Küçükken hiç “Çizgifilmin içinde olsam” demiş miydin? Heh işte o Metaverse!

Küçükken hiç “Çizgifilmin içinde olsam” demiş miydin? Heh işte o Metaverse!
Düşünsene bir çocuk için ne kadar önemli. Çizgifilmin tam en güzel yerinde, hop taktın başlığı, en sevdiğin karakterlerin arasındasın. Metaverse’den çıkmak istemezdik herhalde.
 
Şu an Disney ya da Cartoon Network’ün vs. sunduğu böyle bir imkan yok. Ama Metaverse’de gezen çocuklar var. Ve bil bakalım nerede? Bir striptiz kulübünde!
 
Kumar mekanlarından, meditasyon alanlarına, konser alanlarından sinemalara… Metaverse’in içinde her yer zaten bir oyun gibi. Ama şimdilik sadece yetişkinlerin oyunu. Herkes için merak uyandıran dünya küçükler içinse, günün her saati tam bir tehlikeli sokak.
 
BBC’nin haberine göre Facebook’un yeni sanal gerçeklik başlığında yüklü olan VRChat aplikasyonunda örneğin MCDonalds restoranlarının yanı sıra, bir striptiz kulübüne de girmek mümkün. Ve bunun için sahte bir Facebook hesabınızın olması bile yeterli. Herhangi bir yaş sorgulaması-doğrulaması yok. Çocuklar gerçek yetişkinlerin arasında, istedikleri görünümleriyle, isterlerse konuşmadan ya da seslerini değiştirerek dolaşabilirler.
 
Daha yetişkinler bile “Metaverse nedir?” diye konuşurken, “dijital okuryazarlık” diye tutturmak çok mu sıkıcı olacak acaba? :)
 
Sosyal Medya bundan 10 yıl önce büyük bir kelimeydi. En büyük şirketlerin CEO’ları bile heyecanla bahsederdi. Dijital okuryazarlıkta refleksleri daha iyi gelişenler daha az hata yapıyor. Bilgisizlikle hata yapanlarsa yıllarca unutulmayabiliyor.
 
Şimdi de her marka, şirket, ünlü “Metaverse” diyor. Akıllı telefonla sosyal medyanın içine doğan Z kuşağı desen, VR başlığını taktığı gibi zaten keşfe başlıyorlar! Onlara Metaverse anlatmaya gerek var mı?
 
Aslında var. Çünkü her şey teknik bilgi değil. Medya bilgisi de önemli. Ki “medya” kelimesi artık bizim için Ortam (Medium) demek bence: Hem bize gösterilen rengarenk dünyayı anlamaya çalışıyoruz, hem de artık bizzat o ortamın içindeyiz!
 
Kuşak olarak biz arada kaynayanları geçelim de, bir çocuğa bu iş nasıl anlatılır? Esra Hoca’ya sordum. (Doç. Dr. Esra Ercan Bilgiç, Bilgi Üniversitesi) Ama söylediklerine bir bakın. Hepimizin günlük işine çok yarar. Ne de olsa hepimiz medyalarda sosyaliz.
 
Bir medya içeriği mi gördün? Şu 5 soruyu sor!
 
“Dijital medyada reflekslerimizin gelişmesi için aslında 5 temel soruyu akılda tutmak gerekiyor.
 
-Gördüğün mesajı kim yarattı? (Gerçek bir kişi mi, adı soyadı belli mi, takma isimli birimi, gerçek biri mi, yoksa bir yazılım ürünü mü?… gibi.)
 
-Bu mesajı yaratan kişi ne gibi teknikler kullanmış olabilir? (Kullandığı bir görsel varsa, bunda bir manipulasyon yapılmış olabilir mi? Örneğin photoshop kullanılmış olabilir mi? Hangi araçlar kullanılmış olabilir? Uygulamalar, aplikasyonlar, filtreler, vs.)
 
-Gördüğün mesaj neden veriliyor olabilir? Örneğin neden bu profili açmış olabilir? Neden bu sayfayı yapmış olabilir? Neden bu siteyi, uygulamayı yapmış olabilir? Tümünde bunun amacı ne olabilir? Sana vermek istediği mesajdan başka bir amacı olabilir mi?
 
-Burası insanların dikkatini çekmek için neler yapıyor? Senin dikkatini çekmek için orada olduğunun farkında mısın? Sana yaptırmaya çalıştıkları bir şey var mı? Belli konularda seni etkilemeye çalışıyor olabilir mi? (Bir ürün satın almak, daha güzel görünmek vs. gibi bir konudaki bakış açısını sana benimsetmeye çalışıyor olabilir mi?)
 
-Acaba senden başka kişiler bu mesajdaki farkı yakalayabiliyor mu? Onlar nasıl yorumluyor?
 
Esra Hoca’nın dikkat çektiğine göre medya farkındalığı kendi kendine kolay gelişmiyor. Bunun için hep sohbet etmek önemli…
 
Tamam, bizim için de en güzel sohbetler Ranini.TV gibi platformlardan çıkıyor. Hem en son gündemden haberimiz oluyor, hem TV’de - dijital platformlarda gördüğümüz hakkında daha çok bilgimiz oluyor. Bakış açılarımız benzer olabilir.
 
Peki evdekilerle bakış açımız benzer olur mu? Özellikle yaş farkı arttığında? Çünkü medya okuryazarlığında önemli olan bir içerikte bizim görüp algıladığımızla, başkalarının görüp algıladığının neden farklı olduğunu anlamak. Bunun arasındaki farkı görünce, her zaman izlediğimiz aynı şey olsa bile, kendimizin zamanla nasıl farklılaştığını da anlıyoruz…
 
Evde pratik önemli yani :)  Mesela sıradaki Ranini haberini evdekilere sorsak? Bizim evde, herkes toplansa Yargı en çok tartışılan dizi olurdu herhalde. Herkes bir savcı, hakim ve kendinin avukatı :)
 
(Esra Hoca ile söyleşinin tamamı sanal influencerların algılanması üzerineydi. Ses kaydı burada.)



BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER