Hayal kırıklığı, bizim göbek adımız dostum!
Bu haftanın bölüm etiketi #HayalKırıklığı’ydı. 31. haftanın sonunda, No:309 izleyicisini en güzel anlatan kelime, kesinlikle bu bence: Hayal kırıklığı… 31 haftanın sonunda bize kalan bir avuç “Hayal kırıklığı.” Umutla, Lale ve Onur izlemek isteyen izleyicinin, Betül ve Pelinsu’nun sinsi planlarına maruz kaldığı, evli çiftin birbirine arkadaş gibi davrandığı, haftalarca birbirine aşık olsun diye beklediğimiz Lale ve Onur’un olur olmadık kavgaları, Yıldız’ın bir türlü Lale ve ailesini sahiplenememesi, Erol tarafından sürekli aşağılanan Filiz, Lale ve Onur dışında herkesi izleyişimiz…  Hayal kırıklığı bizim göbek adımız dostum!
 
Ah sözleşme! Sevimsiz sözleşme! Bu konunun bu hale geleceğini hepimiz biliyorduk da, yine de içimizden bir ses ters köşe olmayı umut ediyordu. Ters köşe olmayı da, hak ediyorduk artık.  Mesela Onur’un yalan söylediği Lale değil, annesi olmalıydı. O sözleşme çoktan iptal olmalıydı. Artık konu toparlanıp, başka bir boyut kazanmalıydı. Ama her zamanki gibi, yine bin kez tahmin ettiğimiz şeyi izledik. Yalvarırım, bir kere de ters köşe olalım, bir klişeyi de izlemeyelim.
 
Yıldız’ın Lale ve ailesine olan tavrından çok rahatsızım. Hem de öyle böyle değil… Utanmasa, Pelinsu’ya daha fazla sahip çıkacak. Sözde, oğlunun mutluluğunu isteyen kadın bu öyle mi? Ağabeyine kendisini savunurken, ailesini kaybetmekten çok korktuğunu söyleyen kadın. Geçen hafta, Yıldız’ın psikolojisini anlayalım diye yazılmış sahneyle, bu hafta ters düştük bence. Aile bağlarına bu kadar önem veren bir kadının, torununu doğuran, oğlunun aşık olduğu kadını hâlâ benimsememiş olmasına anlam verebilen var mı?
 
Bak bak hareketlere bak
 
Ailesini kaybetmekten korkuyor, şu hayatta en değer verdiği insan, oğlu ve oğlunun sevdiği kadını sahiplenmediği gibi, bir de şu hayattaki en gurur kırıcı şeylerden biri olan “Evlilik sözleşmesi”nin iptal edilmesine müsaade etmiyor. Üstelik para avcısı diye suçladığı Lale’nin, sözleşmeyi imzalarken, zerre tazminat talebinde bulunmadığını unutarak… Bu ne yaman çelişki Yıldız Sarıhan?
 
Artık birinin Yıldız’a haddini bildirmesi gerek. Hatta rica ediyorum bu Onur olsun. Yıldız Hanım, biraz oğluyla imtihan olsun. Elbette gitsin annesine hakaret etsin, kavga etsin demiyorum. Küssün kâfi. Bebeğine ve eşine sahip çıktığını göstersin. Hatta artık Lale ve Onur’un birbirine sahip çıksın.
 
Bence, doğum kursu gibi; bir de evlilik kursuna ihtiyaçları var Lale ve Onur’un. Mesela, evli insanlar nasıl yaşar? Evliler sadece ev arkadaşı mıdır? İyi günde kötü günde ne demektir? Evlilik sadece aynı evi paylaşmak mıdır? Evlilikte konuşmanın önemi nedir? Her tartışmada ev terk edilir mi? Eğer Lale Onur’a her kızdığında evi terk edecekse işimiz var. Eğer bu ayrılık ve sözleşmenin ortaya çıkışından sonra bir aydınlanma yaşanıp, sahneler daha özenli olacaksa, Lale ve Onur gerçekten aşık kıvamına geleceklerse, ben ayrılığa da varım sevgili dostlar.

Yazı devam ediyor..
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER