Pamuklara sarılıp saklanası çocuksun Güney. Anlayışı bir kalp, aşkla bakan gözler, gün geçtikçe büyüyen bir sevgi. Gel gör ki, bu kadar güzel bir kalbi üzmekten bıkmıyorlar. Sevdiklerine olan güveni her gün biraz daha kaybolup gidiyor. Annesinin aldatılmasına rağmen babasını affetmesi şimdi de babasının Banu’ya dönmesi. Hep diyorum ya, "Kader’den çekmediği kalmadı" diye bu sefer birbirilerine çaresizce bakışları gerçekten üzdü.
SonGün sahnelerinin azlığından dert yanıyorduk artık yokluğundan çıldırıyoruz. Sanki aylardır o muhteşem sahneleri yaşayan çift yok gibi. Ne takı sahnesi, ne sahil yürüyüşü, ne birlikte seçilen şarkı ne de Güney’in yapıp Songül’ün de asla çıkarmayacağı kolye yok ortada. Yeni sezonda bütün bunları geri istiyoruz tayfa olarak.
Geçen haftaki kız isteme sahnesinden anlaşıldığı üzere Feride’nin kaynanasından çekeceğini anlamıştık ama bu kadar aşağılayıcı bir üslup beklemiyordum açıkçası. "Biz müstesna bir aileyiz” diyen kadın resmen Feride’ye hakaret ediyordu. Neyse ki Neriman hanım devreye girdi de kadının hakkından geldi. Bir insanı beğenmezsin, seninle aynı kafada değildir, anlaşamazsın ama bunların hiçbiri sana o kişiyi rencide etme hakkını vermez. Hiç olmadı, yakışmadı.
Bir kadına giydiği bütün elbiseler yakışır mı? Tam bir hanımefendi. Feride gerçekten güzel bir kadın ve o “sivimli” kaynanası da bunu bildiği için kızın burnundan getirerek onu kendince sınava çekiyor. Ben büyük bir rezalet bekliyordum ama Neriman Hanım sayesinde ucuz yırttık.
Olgunluğun, zekânın, kurnazlığın yaşla bir alakası olmadığının en büyük kanıtı Songül Hanım. Acaba kendisi bu zekâyı neye borçlu? Hiç mi bir şey kaçmaz gözünden, hiç mi anlamadığı olay olmaz bir insanın? Dizi başladığından beridir nerede bir çetrefil, nerede bir alengirli oyun varsa hepsini anında çözüyor. Meral yalan mı söylüyor anında hisset, Kader’in eli mi titriyor gözden kaçırma, Eylül ağlamış mı anında müdahale et, Cemre uykusuz mu hemen sorguya çek, Güney bir iş mi çeviriyor direkt sıkıştır, Defne arkandan kuyu mu kazıyor hemen önle. Polat Alemdar mısın be kızım?
Bunca insanın derdine koştu ama biz onun yarasını bir açıp bakamadık.49 bölüm geçti bir türlü göremedik babasını. Her seferin de lafı açılınca “tamam, artık geliyor” dedik ama hep havagazı. Zamanında dediğim gibi: Orijinal yetimhane kızı, ne arayanı var ne de soranı. Demek ki bu sezona kısmet değilmiş. Önümüzdeki sezonlara bakalım.
Çok çok güzel, akıcı, beklediğimiz olayların gerçekleştiği bir bölüm izledik. Yazanların da çekenlerin de ellerine sağlık. Haftaya sezon finali izleyip, eylül ayına kadar meraktan çıldıracağımız bir bölüm olacak, o zamana kadar kendinize ve adalete olan inancınıza iyi bakın “Sevgili Çiçek Okurlar”