Bir kolye, bir kayık, bir adam, bir kadın…
Faryalı bir ömür sevmek ne demekse o demek, beklemek ne demekse o demek, durmak ne demekse o demek. Faryalı aşk ne demekse, işte o demek.
Üzüm yengenin dediği de doğrudur elbet, verememiştir Faryalı belki Yıldız’ın hakkını ama sevmiş yahu, tepeden tırnağa sevmiş adam. Anlatılacak gibi değil, çöküp yere ağlanacak gibi sevmiş.
Ne güzel haykırıyor Faryalı, yürek dolusu, "Sevginin eskisi mi olur?" diye. Olmaz tabii, sevgi eskimez, sevgi tozlanmaz, sevgi eski bir şiir kitabı gibi durur rafta da kimse okumasa da kaybetmez inceliğinden bir şey. Sevgi durur öyle, durur, Faryalı gibi.

H
aydar Beach’e pembiş terliklerinizle gelin.
Ah be Kelebek...
Ne güzel çocuksun sen, ne güzel koşturup duruyorsun, kimseye çarpmıyorsun ya ondan görmüyorlar seni. Tüm faturalar sana patlıyor, sürekli senin kurduğun düzen yıkılıyor, sürekli sen kalıyorsun geride yine de devam ediyorsun kalkıp. Çok güzel büyümüşsün sen, abin büyütmüş biraz evet ama o kalbinin durduğu yerde kalmış, yolun çoğunu kendin yürümüşsün.
Güzel umutların var Kelebek, çaban var, emeğin var, elbet başaracaksın bir gün. Çok düştün ama olsun, kalk yeniden, kalk hadi.
Açın o kafeyi, tüm o yarısı hırs küpü yarısı da elinden bir şey gelmeden duran ebeveynlerinize inat, o kafeyi açın. Mis gibi de işletin, tüm engellere, tüm ‘kötü’lere rağmen.
Sabah güneşi yüzüne vururken bir başka güzelsin Aslı.
Ateş parçası bir bir dizerken tuğlaları, atladığı bir şey vardı. Temel. Ateş parçası unuttu, önce temel atmayı. O yüzden yıkıldı yıkılacak üstüne duvarlar. Güvendiği dağlardan fırtına haberi geldi, sıkı giyinsin de üşütmesin. Sonra dayanır Aslı’nın kapısına, tavuk suyuna çorba bekler. Ha yapar mı yapar Aslı kız, çünkü onun iyi eden elleri var.
Ailesi Alara’nın para kaynağına son verince, arabasını ve telefonunu da elinden alınca Alara ve ayakları Ateş’e tek başına gitmeye çalışıyor. Aşkın gücü her şeye yeter ya hani, inanıyoruz Alara da yürür gider Ateş’e diye, yok yürüyemiyor. Arıyor Uzay’ı önce bir iki hırpalıyor, sonra ne desem yapacaksın diyor. Bu Uzay da bir garip gerektiğinde en yakın -tek- arkadaşının fişini çeken adam, Alara’ya kul köle. Aşk işte.
Bir Uzay bırakıyor, iki Uzay bırakıyor derken Alara ‘minibüs’ü Ateş’ten çok sayıklamaya başlıyor. Toplu taşıma zor tabii o da haklı.
E tamam kız alışkın değil, o kısma lafım yok da sürekli mızırdanıyor. Çocuğa sarılıyor peynir kokuyorsun diyor, kafeyi açacaklar duş yok diyor… O yok bu yok demekle olmuyor sarışın, önce tutacaksın adamın elini "Sen yaparsın." diyeceksin. Gerçekçi olmak her zaman işe yaramaz. Sen de haklısın, düzenin bozuldu ama aşk düzen bozar zaten. Aşk evinde babanın aldığı son model televizyondan oynayan filmler gibi değil, seni kandırmışlar.
Ateş de bir duruyor bir bakıyor sonunda bir algılıyor durumu da hadi bakalım, çok umudum yok ondan. Ergüven ailesinin saflıkta derecesi var malum.
Hele Su, ah o Su. Kızım sen o babana neden inanıyorsun? Babadır atılmaz da o kadar tutulmaz ki? Evinizi barkınızı yıktı adam, sizi üç kuruşa muhtaç etti, elinizde bir umut kaldı onu da yerle bir edecek sen hala babam. Ne var annenin eski sevgilisi varsa, senin de var, bak Cenk. Şimdi dön bir de Kelebek’e bak, hah, o da geleceğin işte. Dur şimdi onda, kalsın gözlerin ayırma bak kapıverir bir Rana sonunda. O çocuk hiç edilmez Su.
Ne güzel şey gülmek seninle…
Yorgunluk en güzel denizde atılır demiş olacak ki Ateş oğlan, atıp omuzuna Aslı’yı atıyor suya.
O kadar güçlü ve yansıyan bir enerjileri var ki insan izlerken ister istemez gülümsüyor.
Tabii sonrasında yine her şey yıkılıyor. En çok da umutlar. Ve elbette yine Su’nun boşboğazlığıyla… Cenk ve Uzay ikilisinin kötülükleri artık sınır aşmaya başladı. İnsanların hayatlarını mahvediyorlar, keşke bunun ne denli büyük bir yıkım olduğunu bilseler. Hayatları hep bir misafir rahatlığında geçtiğinde, bir evi kurmak için çalışmanın ne demek olduğunu bilmemeleri normal ama biraz olsun vicdan diliyorum o ikisine. Su da kime güvenip kime güvenmeyeceğini ayırt etsin, lütfen.
Yine temposu yüksek, aşkı tadında, acısı kararında, kulağa küpe sözleri kıvamında bir bölüm izledik.
Gelecek bölüm görüşmek üzere.