Ve tabii ki bölümün en can alıcı kısmı Kutsi&Meral düeti oldu. Kadife sesleriyle her kesin gönlüne dokunan bir parça seslendirdiler. Keşke hayat Meral'e adil davranmaktan bu kadar çabuk vazgeçmeseydi de Kutsinin de dediği gibi konservatuar okuyabilseydi, annesiyle birlikte mutlu bir hayata başlaya bilseydi. Ya da bırakın okumayı, mutluluğu sadece annesini çok görmeseydi hayat. Hadi başta dediniz ki, birileri Meral'in yaşadığını annesinden saklamış, suç onlarda. Peki ya şimdi suç kimde? Kızının okuması için borç alan Seher de mi? Annesiyle yaşamak isteyen Meral de mi? Hani adalet yavaş yürürdü ama gideceği yere muhakkak varırdı? Hangi adalet Meral'in annesini geri getirecek? Yaşayamadığı 16 yıl için mi ağlayacak yoksa hiç yaşayamayacakları gelecek için mi? Bu çok fazla diyor Songül. Gerçekten bu kadar fazla cezayı hak edecek ne yapmışlar acaba? Seher öldü. Yetimhane de büyüyen Meral yetim kaldı. Onlardan geriye de asla anlamlandırıp, cevaplayamadığımız sorular.

Playback değil, alın teri! 

Bir güzel karakterimize daha ölüm marşımız olan "gyuli çekimi” eşliğinde veda ettik. Gökçe Yanardağ'a sonsuz sevgiler ve teşekkürler, yolun her zaman açık olsun çiçek kadın.



Kendinize, sevdiklerinize, annelerinize ve içinizde uğurlayamadıklarınıza iyi bakın “Sevgili Çiçek Okurlar”.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER