51 hafta x 2 saat, üstüne üstlük sürekli değişen senaryo ekipleri (bu konuya ayrıca değineceğim, az sonra…) buna karakter mi dayanır?

Kiraz Mevsimi yoluna devam ederken karakterleri de zaman zaman yolundan çıktı. En baskın örnekler olarak Mete’yi ve Şeyma’yı ele alırsak; 51 hafta boyunca kaç defa değişime uğradıklarını saymakta zorlandık.

Şeyma önce basit oyunlarla başlayıp, elde edebileceği gücün boyutunu fark ettikçe kötülüğün dozunu arttırdı. Ailesinden görmediği ilgi ve sevginin eksikliği ile yaptıkları ve zaman zaman insafa gelmesiyle olanlara göz yumsak da, bunun çok ötesine geçen davranışları ile uzun bir süre izleyicilerin nefretini topladı. Verdiği zararlar sonunda geldiği noktada yapayalnızdı. Bir çok defa ona kucak açan arkadaşlarını sırtlarından vurduğu için de yalancı çobana döndü. En son ve en büyük darbeyi de Mete’den aldı, canından can kaybetti. Şeyma’nın dönüm noktası da bu oldu.

Mete’nin karakteri ise tam anlamıyla yazboz tahtasına döndü. Öyle bir noktaya geldi ki, artık çözüm olarak tüm yapılanlar hastalığa bağlandı. Mete’nin beyninde tümör olduğu ve olanların bilinçli olarak yapılmadığı aktarıldı. Karakterle bu kadar oynandıktan sonra bulunan bu çözüm saçma gibi görünse de, olanlara dur demek adına ve karakteri artık adam gibi bir yola sokmak için olabilecek en iyi çözümdü belki de. 2.sezondan Mete adına tek beklentim tümörün yeniden nüksetmemesi : )

Kiraz Mevsimi’nin diğer karakterlerinde de sezon süresince ciddi uç noktalar gördük. Diziyi düzenli takip edenler Önem’in Öykü’ye ilk sıcak yaklaşımının nasıl 180 derece döndüğünü, Öykü ile uğraşmak için yaptığı akıl almaz oyunları ve ardından yine eskiye dönmesini hatırlayacaklardır. Aynı şekilde Burcu da ilk haftalardaki mütevazi tavrından uzaklaşıp Emre’ye zor zamanlar yaşattı.

Tüm bu karakter değişikliklerinin benim gözümde tek bir açıklaması var. Kiraz Mevsimi’nin 2 sezon ve ilk sezonu 51 bölüm olarak düşünülmüş, konusu buna göre planlanmış bir dizi olmaması.