Filiz’in sahneleri kalp ben! Bu bölüm bir tek onu izlerken keyif aldım. Ayrıca, Pelinsu’ya haddini bildiriyor ve Lale’nin yanında duruyor ya, bayılıyorum! İsmet babaanneden sonra Sarıhan ailesinin tek sevimlisi kesinlikle o. Ceren Taşçı’nın Filiz performansı da şahane!
Bir şeyi merak ediyorum: Yan hikâyeler bu kadar iyiyken, birçok ilişki perspektifini keyifle izliyorken, ana hikâyeyi neden bu kadar az izliyoruz?
Demet Özdemir ve Furkan Palalı’nın kimyaları şahane tuttu! Eğer izleyici, No: 309’u tercih ediyorsa, bunun hakkını vermek lazım. İzleyici diziyi seviyor ve sahip çıkıyor. Reytingler de, bunun göstergesi zaten. Ama benim için iyi dizinin karşılığı reyting değil. Reyting, dizilerin ekran yolculuğunun en önemli faktörü evet. Ama ne şahane işler var, apar topar yayından kaldırılan.
O yüzden, No: 309 çok şanslı! Yaz sezonunda her dizi tutar, hepsi izlenir diye bir şey yok. Bu sezon başlayan ve benim bildiğim üç iş yayından kaldırıldı mesela. İnsanların çok az televizyon izlediği zamanlarda bile; 3,5 - 4 reytingle de gün birincisi çıkabilirken 7 reyting gibi şahane sonuçlar aldı. Ve izleyicinin istediği şey çok basit: Başrol oyuncularını doya doya izlemek!

14 bölümdür sabrettim gırtlağını sıkmak bugüne kısmetmiş!
No 309’un sosyal medya hesaplarının güzel ve samimi yönetildiğini düşünüyorum. Ama bir tek eksik var: O da izleyici, dizinin oyuncularını dizi dışında da görmek istiyor sosyal medyada. Hele de başrollerin fotoğraflarını merakla bekliyor. Ne zaman görsem, Demet ve Furkan selfiesi istiyoruz deyip duruyorlar -en son çareyi shop yapmakta buldular, kıyamam.- Oyuncular istemiyorlarsa şahsi hesaplarından elbette paylaşmayabilirler fotoğraflarını. Ama dizinin resmi hesaplarından paylaşılmalı. Dizide de yan yana göremiyorlar sosyal medyada da. Aslında bu çok basit bir şey. Oyuncular birbirleriyle fotoğraf paylaşabilir. Dizinin fanları da mutlu olur. Normal bir şey yapılmayınca, olay anormale dönüyor. Üstelik her oyuncu birbiriyle fotoğraf paylaşırken Demet ve Furkan’ı bir arada görmemek de, şüphe uyandırıcı.
Lale Onur sahnesinden yoksun bir bölümdü yine. Dikkat çekiyorum “yine.” Dizi başlayalı 1 saat 45 dakika olmuştu ve biz Onur ve Lale’yi sadece yarım yamalak izlemiştik. Üzülerek söylüyorum ki, en sıkıcı No: 309 bölümüydü. Komedi desek, komik değildi. Romantikliğin zerresi zaten yok. Dizi başlayalı 14 bölüm olmuş ve biz hâlâ Lale ve Onur’u ne zaman doya doya izleyeceğiz diyoruz. İzlediğimiz bölümlerin hepsini toplasak, bir tane romantik bölüm zor elde ederiz. Bu bize biraz haksızlık değil mi?

Bu baklavalar gömleğin üstünden mi görünüyor ne? By Lale
Şimdi diyebilirsiniz ki, bu hafta da reytingler güzel geldi. Evet, böyle bir bölüm gayet iyi geldi reytingler. Ama örnek vermek gerekirse: Kiralık Aşk’ın ilk 20 bölüm reytingiyle, son 10 bölümü arasında çok fark var. İlk zamanlarda 9 reyting alan Kiralık Aşk’ın, sezon finali reytingi 4,41’di mesela. Çünkü izleyicinin de bir sabrı var. Benim izlerken sabrım taşmış ve bırakmıştım mesela izlemeyi. Bu klasik izleyici kafasıdır: İstediğini bulamadığı zaman alternatifler aramaya başlar ve diziden vazgeçer.
Umarım bu Lale ve Onur’un olmadığı, benim de böyle uzunca eleştirdiğim son bölüm olur. Fragman umut verici! Haftaya aşk dolu bir bölümde görüşmek dileğiyle…