Gülmez çünkü hiç bilmez, dertleri ağır…
Derin’in daha bölümün başında üst üste yaşadığı iki şoktan hangisi daha ağırdı tartışılır ama Aslı’nın verdiği haberle sarsılmasını iyi kapattı doğrusu. Şahin’in Ali’nin babası olduğu gerçeğini Derin’in öğrenmesi ise bana kalırsa çok iyi oldu. Bu bilgiyi şimdilik kendine saklamakta da haklı, her ne kadar ileride bu Ali ile ciddi bir kriz yaşamasına neden olacaksa da Ali’nin gerçekleri öğrenmesi için henüz çok erken. Üstelik bu koz, düşündüğü gibi Ali’yi İstanbul’da tutma adına çok değerli... Ancak Derin de insanları tanıma ve ilişkiler konusunda en az Ali kadar toy. Ali’nin geçmişi kurcalamasını ve gerçeği öğrenmesini sağlamak için de olsa hatta ona destek olduğunu vurgulamak için de olsa korumacı bir tavırla sürekli “uyaran insan” profili çizmesi, devamlı onun için kaygılandığını hissettirmesi ve Ali’yi kısıtlamaya kalkışması ters tepecektir. Nitekim Derin’in “Dövüşe gitme!” baskısı Ali’yi ona yalan söylemeye itti, bile. Üstelik karşı köşede kaygısız, neşeli, sorgulamayan ve eğlenceli Aslı dururken Ali’nin bu denli üstüne düşmek bana kalırsa çok riskli.
 
Ali’nin Yiğit’le ilgili sırrı ondan saklamayıp anında söylemesi de Derin’in elini zayıflatıyor, ne yazık ki. Yiğit’in karanlık işler çevirdiğine inanamaması ve babasının Ali’ye inanacağını düşünmesi de toyluğunun sonucu. “İnsan ailesini sevmenin bir yolunu buluyor.” deyişi de hâlâ babasını, istediği çizgiye getireceğini sanmasından kaynaklanıyor ki bunun da bedelini ilerleyen zamanlarda ağır ödeyecek.
 
Bütün kapılar çalınır ama bilgeler sağır…
 
Yiğit’le ilgili geçen bölümlerdeki izlenimim katlanarak sürüyor. Sadece tehdit eden, öfkeli ve sürekli aşırı panik ve kaygıyla dolanan bir Yiğit izliyoruz. Öyküye ilerleyen bölümlerde bir itici güç olur mu bilemiyorum ama şu an abartılı oyunculuğu ve gereksiz jestleriyle gözümü fazlasıyla yoruyor. Ali Yörenç’in gözlerindeki kanlanma, alerji mi ışığa fazla duyarlı olduğundan mı bilemiyorum ama keşke yakın plan çekimlerden, bu durum geçene kadar uzak durulsa giderek daha göze batan bir görüntü olmaya başladı çünkü.
 
Tekin’in Ali’nin gitmediğini öğrenmesiyle durumdan rahatsızlığı daha da artmışa benziyor. Hele Şahin ve Ali arasındaki ilişkiyi de çözdüğüne göre daha saldırgan ve daha keskin önlemlerle ilerleyeceğini düşünüyorum. Oğlunu kaybetme eşiğine gelen Şahin Vargı, buna bir karşı hamle yapar mı yaparsa ne denli etkili olur, bilemiyorum. Şahin’in elinde sadece geçmişi Derin’e anlatma kozu var. Bu kozu mümkün olduğunca geç kullanmasından yanayım ben. Tekin gibi bir adamın kızını kaybetme korkusuyla da tamamen durdurulamayacağını düşünüyorum çünkü.
 
Çözdüm, her şey çok basit. Denize doğru…
 
Rauf Anne’ye bu bölüm bir defa daha hayran oldum. Kâbustan uyanıp gerçeği söyleyememiş olmanın ıstırabını yaşadığı sahnede vuruldum Osman Alkaş’a… Nasıl güzel bir karakter yaratılmış ve nasıl dolu canlandırılıyor! Rauf Anne, çok şanslı bir karakter… Kâğıt üzerinde çok canlı ve dolu görünen kimi tiplemeler oyuncunun elinde ziyan olabiliyor oysa Osman Alkaş, kolayca çizgisinden kayabilecek feminen bir karakteri, eril bir tonlamayla öylesine yorumluyor ki uzun süredir izlediğim en değişik kimliklerden birini bence ekranın unutulmazlarından kılacak.
 
Rauf Anne’nin ameliyata girişiyle dağılan ve çöken Ali’de de Kerem Bursin’i izlemeye doyamadım. Her detayı düşünülmüş ve iyi hesaplanmış eylemler çok doğru bir çekimle birleşince bu bölümün en etkili pasajlarından biri oldu. Canlandıranı da çekeni de yürekten kutluyorum.

Çok beğendiğim bir başka sahne de finaldeki dövüş sahnelerinin çekimiydi. Görüntünün güzelliği, Gürkan Uygun’un müthiş performansıyla noktalanınca tadı damağımda kaldı. Herhalde önümüzdeki haftaya kadar dönüp dönüp izleyeceğim.
 
Bu hafta, Derin’in Şahin & Ali ilişkisini öğrenmesi, Yiğit’in karanlık yüzüyle tanışması, Aslı’nın Ali’yle evliliğinden duyduğu rahatsızlık; Tekin’in Ali’nin Şahin’in oğlu olduğunu anlaması, Aslı’nın Ali’ye bakışının değişmesi gibi pek çok yere düğümler atıldı. Bu kadar yoğun değişme ve gelişmeler zaman zaman bölümün ritmini aksatsa da kurguyu girişten gelişmeye taşıması için gerekliydi. Oldukça seri yol alan bir yapısı var Bu Şehir Arkandan Gelecek’in. Umarım bu tempo ilerleyen zamanlarda yorgunluğa ve ritim düşmesine neden olmaz.

Önümüzdeki hafta, en merak ettiğim şey, Tekin’in Ali ve Şahin’le ilgili öğrendiği gerçeğe tepkisi olacak. Bu haftaki sükûnetinin pek hayra alamet olmadığını düşünüyorum, çünkü.
 
Bütün ekibe emekleri için teşekkür ediyor ve final sahnesini bir kez daha izlemeye gidiyorum, izninizle….
 
* Başlık ve resim altı yazılarının tamamı Bülent Ortaçgil’in Denize Doğru şarkısının sözlerinden alınmıştır.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER