Tarih yalnızca mutsuzları yazar
Mutsuzluğun resmi
Merhaba,

Mutluluk/mutsuzluk üzerine fikirlerine tamamen katılıyorum sevgili Poyraz. “Biz mutsuz insanlarız.” Mutluluk kavramı abartılıyor. Mutluluk sürekli bir şey değil bence de. Ne zaman biteceğini bilmediğimiz hayat yolunda, mutlu hissettiğimiz güzel anlar var sadece. Dün gece Poyraz Karayel seyrederken olduğu gibi. Oldukça keyifli bir bölümdü.

Geçen hafta Sefer özelinde sorduğum “Çıtayı daha nerelere yükselteceksiniz Poyraz Karayel erkekleri?” sorusuna Poyraz’dan çok manyak bir yanıt geldi hiç gecikmeden. Son sahneyi diyorum. Tam Poyraz’a göre, deli işi, ayakları yerden kesen (literally), unutulmayacak bir evlilik teklifiydi doğrusu. Şahsen benim tercih edeceğim bir tarz değil ama işte Ayşegül Poyraz’ı böyle seviyor, onlara yakıştı. Yalnız umarım böyle bir trend oluşmaz gençler arasında, çok kafa göz yarılabilir çünkü, aman diyeyim. ^.^ Tabii bizim junior bu kadar heyecana dayanabildi mi acaba, onu da göreceğiz.


Uçan adam Poyraz

Ama benim asıl takdir ettiğim Poyraz’ın mutsuzluk tiradı ve sonrasında Hikmet Benol olmaya yine çok yaklaşıp ciddi ciddi balkondan atlayarak, uzun zaman sonra bana heyecan yaptırıp “La n’oliy?” dedirtmesi idi. Başından beri Poyraz ne zaman o balkona yaklaşsa beni bir endişe alıyor zaten, bu defa yaklaşmanın da ötesine geçti. Lakin beklemediğimiz şekilde nihayete erdi sahne, twist’inize gurban.


Adam pisliğin teki çıktı Bahri Baba.

Adil Topal, geçen haftaki babacan ilk izlenim sonrası tiksinç söylemleriyle kötünün tillahı olduğunu gösterdi. Son psikopatımız Zafer en azından kızını seviyordu, bu adam herkesten nefret ediyor sanırım. Karakterin Bahri Umman’a hiç benzemediğini ve engelli olmadığını öğrendik ama yeni sorular da getirmedi değil. Yüzündeki yara izi Bahri’nin eseriyse, ne ara ve nasıl gerçekleşti olay? Bahri, Adil sandığı İsmail’de o izi neden aramadı? En anlam veremediğim, bu adam töbe haşa Allah mı ki Ayşegül’ün hamile olduğunu Ayşegül’den önce bilebiliyor? Takip mekanizması ana rahmine inecek kadar kuvvetli olan adam neden kendi elde ettiği İsmail-Poyraz görüntülerini değil de Poyraz Karayel dizi görüntülerini izliyor? Neyse iyidir iyi. Bahri-Adil karşılaşması ve oradan gelecek çatışma, boşlukları dolduracaktır umarım. Bir de yara izi dedik de, ortaya çıkan üçüncü kardeş için ilk akla gelen isim Sefer oldu tabii. Bilemedim. İlk akla gelen şeyin gerçekleşmesini sevmiyorum bu dizide. Öyle bir şey olursa Sefer bacısıyla Zülfikâr’ın arasını yapmaya çalışıyor gibi olacak mesela. Ama öyleyse de çok mantıksız olmaz. Big Brother gibi bir şey çıktı zira bu Adil Topal. Çocuklarını Bahri’nin çevresine yerleştirmiş olabilir bir şekilde.


Hepsi manyak bunların!

Muadil Topal İsmail Karayel ise gerçek Adil’in yanında şeker gibi pambık gibi kaldı ne yalan söyleyeyim. Çokça güldürdüğü için de Mümtaz Tok işlevi görüyordu bu sezon bir nevi. Denize doğru açılırken öyle kolay kurtulamayacağı çok barizdi. Umarım en azından bir süre daha dizide kalır. Uzun zamandır seyrettiğim en komik Poyraz Karayel sahnesinin kahramanlarından birisi de oydu zira. Anladınız tabii, o bombastik araba sahnesinden bahsediyorum elbette sevgili Romalılar. İsmail’in kafası güzel haliyle bizim manyaklara dahil olması, teker teker ortaya çıkan sırlar, verilen tepkiler. Muhteşemdi. Tabii aynı şeyi olayın başlangıcı için söyleyemeyeceğim. Böylesi önemli bir adam MİT’in elinden bu kadar kolay kaçırılabiliyorsa, gerçekten milletçe yanmışız biz. Poyraz güya o kadar planın üstünden geçti, plakası kabak gibi ortada arabanın. Ha, sonradan başına iş açılacaksa buradan onu bilemem tabii. Sonrasında İsmail’i elinden kaçırması da amatörceydi. Polisliğin askıya alınmış olabilir ama daha tedbirli davranmalıydın sevgili Poyraz. Bir de İsmail’in kasada Adil’in aile fotoğrafının ne işi var onu da anlamadım aslında. 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER