Lale bu bölüm insanlık için küçük, bizler için
önemli adımlar attı. Ve ilk kez Onur’a “aşkım” dedi. O sahnede birbirimize
baktık annemle. Onur da şaşırıp, Lale’ye “Sen bana aşkım mı dedin?” deyince,
annemin tepkisi: “Valla biz de şaşırdık.” oldu. Normal sevgililerin birbirine
sürekli söylediği bir şey için bile ne kadar beklemişiz onu da fark ettim o
arada.
Ben Lale’yi artık biraz daha “dişi” izlemek
istiyorum. Evet hamilelik ve hormonlardan dolayı, annelik yönü ağır basıyor şu
an. Ama bu durum sona erdiğinde, yani hamilelik sonrasında çok daha kadınsı ve
duygularını belli etmekten çekinmeyen, eşine sahip çıkan bir Lale Yenilmez
Sarıhan izlemek istiyorum.
Lale ve Onur sahnelerinin dozu biraz daha artınca,
izleyicinin istekleri göz önüne alınınca, reytinglere anında yansıdı. Hem de
Lale ve Onur’un sosyal medyada konuşulma oranı da arttı. Sitemizin, Oğlan Bizim Kız Bizim köşesinde Kimola Analytics verilerine göre, Lale
hakkında 6024 tweet, Onur hakkında ise 5839 tweet atıldı. Çünkü aşk; her zaman
kazandırır. En azından dizilerde…
Sosyal medyadan bahsetmişken, resmi hesapların
kullanımından da bahsetmek istiyorum: Hesaplar, samimi yönetilmeye çalışılıyor
evet. Ama izleyicinin heyecanını yüksek tutacak şekilde değil. Ya, bölüm
galerisindeki fotoğraf paylaşılıyor, ya da bir önceki bölüm gördüğümüz sahnenin
aynısı. Ve bu sürekli tekrarlanıyor. İzleyiciyi bölüme hazırlamak ve heyecanını
diri tutmak adına, fragmanda ve galeride olmayan bir adet fotoğrafın
paylaşılması bile, heyecanı yükseltir.
Evet sevgili arkadaşlar haftaya düğünümüz var
herkese duyrulur by Yıldız
Filiz’in Pelinsu’ya yaptığı oyun, aldığı intikam
kalp No:309 izleyicileri! Ne güzel yaptı ama. İçimin yağları eridi. İzlerken
şahane keyif aldım! Keyif aldığım bir yer daha, Bumerang Pelinsu’nun sürekli
Onur’ yanaşma çabalarının hayal kırıklığıyla sonuçlanmasıydı. Kibar Lord’um
gayet zarif ve kendine yakışır bir şekilde reddetti.
Bölümün izlerken “Ama yeter artık!” dediğim yeri:
Doktor Onur mevzusunun uzatılması oldu. Sürekli “Doktor Onur olmasaydı.” diye
uzanan onlarca cümleyi duymaktan gerçekten çok sıkıldım ve gereksiz buldum.
Yahu, Lale hastanede bayıldı. Orda kim olursa olsun, ona yardım edecekti.
Sürekli “iyi ki vardı iyi ki yanımdaydı.” cümlelerini tekrarlamaya hiç gerek
yoktu. Lale, Doktor Onur’u tanıdığı için kendimi iyi hissettim diyebilirdi. Ama
olması gereken bir durumu abartıp, zaten mesleği jinekolog olan bir adama
superman muamelesi yapmaya da hiç gerek yok.
Bir dk anneciğim elinizi indirmeyin çekiyorum by
Onur
Sevmediğim bir yer daha, Nilüfer’in çocuksu
tavırlarıydı. Sürekli: “Ay yok ben barışmayacağım Kurtuluş’la. Ay vazgeçtim.
Yok ben annemi yalnız bırakamam.” vs diye onlarca anlamsız cümle kurdu. Eğer
annesini çok düşünüyorsa, baştan evlenmeseydi. Öyle değil mi? Üstelik, ağzından
iyi bir kelime çıkacak, Nünü’sünü yeniden kazanacak diye bekleyen Kurtuluş’a da
yazık.
Bölüm, Songül’ün sözleşmeyi öğrenmesiyle sona erdi.
Elbette bunu yapan kişinin Pelinsu olduğunu hepimiz biliyoruz. Ancak, Songül’ün
elindeki kağıtta, sözleşme yaptığı mı yazıyordu, yoksa sözleşmenin bir kopyası
mı vardı, emin olamadım. Sözleşmeyi yollaması biraz zor bir ihtimal gibi
geliyor bana. Eğer öyleyse, Pelinsu o kağıda nasıl ulaştı, neyle ulaştı bunu görmemiz
lazım.
Yeni bölüm fragmanları şahane! Tekrar tekrar
izlenir. Üstelik 1. Fragmanda sadece Lale&Onur var ve bu ilk kez oluyor.
Eleştiriler, sosyal medyada yazılanlar sonuç verdi ve hem Lale ve Onur
evleniyor hem de iki fragman yayınlandı. Tebrikler No:309 izleyicisi! Haftaya
görüşmek üzere…