Bugünkü gösterimizde şapkadan tavşan çıkartıyoruz…
EDHO’da içimizi kıpırdatan sahnelerin özlemini çekiyorduk uzun zamandır. Bu bölüm biraz umutlandım açıkçası… Avukat Özgür ve biricik agresifim İlyas’ım bize bol çatışmalı bir aşk mı vaad edecekler acep? Esra’nın burnunun dikine giderek Ünal’la yakınlaşması falan İlyas’ın düşeceği yeni aşkın hazırlıkları sanki… İlyas-Özgür ilişkisinin hikayenin aşk dinamiğine çok ciddi katkısı olacağına inanıyorum. Dediğim gibi ben çok heyecanlandım ve eminim ki yalnız değilim…
 
 
Where there is a vukuat, biz ordayız
 
Meryem’in Hızır’la olan kavgasının en büyük takipçilerinden biriyim ve gönlüm Meryem reyizle. Amma… Bu ilişkinin dinamiğinde tutku biraz eksik kaldı. Hızır’ın Meryem’den vazgeçmek istememesine inandırın bizi lütfen. Bunu sadece aile kurallarına bağlamayın. Burada kurulan matematik gözümüzün aşina olduğu matematikten uzaklaştı çünkü… Ne demek istediğimi şöyle açıklayayım… Hepimiz İngilizlerin meşhur kralı 8. Henry’i öyle ya da böyle duymuşuzdur. 8. Henry, sevgilisi Anne Boleyn ile evlenebilmek için ülkesinin dinini değiştirmek pahasına karısı Aragonlu Catherine’den boşanmıştır hatırlarsanız. Şimdi bu denkleme karakterlerimizi yerleştirelim…

Nazlı tartışmasız bir Anne Boleyn. Karakter çok güzel evriliyor oraya. Gizli ittifaklar, ihtiraslar, masumlukla gizlenmiş kötücüllük… Hızır pek tabi ki 8.Henry… Gönlü bol, güzelliğe meraklı ama onun kadar basiretsiz değil çok şükür… Bu durumda dilim varmıyor ama Meryem’in payına Aragonlu Catherine olmak düşüyor. Bu ilişkinin matematiğinde, Anne Boleyn kadınlığını kullanarak Catherine’i saf dışı bıraktırır. Henry ise kilisenin karşı çıkmasına kulak asmadan Catherine’den boşanır. Meryem-Nazlı-Hızır üçgeninde ise ayrılmak isteyen Meryem, alttan alta Hızır’a yol yapan ise Nazlı… Hızır ise Meryem’den vazgeçmek istemiyor. İlla şablon kullanılsın demiyorum ama, Hızır’ın Meryem’den vazgeçmemesi için tez zamanda kaidesi tutkuya dayalı bir sebep bulunması taraftarıyım. Böyle bir atak hikayeye dinamizm kazandıracaktır.
 
Mahmut’um geri döndü ama özlediğimiz hareketleri henüz göremedik kendisinden. O doktor sahnesi beni hiç kesmedi söyleyeyim. “Selim bey çok değerli bir insan…” ne demek allasen? Böyle doktor mu olur? Sevemedim… Öte yandan Tipi’ciğimin sevincine ortak olmak pek güzeldi. Ahh sen ne güzel seviniyorsun be Tipi’m. Kıçı neredeyse arş’a değecek olan o sevimsiz Ateş’in havasını alacağın günü merakla bekliyorum.
 
Eşkıya 22. bölümde çok sağlam final yaptı. Büyüsü bozulmasın, spoiler olmasın diye fragmanlara bile bakmadım o derece. Bakalım 23. bölümde bizi neler bekliyor?
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER