“Sesini kaybedenlerin bir şarkısı olmaz!” *
Zaten çoğu şey değmez konuşmaya…
Gittim çünkü eskittim kentin sokaklarını
Kimsenin umrunda değil, suratlar soğuk
Ardımda çok şey bırakmadım.
Kalanları da almadım,
Denize doğru…
 
Ali’nin, gece evden kaçıp soluğu limanda aldığı sahnenin başını izlerken zihnimde Bülent Ortaçgil’in “Denize doğru” şarkısının üstteki dizeleri dönüp duruyordu. “Kafam karmakarışık!” diyerek beynindeki sorulardan kurtulmaya kaçmıştı, Ali. Elimde olsa onu limanda bir gemiye atar ve iterdim denize doğru… Bunalmasını, kafasında düğümler olmasını, hesap soranlardan yılmasını ve sadece “bir nefes almak” istemesini öyle iyi anladım, öyle hak verdim ki…
 
Geçtiğimiz bölümlerde “Ali mutlu!” demiştim. Mutluydu çünkü bilmiyordu, bilmemek daima huzur ve mutluluktur. İstanbul’a ayak bastığı andan beri öğrenmeye başladı. Neyi mi? Hayatın başka bir yüzünü… Her ne kadar o yaşanmışlıkları, deneyimleri olduğunu düşünse de ömrü gemilerde geçmiş, sınırlı insanla sınırlı ilişki kurmuş, Rauf Anne dışında hiç kimseye bağlanmamış bir adam o… Yalıtılmış ve özgür bir hayat onunki… Oysa İstanbul’a geldiği anda onu karşılayan kaostu. Belgelerini yitirmek, Derin, Rauf Anne’nin hastalığı, Şampiyon, Tekin, Yiğit… Ben sayarken bunaldım, Ali yaşarken nasıl daralmasın? Üstüne üstlük çoğu isteği dışında kurulan ilişkiler yaşıyor ve hiç alışık olmadığı hesap verme durumuyla tanışıyor. “Hepiniz üstüme geliyorsunuz, ne yapmamam gerektiğini söylüyorsunuz!” isyanı da ne kadar bunaldığının dillendirilmesi, elbette ama biz, bugünlerin henüz öncü sarsıntı olduğunu da biliyoruz. Asıl deprem daha yaşanmadı bile…
 
Ali’nin kozasından çıkması, hatalar yapması, kontrolü dışındaki olayları da yönetmeyi öğrenmesi gerekiyor ki sağlam bastığı zemin, ayağının altından kaydığında düşmemeyi beceresin. Bu süreç onun için çok yorucu ve sancılı geçse bile…
 
Düşlerimde bile kaçtım, denize doğru…
 
Ali, hatalar yapacak demişken Aslı’dan bahsetmemek olmaz. Ali çaresizken iki tarafın da çözüm üretmek adına aceleyle aldıkları bir karardı, evlilik. Sinyalleri geçen bölüm almıştım ve Ali’ye âşık bir Aslı’nın hiç hoşuma gitmeyeceğini de söylemiştim ama görünen o ki korktuğum başıma adım adım geliyor.

Aslı’nın evlenme fikrini ortaya attığında sadece yardım etme niyetinde olduğuna sonuna kadar inanıyorum, Derin’e Ali ile evlendiklerini ve bunun gerekçesini kendiliğinden açıklamasını da bu niyetine bağlıyorum ama sonrasında gelişenler için o kadar iyimser değilim. Fırsatı, kâra çevirmeye evliliği ailesinden intikam almak için kullanarak başladı, bile. Kılıfı da hazırdı: Ali’nin kendisiyle evli olduğunu herkese duyurup Derin üzerindeki baskıyı hafifletmek… Burda da art niyetli davrandığını düşünmüyorum aslında; Aslı, sinsi bir kız değil ama kendi sorununun çözümü için önünü ardını düşünmeden Derin’i de Ali’yi de manasızca riske attı.
 
Ailesine karşı kazandığı zaferin sarhoşluğuyla anlamsızca olayı abarttı. Yersiz esprilerinden dans şovuna kadar kendi gösterisini sundu, Ali’nin dahi tepki göstermesine neden oldu. Pelin’in rahatsız olduğunu algılamamakta direndi, hatta nesnel bir gözle onu eleştiren Nesrin’e “O bana kızmaz!” diyerek kendini rahatlattı.
 
Oysa bir şeyi ısrarla tekrarlıyor, bir espriyi defalarca yineliyorsanız bu bilinçaltınızın size uyarısıdır. Ya durumu kabullenmeye çalışıyor ve tekrarlayarak sindirmeye çabalıyorsunuzdur ya da içinizdeki arzuyu dillendiriyorsunuzdur. Aslı’nınkinin hangisi olduğu da malum…
 
Ali, partide kendisinin ve kızların fazlaca üstüne gelinmesine tepki olarak ilk büyük hatayı yaptı: Aslı’yı öperek onun şovuna hiç inkâr edilmeyecek bir destek sundu. Bu eylem, Aslı’nın ve Derin’in ailelerine bir meydan okuma gibi görünse de ne yazık ki flashbackte de izlediğimiz üzere Aslı’nın duyguları için tetikleyici oldu.
 
Özetle ne yazık ki, korktuğumuza uğrayacağız ve Derin’le Ali arasına giren “sarışın, kötü ve klişe kadın” Aslı’yı izleyeceğiz. Muhtemelen total izleyicisine selam çakılmak üzere planlanmış ama bir kez daha söylemeden edemeyeceğim: keşke bu yanlıştan henüz vakit varken dönülse… Öyküyü bir adım öteye taşıyacak bir çatışma değil aksine kurguyu yerinde saydıracak bir kısır döngü çıkacak oradan çünkü. 

Yazı devam ediyor..
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER