Hızlı ve öfkeli bir bölümdü. Elinde tabanca ve kan ile
Murat’ı bulan Salim ve Ferit, onu alıp yola koyuldukları sırada, çoktan Murat
amcanın da bu işin içinde olabileceği fikrine kapılmıştı. Organ mafyası ekibini
nasıl da muhteşem bir şovla temizlediğini düşünüp gülümserken ki bu gülümseme 1,
amcası onunla ilgili yeni planlar yaptı. Hastanede elleri bağlı bir şekilde amcası
ile konuşurken, tam da ellerini çözeceğini sandığı sıradaki gülümsemesi de
tarihe geçti ki bu da gülümseme.
Bu iki gülüşe dikkat edin. Böyle gerçek
şizofren bakışları Erdal Beşikçioğlu haricinde başka hangi tiyatrocudan
görebiliriz bilemiyorum.
Ayrıca silah elde pisliklerin temizliğini yaparken,
adeta müzik eşliğinde dans ediyordu. Aklıma Saints filmi geldi. Hatırlarsanız onlarda
“melek” gibi süzülerek etrafı tarayıp, kıvrak hareketlerle işlerini çok estetik
bir şekilde bitirirdi. Başrolde, amacı yeryüzündeki pisliği temizlemek olan adalet
bekçileri vardı. Öldürmeden dua eder, işlerine saygı duyarlardı. İntikam ne
kadar saygı duyulası bir duygu bilmiyorum ama Murat’ı izlerken tadını aldığını görebiliyoruz.
Erdal Beşikçioğlu’nun bu zor rolün üstesinden de son derece başarılı bir şekilde
geldiğini yazmadan edemeyeceğim. Oyunculuğun hakkını veriyor. Bizi ekrana adeta
kilitliyor.
Daha yeni başlıyoruz dedik siz şaka mı
sandınız?
Murat babasının
katillerine ulaşmaya ramak kala, hastaneye yatırılınca hevesi öfkeye dönüştü. Gerçi
Salim’i ısırıp, amcaya esti gürledi ama öfkesini dindirmeye yetmedi tabiî ki.
Olay adam koca göbekli Cem yaralı bir şekilde kaçınca hevesi kursağında kalan Murat,
onu bulmak için yine amcasından yardım istedi. Amca’da bir arkadaşına Cem’i
araştırmasını istedi. Bu kısımda amca Murat’a yardımcı görünüyor. Ama Murat’ın
dediği gibi ölen kardeşinin katillerini şimdiye dek hiç araştırmamış olması çok
tuhaf. Bu arada sizce Murat hastanedeyken, Cem’i kim hakladı? Yıldız. Sizce o
olabilir mi? Yoksa yeni bir psikopat daha mı katılıyor aramıza?
İsteklerimiz
duyulmuş olmalı, Şaman Sude bu bölüm yeniden görüldü. Ceyla ile Şaman epey
yakın dost olmuşlar. Murat’ın ayin öncesi bilgi aldığı bara benzer, puslu ve
virane bir başka barda Ceyla ile Sude dertleştiler. Sude her ne kadar Ceyla’nın
anlattıklarını dinlemiyor ve dinlediği kısmı da ciddiye almıyor gibi boş sorular
sorsa da aslında Murat hakkındaki her detayı Ceyla’dan öğreniyor. Aslında Murattaki
değişimi o da merak ediyor. Ayrıca bu bölüm Ceyla’ya Murat hakkındaki
düşünceleri sormakla Murat’a ilgisini de hafif çapta belli etti. Murat’ı takip
ediyor. Mesela, ayin gecesi iksirinden Murat’ın çalmış ve devamlı olarak
içtiğini de tahmin etmiş. Ceyla ise
olaylardan habersiz ve saftirik hallerde bir tatil günü geçirdi. Hâlbuki Ferit
ona tatil yapmasını önerdikten sonra Ferit’i takip etseydi neler neler olurdu?
Yine de boş durdu diyemem. Sude, onun için doğru adres oldu. Sude ile Ceyla beyin
fırtınası yapacak, sağlam bir ekip olursa bizi güzel seyirler bekler.
Pembe Panterimiz
Selin ve Doğan bu bölüm çok yoruldular. Doğan beklediğimizden beter çıktı. En
yakın ve silah arkadaşı dediği adam ellerinde ölürken, hakkını Doğan’a helal
etmemiş. Şaşırtıcı değil. Doğan gizemli işlerin içinde olduğundan bu tip ön
olaylar bizi onun psikopatlığına hazırlıyor.
Yoksa tüm ekibe, arkadaşı için çatışmada öldü demezdi herhalde. Bu arada
Selin’in Doğan için duyduğu şüphe kırıntıları da sanırım bu çatışmada
kaybedilen silah arkadaşı hikâyesi ile son buldu. Cinayet büronun en pembesi
olarak kendisi, Murat yerine önce Doğan ile ilgilense keşke. Parmak izlerini
bile Doğan’a emanet etti. Tek muhbiri Nermin de güme gitti. Doğan çok tehlikeli
görünüyor. Sevgili Murat zaten kendini bu dalda kanıtladı. Selin dersek,
geçmişinde gizli görevde esip kavurmuş ortalığı. Yani üçü bir arada.