5. bölümü izlemek için sakin sakin geçmiştim ekran
karşısına. İlk on beş dakika, Şahin – Tekin ve Ali – Yiğit cephelerindeki tehdit
ve restleşmeler art arda gelince de oturduğum yerde geriye yaslanmış “Eh, bir
miktar adam dövmece; bir iki romantik sahne, biraz da oyun – düzen izleyeceğiz;
geçip gidecek 140 dakika.” diye düşünmüştüm. Final sahnesini izlememiş olsaydım
yorumu bambaşka yerden ele alacak ve olaylara başka pencereden bakacaktım. Gel
gör ki bölümün son çeyreği birden renk değiştirip öyküyü bir başka boyuta attı.
Bölüm boyunca Derin’in Ali’ye babasıyla ilgili gerçeği
açıklama, en azından onu bu konuda düşündürme çabalarını izledikçe gerildim.
Ben baştan beri, Ali’nin her şeyi Tekin’den, Derin’den hatta Şahin’in
kendisinden değil Rauf Anne’den öğrenmesi gerektiğine inanıyorum çünkü. Ali’ye
yeni bir dünya kuran ve bunu bir gerçeğin üstünü örterek yapan o. Vakti
geldiğinde de kendi kurduğu dünyayı, yine kendi yıkmalı ve Ali’yi gerçekle o
yüzleştirmeli diyorum. Rauf Anne’nin de bunu yapmak istediğini ama cesaretini
toplayamadığından sürekli ötelediğini biliyoruz. Bir süre daha böyle gidecek
diye düşünmüştüm ve korkum da Rauf Anne söyleyemediği için, Ali’nin bu sırrı,
bir başkasından hele de Tekin’den duymasıydı.
Ali’nin darmadağın gelip “Gidelim anne!” deyişi Rauf
Anne’nin beklediği tetik oldu ve “Tanıdığın en büyük yalancı benim!” diyerek
döküldü. Döküldü dökülmesine de ne söyledi, nasıl söyledi, ne kadar söyledi
henüz orayı bilemiyoruz. Onun da ötesinde ben bu kadar ani bir itirafa da hazır
değildim. Henüz beş bölüm geçmişken dizinin ana çatışmasındaki çok büyük bir
düğümün çözülüvermesi beni fena hâlde gafil avladı. Ancak eğer Rauf Anne,
sadece Ali’ye babasının Şahin olduğunu söylediyse yeni ve çok sıkı bir düğüm
daha atılacak demektir. Annesinin katilinin babası olduğuna inanan Ali, bu
durumda Şahin’i bağrına basmaz ve ortaya yeni bir kriz çıkar. Açıkçası
beklentim de isteğim de bu yönde. Onun öğrendiğini sindirmesi, bununla baş
etmeye çalışması ve sevgi – nefret çelişkisini yaşaması gerek.

Sonsuz yolculuğumda seni son durak sandım… *
Ali, bu bölüm “beklemediği yerden” bir başka yumruk daha
yedi. Derin’le ilişkisi aniden boyut değiştirdi, “Annemi kaybettiğim yerde seni
buldum. “ dediği anda hiç anlamlandıramadığı biçimde Derin’i de kaybetti.
Yiğit’e meydan okurken bir yandan da Derin’e duygularını
açan Ali, belki de ilk kez adına “ilişki” dedikleri bir bağa gönüllü razı oldu.
Derin’le kafa kafaya, yürek yüreğe verip yere daha sağlam basmayı düşündükleri
anda da bulduğu hızla kaybetti onu.
Biz yerli dizilerde bu kadar hızlı gelişen birlikteliklere
çok da alışık değiliz, izleyici olarak. Tarafların duygularını anlamaları, bunu
sindirmeleri birkaç bölüm sürer, ardından duyguların açıklanamaması gelir.
Âşıklar da izleyenler de gerim gerim gerilir. Olur da itiraf gelirse bu kez,
bırakın birlikte olmayı bir küçük öpücük için bölümler boyu sancı çeker
çiftler. Oysa hepi topu beş bölümde tanışan, âşık olan, duygularını itiraf edip
birlikte olan bir çift izledik, bu kez. Ne var ki çok muhabbet tez ayrılık
getirir, demişler. Getirdi de…
Benim de işte, tam bu noktada söyleyeceklerim var izninizle…
Babasının “Şikâyeti geri çekerim ama eve dönüp Yiğit’le evlenirsin.” Şantajına
başta boyun eğmeyen Nihan ayyy pardon(!) Derin, Şahin’i kurtarmak adına blöfe
boyun eğip Ali’ye güzel bir hikâye anlatarak onu terk etti. Yiğit’le evlenmek
üzere evine döndü.
Ay Yapım’ın hem de aynı gün yayımlanan bir başka dizisinde
biz aynı çatışmayı bir başka versiyonla izlemiyor muyuz, Allah aşkına? Orada da
şantaja boyun eğip nefret ettiği adamla evlenmek için benzer bir yalan söyleyen
asıl kızımız yok mu? Peki, söyler misiniz bana, niye bu kadar benzer bir durum
tekrar edilir? Aynı yapımın birbirine rakip iki dizisi için bu büyük bir risk
değil midir? Peki, değer mi bu riske? Haaa, bana “Canım, burada asıl konu o
değil ki! Olay, baba – oğul ilişkisinde odaklansın diye haftalardır söylenen
sen değil misin? İşte oraya dönüyor, öykü!” derseniz ona da bir soruyla cevap
veririm: “Yolu bu mudur?” İlgi çeken konuyu, tutan detayı, beğenilen tiplemeyi
alıp biraz evirip çevirip bir başka dizide kullanma alışkanlığı yerli dizi
sektörünün en sevdiği kolaycılıklardan, kabul ama her ikisi de gösterimde olan
kendi dizilerinde bu yola başvurmak bana hiç mi hiç doğru gelmedi.
Amaç Derin ve Ali’yi karşı cephelere geçirmektiyse bunun bir
sürü yolu vardı. Madem bu yola sapılacaktı o zaman Aslı’yı niye bu ikilinin tam
ortasına soktunuz? Şu an Aslı, onun Ali’ye duyguları, aralarındaki sözde
evlilik hepsi işlevsiz kaldı. Aslı, merak ve tepki unsuru olmaktan bütünüyle
çıktı.
Yazı devam ediyor..