Onur’un alyans takmadığı detayını kaçırmışım. Pelinsu’yla nişanlıyken parmağında yüzük olduğunu biliyordum da, Lale’yle nişanlandıktan sonra yüzük takmadığına dikkat etmemiştim. İsmet babaanne her zamanki gibi, olaya müdahale etti ve içimizi rahatlattı. Neden alyansı diğer parmaklara değil de, yüzük parmağına taktığımızın hikayesini anlattı. Bildiğim halde, ben de keyifle dinledim. Eminim diziyi izleyen binlerce kişi, İsmet babaannenin dediklerini kendisi de denedi.
Onur kına gecesinde Lale’yi izlerken, Lale de ona bakarken gözlerimden kalp çıkarttım! Ne güzel bakışmalardı onlar öyle… Demek ki, yazılırsa iki şahane oyuncu olan, Demet Özdemir de, Furkan Palalı da birbirlerine aşkla bakabiliyorlarmış. Değil mi? Kına gecesinde, Lale’yi dansa kaldırmak için “alyans”lı elini uzattı ya Onur, gözlerim doldu benim. Yani Lale’ye bir çeşit: Sen benim için değerlisin demiş oldu. Ben öyle kabul ediyorum.
Dizinin müzik konusunda kesinlikle problemi var. Önceleri, sürekli jeneriğin bir hızlı bir yavaş hali çalıyordu. Şimdi o da yok. Lale ailesiyle arabada turlarken çalan yabancı müziği de hiç sevmedim. O sahneye daha hareketli bir müzik yakışmaz mıydı? Üstelik, kaç milyonuncu kez dile getirişim bilmiyorum ama, neden Lale ve Onur sahnelerinde konulara uygun müzikler, şarkılar, çalmamakta ısrar ediyorsunuz? Neden, güzelim sahneleri eksik bırakıyorsunuz? Mesela mutfak sahnesinde çok eğlenceli bir aşk şarkısı çalabilirdi. Ya da diyelim orda çalmadı, kına gecesinde dans ettikleri sahnede muhakkak çalmalıydı!
Hem ağlarım hem giderim. :(
Bu bölüm en çok Samet’e üzüldüm. Kıyamam ben ona ya. Samet’in gözleri doldukça, benimkiler de doldu. Ağlayacaktım neredeyse. Yalnız anladım ki: Murat Tavlı’dan şahane bir dram oyuncusu olur! Ne güzel hissettirdi bize Samet’in acıyan kalbini... Samet’e kızdığım tek nokta Nergis’le konuşmak yerine, saçma sapan ben Amerika’ya gidiyorum ayrılmamız lazım cümlesi oldu. Sametciğim sen bir konuş, Nergis sana haksızlık yaparsa, biz ona trip atarız. Samet gerekli açıklamayı yapmadığı için Nergis çok şaşırdı ve haliyle dağıldı. Ama kına münasebetiyle dağılması kısa sürdü. Gelecek bölümlerde neler olur, neler değişir izleyip göreceğiz.
Her hafta olduğu gibi, bu hafta da yazımın bu kısmını Filiz’i sürekli aşağılayan Erol’a gıcık olduğumu belirtmek için ayırdım. Allah aşkına, şu hadsiz Erol’a biri haddini bildirsin. Ben Filiz’in yerinde olsam, değil Erol’a çocuk doğurmak, evli bile kalmam. Garibim çok seviyor Erol’u. Ama Erol artık, Filiz’i kaybedeceğini hissetsin, değerini anlasın. Amin!
Bir dakika bir dakika ben de hamileyim taam mı?
Yeni bölüm fragmanını izlerken: “Ay yine Lale Onur izleyemeceğiz anlaşılan” diye tribe girerken, Onur Lale’yi öptü! Çalın davulları… Bizim göreceğimiz ilk öpücük sonunda geliyor. Lale yine herhangi bir gıcıklık yapmazsa, itiraf bile gelebilir ardından. Gerçi, öpücükten âlâ itiraf mı olur, ayrı konu.
Fragmanı izleyip, herkes ekran yakalaması paylaşıp Onur’un, Lale’yi öpmesinin gerçek bir öpücük olmadığını, izleyiciyi yanıltmaya yönelik bir sahne olduğunu söyledi. No 309 izleyicisi, Lale ve Onur konusunda çok hassas ve dikkatli. Bunun bir sürü sebebi var. Şimdilik oraya girmeyeceğim ama, eğer sahne istediğimiz gibi olmazsa, söz en başından beri didikleyeceğim konuyu. İçiniz rahat olsun. Sevgilerden bir demet, haftaya görüşmek üzere.