Kış Güneşi: Hangimizin kalbi ağrımıyor ki?
Kalp ağrısı bu, bazen tatlı tatlı iyi ki var dedirtecek cinsten. İlk aşkının kapıdan göründüğünde incecik bir sızı gibi bazen, ben buradayım senin de bir kalbin var dedirtir insana. Bazen kavuşamamanın ve reddedilmenin acısıyla göğüsüne bir hançer saplanırcasına ağrır. Bazense sevdiklerinle mutluluktan içine sığmaz,o kadar kuvvetli atar ki yine ağrır o kalp. Yani sevgili Efruz'u muzun dediği gibi hangimizin kalbi ağrımıyor ki?

Neredeyse beş aylık acı tatlı anılardan sonra Kış Güneşi de sektörün zalim çarklarının arasında kalarak güzel bir tebessümle bizlere veda etti. Üstelik son bölümlere göre oldukça derli toplu bir finalle karşımızdaydı. Ceza evinden Yakub, öte taraftan Kadim, uzaklardan Yüksel fiziki olarak katkıda bulunamasa da mutlu bir sona imza atarak sevenlerine  güzel bir veda hazırladı. Gözlerim asıl Arif komiseri aradı ama ne yapalım! Zaten konu 14. bölümden sonra tüketilmiş olduğundan beklentimiz Nisan ve Efe birlikteliğiydi, o da oldu.

Her şeyi öğrenen, zor koşullar altında da olsa Nisan'ına kavuşan Efe'nin neredeyse 5 bölümdür süregelen o karanlık karakterinden kurtulup nihayet eski romantik Efe'ye kavuştuk. Haliyle elimiz kalbimizde izlediğimiz, o sevgi dolu ve hisli sahneler son defa da olsa geri geldi. Aslı Enver bütün bölüm hasta rolüne bürünüp belli bir çerçevenin içine sıkışıp kalsa da , düğün ve düğün sonrası sahnelerde sazı eline aldı ve yine etkilemeyi başardı. Efe ile hastane yatağındaki sahneleri çok rahatlıkla favorilerim arasına girdi. 

Kahraman Balıkçı ve Ağlayan Denizkızı sonunda huzuru buldu.

Bölüm boyunca hastalık süreci çok aceleye getirilmesi dünkü bölümün kanımca en büyük eksisiydi. Nisan bulundu, tedavi altına alındı, iliğe ihtiyacı olduğu belirlendi, annesi babasından ilik alınıp uymadığı belirlendi...v.b. bunların hepsi 2 günde oldu. Ayrıca operasyondan bir gün önce Seda ve Nisan steril ve izole şekilde yatmaları gerekirken kalabalık ortamda düğün düzenlemeleri gerçeğe pek uygun değili. Yine de Nisan adeta peri kızı gibi gelinliğinin içinde salınırken seyircinin mutlu son isteğinin daha baskın olacağını düşündüler galiba.  Haklılar da . Ayrıca bölüm boyunca defalarca Lösev afişine dikkat çekerek alkışı hak ettiler. Kök hücre bağışına ve bunun önemine de dikkat çekecek şekilde ilerleseydi senaryo tam kremalı kek kıvamında olurdu her şey.  Dizi ekibi daha önce barınak hayvanlarından da bahsederek ne kadar duyarlı olduğunu göstermişti.

Biz geldik, hep beraber geldik, mikroplarımızı da paket yaptık getirdik. 

Final bölümünün diğer dikkat çeken kısmı oldukça fazla olan yakın çekimlerdi.  Oyuncuların tüm yüz hatlarıyla haşır neşir olunca haliyle sosyal medyada  konuşuldu. Önceden pek dikkat çekmeyen Efe'nin dudağının üstündeki minicik yara iziydi konuşulan. Müzik kullanımı, geçişler hep son bölümlerden farklıydı.

Final bölümünün en iyi anlatılmış 2 ismi kuşkusuz Seda ve Efruz'du.  Nesrin Cavadzade'nin samimi ve sade oyunculuğu ilk gün olduğu gibi son bölümde de parladı. Bora ile pek yakıştılar ve diyalogları diziyi özetler nitelikteydi.   Diğer isim Seda ise bölümün en şanslı karakteri oldu. Nasıl yani dediğinizi duyar gibiyim.  Bölümün başından sonuna Seda'nın  gelgitleri çok iyi anlatıldı, insani yönleri çok iyi işlendi. Nisan'la Sumru'yla Mete'yle olan durumuna iyice açıklık getirildi. Mektup tam bir Seda özetiydi adeta. Keşke bu işe en başından girişilseydi. Şimdi ellerimizde Seda pankartlarımızla ona ve yaptıklarına hak verirdik. Ve hatta Seda gibi diğer karakterler de bu hesaplaşma içine girse efsane bir bölüm izleyebilirdik. Sumru, Leyla, Yakub,Yüksel ... tüm bu karakterleri iç hesaplaşmalarını  görsek, vicdanlarının sesini duysak fena mı olurdu?

Öyle ya da böyle iç bunaltmadan, "hayır olmaz" isyanlarına girmeden bir diziyi de böyle anılarımızın arasına yerleştirdik. Nadide balıkçısına kavuştu, Seda aşkta olmasa da işte kazandı. Ve finalde rüya gibi bir sahneyle son noktayı koyduk.

Yine de günahıyla sevabıyla bir diziyi bir hüzünle bitirdik. Neden olmadı, niye 2-3 sezon bitecekken şimdi o da başka bir yazının konusu. Fırsat veren, destek olan, fikir sunan herkese sonsuz teşekkürler. Belki  başka bir yapımla,başka bir yazıyla görüşmek üzere.  

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER