Nişanlısına hırs küpü diyor ama kendisininse ondan aşağı kalır yanı yok. İnsaf hocam o kadar saat yüzülür mü? Yarına da lazım o kollar. Demek ki yan yana kalınca ya huyundan ya suyundan... Tavlasıydı, diyetiydi derken kendisi Feride hanımdan beter çıktı. Dur diyen olmasa sabaha kadar sürerdi o ders. Yarışmanın bitmediğini öğrendik bu bölüm. Bu demek oluyor ki, ağır çalışma şartları geçerli yüzme dersleri devam edecek. Bu hırs, azim ve istek gerçek şampiyonluğu da getirir umarım.

Sana o kızdan uzak dur demedim mi?
 
SonGün cephesi hep aynı. Songül dünyaya hümanist bir yaklaşım içerisinde, Güney yine, yeni, yeniden Kader ve Kaderli ürünler ile uğraşıyor. Biz de acaba rutini ne zaman kırarız diye gün sayıyorduk ki bölümün en sempatik, tayfayı kudurtan ve en eğlenceli kavgası yaşandı. Bu çocuk ileri de çok başarılı bir matematik profesörü olacak bu konu kesin. Her durumda matematiği kendi çıkarları için kullanabilmek her kesin becerisi değil. Albert Einstein’nın soyundan geldiği ile ilgili dedikodular dolaşıyor ortada. Herhalde bu sahneden sonra kimsenin şüphesi kalmadı...

Songül’ü çok seviyor ve doğal olarak kıskanıyor olması çok normal, yine de daha sabırlı davranması lazım en azından insanlar arasında çünkü böyle devam ederse haklıyken haksız duruma düşecek. Mert rahat durmayacak bunu o kapışmanın ardından yarışmaya gelerek de gösterdi. Yakında ölen babası, üvey babası, psikopat sülalesi de çıkar. Songül de bütün dünyaya barış sunacağım diye bu oyuna gelmez inşallah. Fragmanı izleyene kadar Mert bir dolap çevirir Leonardo olur diye bekliyordum ki, senarist yine tokadı yapıştırdı ağzımın ortasına. Songül bu durumu Güney’e nasıl açıklayacak o da ayrı bir merak konusu. Eğer gerçekleri anlatmazsa Güney kesin bu konuyu Mert’e bağlar. Lanet olsun, Kader çık artık şu çocuğun hayatından.

Aşk...
 
Vee nihayet benim için en güzel bölüm: Songül’ün yarışması. Karadeniz genlerine sahip olması, inatçılığı, asiliği ve azmi ile aldı o ödülü hem de koluna rağmen. Çok güzel yarıştı, renk vermemeye çalıştı, çıktı aslanlar gibi yarıştı. Birinci olamadı belki ama Songül ile ikincilik bile güzel. Devamı gelecekmiş, bu da demek oluyor ki, o kupa Neriman hanımın alay ettiği rafta yerini alacak. Bu arada yarışma sırasında çalan şarkı insanı çok fena gaza getiriyormuş. Sanırım bu dizinin sevilmesinin bir sebebi de müzikleri. İnsanlar üzerinde belli etkisi olan şarkılar seçiliyor. İster başkası söylesin, ister kendileri hatta isterlerse kimse söylemesin sadece bir melodi ile yürekleri hoplatmasını başarıyorlar.


 
Her zamankinden biraz daha mutlu bir bölümün daha sonuna geldik. Kendinize ve hayatınıza mutluluk getirenlere iyi bakın “Sevgili Çiçek Okurlar”
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER