In Treatment 4. sezon: Terapinizi nasıl alırsınız?

In Treatment 4. sezon: Terapinizi nasıl alırsınız?
Türk televizyonunda psikoloji ağırlıklı drama dizilerinin yoğunlaştığı bir dönemden geçiyoruz. Geçtiğimiz sezon Kırmızı Oda, Masumlar Apartmanı, Camdaki Kız ve Doğduğun Ev Kaderindir dizileriyle G. Budayıcıoğlu sponsorluğunda bir noktada dörtledik hatta.

"G. Budayıcıoğlu'ndan önce Paul Weston vardı," diyerek klişe bir giriş yapmak istemem aslında ama gerçek böyle sayılır. Bu yazıya konu olan In Treatment dizisiyle ilgili 2017'de bir tanıtım yazısı kaleme almıştım mesela. 2008-2010 arası ekrana gelen, üç sezon süren Emmy ve Altın Küre ödüllü psikolojik dramanın kendisi de İsrail yapımı BeTipul dizisinden uyarlama.

Dizinin yayıncısı HBO, yıllar sonra In Treatment'ı ekrana döndürme kararı aldı ve dizi, 4. sezonunun yayınını kısa zaman önce tamamladı. Farklı olarak bu sefer Emmy ödüllü oyuncu Uzo Aduba'nın canlandırdığı Dr. Brooke Taylor karakteri psikolog olarak yer alıyor. In Treatment'ın yapısı gereği bölümler 30 dakika sürerken yeni sezonda üç danışanın yanı sıra Brooke'un kendi hayatına (bir nevi seanslarına) da tanık oluyoruz.

Not: Dizinin bölümleri ülkemizde Bein Connect'te mevcut.

Eladio (Anthony Ramos)
Eladio (Anthony Ramos)

In Treatment'ın 4. sezonu 24 bölümden oluştuğu için bu sefer her danışana altışar bölüm düşmekte. Dört ve katı bölümler ise Brooke'a ait. Yeniden görüşmeye başladığı erkek arkadaşı Adam (Joel Kinnaman) ve yakın arkadaşı Rita ise bonus. Bu seferki danışanlara kısaca bakarsak:

Eladio: Zengin bir ailenin oğlunun evdeki bakımıyla ilgilenen, hatta seans ücretini o ailenin ödediği Eladio'ya bir süre önce bipolar teşhisi konmuş.

Colin: Öfke sorunu nedeniyle karıştığı bir olay sonrası kısa süreli hapis yatmış ve yeni çıkmış bir milyoner; mecburen dört seansa katılması gerektiği için Brooke'a geliyor.

Laila: Kendine güven problemleri olan, ailesinin beklentileriyle kendi kimliği arasında bocalayan bir genç.

Dizinin ilk üç sezonunu izleyen varsa muhtemelen hatırlıyordur, Dr. Paul Weston seanslar için eviyle bitişik ofisini kullanır ve bölümlerin büyük çoğunluğu ofisin dört duvarı içinde geçer. Dr. Brooke Taylor'la da durum farklı değil. Ancak Brooke, geniş camlı ve lüks olduğu hissedilen evinin salonunu (ve hatta diğer kısımları da) kullandığı için daha 'ferah' kaçan bir ortam olduğu söylenebilir. Tabii bu durum gerek diyaloglarıyla gerekse olaylarıyla istediğinde yeterince 'karanlık' olabildiği gerçeğini değiştirmiyor.

Colin (John Benjamin Hickey)
Colin (John Benjamin Hickey)

Öncelikle aradan çıkarayım; In Treatment ve Kırmızı Oda, tür benzerliği olsa da birbirinden yeterince farklı yapımlar. Paul ya da Brooke, en basitinden danışanlara sarılıp onlarla birlikte ağlamıyor mesela. Nihayetinde insan oldukları için elbette çizginin dışına çıkabiliyorlar - ki nihayetinde dizi izliyoruz ama duygusal açıdan daha 'profesyonel' kaçıyorlar. Kırmızı Oda'yı izlerken gözüme özellikle takılan kısım da daha çok bu oluyor zaten. Doktor Hanım hastalara sarılıp birlikte ağlayınca gözüm seğiriyor sanki... In Treatment'ın bölümlerinde geçmişe gidip danışanın hikayesinin canlandırmasına yer verme yok bu arada. Yarım saatlik bölümler büyük oranda doyurucu diyaloglarla geçiyor.

İkincisi; 4. sezonu izlemek için ilk üç sezonu izlemenin gerek olmadığı. Hiç başlamayanlar için tavsiye ederim tabii ki. Bölüm sayılarının çokluğuna da bakmayın, çabuk geçiyor. Paul Weston'lı bölümlerin tadı "bence" daha ayrı ve yeni sezonda karakteri laf arasıyla dizide tutmayı ihmal etmemişler. Şu haliyle 'antolojiye' uygun bir gidişatı mevcut yine. Dolayısıyla Gabriel Bryne'ı ve Paul'u özel bir yere koymakla birlikte Brooke'un ya da Uzo Aduba'nın hakkını teslim edeyim.

Laila (Quintessa Swindell)
Laila (Quintessa Swindell)

Gelelim bir de sezona kısaca...

Benim sezon sonundaki genel sıralamam Eladio > Brooke > Colin > Laila şeklinde oldu. Bütün karakterler için önceki sezonlarda da olduğu gibi kendilerince kapanış yazmışlar ve yerli yerindeydi denebilir. Eladio'nun online görüşmeyle başlayan serüveninin nihayetinde vardığı nokta aman tanrımlıktı resmen. Bu kadarını beklemiyordum sanırım. 13 Temmuz'da açıklanacak Emmy adaylıklarında Aduba'nın yanı sıra Anthony Ramos'a da bir adaylık çıksa niye demem. Karakter gelişimini 3. sezondaki isimlerden Jesse'ye benzettiğimi ekleyeyim.

Egoistliğiyle ön planda olan Colin'in tarafı iyi başlamakla birlikte sezon boyunca kasti şekilde sinir harbi bir şekilde ilerledi. Dayaklık dozu bazen kaçar gibi oldu sanki. Bu açıdan John Benjamin Hickey'in hakkını vermek de fena olmaz. Karakter gelişimini 3. sezondaki isimlerden Sunil'e benzettiğimi ekleyeyim.

Laila, kendi içinde fena bir karakter olmasa da diğerlerinin yanında geri planda kaldı ister istemez. Ergen bir karakter olduğu için miydi emin değilim, sezon boyunca ekrana gelen isyankar hali nedeniyle çoğu bölümde bağır çağır halde olması başımı şişirdi. Karakter gelişimini 1. sezondaki Sophie'ye benzettiğimi ekleyeyim.

Ve Brooke. Arkadaşı Rita'yla olan geçmiş-günümüz-gelecek soslu sohbetleri seansvari ilerlese de ben kullandıkları ölçüde Adam'ın ve haliyle Joel Kinnaman'ın katkısını daha çok beğendim. Üstelik Brooke'un kendi bölümlerinde diğer bölümlerdeki 'profesyonel' versiyonunun neredeyse aksi bir versiyonuna tanık olmamız da ilginç kaçtı. Kapanışta vardığı noktayla bana kalırsa Colin ve Laila'nın önünde bitirdi.

Nihayetinde In Treatment'ı yıllar sonra ekrana döndürmeye niyetlenenlere ve ekibine teşekkürler. Hali hazırda 5. sezonu (lütfen!) istediğimi de gelmişken belirtmiş olayım. Bir de elinizden geliyorsa Gabriel Byrne'ı konuk getirin...


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER