de karakterleri tanımaya yönelik ve hikâyenin geneli hakkında bilgi verici nitelikteydi. Artık Kılıç Timi’nin buram buram çorap, yarım pizza, muz kabuğu kokan yüzünü de gördük. Flaş, flaş, flaş! Galip ile Emre’nin evi diyeceğim ama şimdi Galip ve Emre’ninki ev ise Turan ve Selçuk’unki nedir? Arkadaşlar kusura bakmayın ama iş başka, ev temizliği başka. Bu konuda size sevgi ve şefkatle yaklaşamayacağım, üzgünüm. Turan’ın boşluğuna geldi, Emre ve Galip’e evin kapısını açtı. Siz evin içinde neden birbirinizi kovalıyorsunuz. O mutfak tezgahlarını ayaklarınızla bastınız hep ya! Ben Selver Hanım Teyze’nin yanına gidiyorum!


Yazı devam ediyor...
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER