Şükürler olsun ki, aralarındaki sorunları hallettiler bir de üstüne itiraflar geldi! Lale Pelinsu'nun onu tehdit ettiğini söyleseydi, mahallede tura çıkacaktım ama olsun o da nazar boncuğu artık. Onur gibi duvarları olan bir adam, konu Lale olunca dili çözülüyor valla. Onur tamam yani! Artık duygularına sahip çıkma ve adım atma sırası Lale'de.
No 309'da Lale ve Onur dışında birçok ilişki profili izliyoruz. Samet-Nergis, Kurtuluş-Nilüfer, Şadi-Betül, Yıldız-Fikret, Erol Filiz vs. İçlerinde en hareketli ilişkilerden biri de Kurtuluş ve Nilüferinki. Ama ilişkilerinde tek sorunun "para" olarak gösterilmesi çok tuhaf. Kurtuluş zengin olsa, yaptığı hataları telafi mi etmiş olacak? Parayı bulunca karakteri mi değişecek? Bence Nilüfer'in istediği bu değil. Ve şuna da eminim ki, eğer Samet'in parasını kaybetmesine neden olursa, -ki öyle görünüyor- Nünü onu kesin boşar.
Daha ne kenafirlikler yapacağım dur sen by Pelinsu
İlişkilerinden bağımsız olarak, Nilüfer'i bu bölüm hiç sevemedim. Lale'ye destek olacağım derken objektifliğini yitiriyor çünkü. Aralarında Lale'ye yaptığı hataları söyleyen bir tek Nergis var.
Songül de benim gibi kızmış olacak ki: Sürekli Lale'yi tasdikleme dedi Nilüfer'e. Evet, Lale'yi sürekli onaylamasına hiç gerek yok. Lale kardeşlerinden haksız olduğunu duysa, hatalarını öğrense, belki güzel adımlar atacak Onur'a karşı.
Asıl problemimiz Pelinsu'ya geçmeden önce, canımız ciğerimiz Filiz'den bahsetmezsem olmaz. Lale ve Onur ilişkisinin, en önemli ayaklarından biri kesinlikle o zaten biliyorsunuz. Sayesinde birçok şey ortaya çıkıyor. Her bölüm Pelinsu'ya yaptığı tavırların zaten hastasıyız. Ama, Pelinsu'ya olan net tavrından daha fazlası var Filiz'in içinde. Lale'yi seviyor her şey önce. Onla arkadaşlık ediyor, destek oluyor ve ilk andan beri çok samimi. Ama ne Erol'dan ne de Lale'nin ailesinden hak ettiğini göremiyor diye düşünüyorum. Onur'un Lale'ye iltifat ederken Filiz'i gömmesine de bozuldum. Ne demek herkes hak ettiğini yaşıyor? Filiz'in nesi var ki? Aynı şekilde Songül'ün: "Bu beni de yer çok korkuyorum." demesi de hiç yakışmadı... İnsan bedeni ve kadın cinsiyeti üzerinden yapılan sözde mizaha(!) ben gülemiyorum.
Pelinsu sahnelerini izlerken biz temsili
Pelinsu bumerang gibi! Onur onu ittikçe hayatından attıkça, geri geliyor ayol. Onur'a ilk andan beri kendi çıkarı ve parası için yaklaşan, annesinin elindeki o marka çantalardan vazgeçmek istemiyorsan Onur'la buluşman lazım baskısına tamam diyen, Lale'yle nişanlandığı gün bile Onur'la ilişkisini bitirmek istediğinde parmağındaki pahalı tektaştan vazgeçemeyen Pelinsu; şimdi Onur'a sözde gerçekten aşık oldu diye ona acıyacak değilim. Bu bölüm iki tane klişenin gerçekleşme ihtimali vardı: Ya, cluba giderken yolda kaza yapacaktı Onur vicdan azabından dibe vuracaktı ki bu son isteyeceğim şey olur. Ya da, son sahnede izlediğimiz gibi bir olay olacaktı. Bu klişeyi hiç sevmedim açıkçası. İzleyici romantik komediyi izlerken "zekasını kullanmak istemez" sadece dramda kıvrak zeka ister algısını biraz yıkmak gerekiyor bence.
Haftaya görüşmek üzere!