Onun babasını da sevmezdim zaten..
Bu bölümün güzel yanlarından biri de neydi biliyor musunuz? Levent’i çok az gördük, o kadar mes’udum ki! Salih-Haluk ilişkisine, maceralarına  her ne kadar bayılsam da, Salih’in birden Haluk’a gıcık olacak derecede dönüşünün temelini pek sağlam bulmadım. Daha dün kızını emanet edecek kadar güveniyordu. Kızını üzüntülü görünce Haluk’u her şeyiyle silmek pek olmadı ya, neyse. Fazla da şey yapmayayım, babalar en iyisini bilir^^

Gelelim Emrecan ve Ceylan’a. Olmuyor bir türlü ikilinin sahnelerinden keyif alamıyorum. Gıcık da olmuyorum. Bir şey hissedemiyorum açıkçası. Oysa ki Emrecan’ı tek başına ya da Haluk’la izlerken müthiş keyif alıyorum. Bu arada nezarethane sahnesinden beri Emrecan-Haluk sahnesi bekliyordum. Yani bence Emrecan ve Ceylan kendi hikayeleri değil de başkalarının aksına dahil olunca daha izlenilebilir hale geliyor.

Hatta mümkünse Rüzgâr’a da yeni bir kız diyordum ki Nermin Hala’nın kızı geldi. Kısmetinde varsa Rüzgâr’ın bence olur bu iş, olsun yani. Gerçi bir aralar benim Nermin Hala’nın kızıyla ilgili enteresan planlarım vardı. İtiraf ediyorum, Ece halasına haksızlık yaptığında, “Şu Nermin Hala’nın kızı gelsin de Haluk’a sarsın, o zaman halanın sen ve Haluk için yaptıklarının kıymetini, seni ne kadar çok sevdiğini anlarsın belki." demiştim, kendi kendime. Tamam vurmayın^^

Yine çok güzel bir bölümdü. Güldük, eğlendik, duygulandık. Ekibin eline, emeğine sağlık. Ayaklarına taş değmesin.

Görüşmek üzere...
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER