“Mahur,
dayan benim güzelim.”
Bu cümle
ile yazıya giriş yapmak istedim. Aslında yazının bitiminde değineceğim bir
konuydu. Fakat çok içten bir cümle olduğu için yazıyorum. Keyifli okumalar
dilerim...
Bu
haftaki, bölüm dışı konumuz: “Necati.”
9. Bölümü çok güzel bir konu ile
bitirmiştik. Necati ve Savaş’ın kardeş olduklarını öğrenmek, hikâyeye daha
fazla derinlik katacağını belli etti. Ben bu konu üzerine bir önceki yazımda
fazla bir şey yazmadım. Çünkü bu bölümü bekledim. Karanlıktaki Necati,
aydınlığa çıktı. Bunun üzerine hem bu bölüm hem de bugüne kadar ki Necati’yi
bir değerlendirmek istedim.
Bir:
Necati, Mahur’u öldürtmek istedi mi, ya da bir oyun muydu? Bunu bir düşündüm. 1.
bölümde, Savaş; Maraşlı’nın evinden çıkar çıkmaz bir telefon açtı ve “Kızı
öldürün! dedi. Buradan benim anladığım Necati net olarak izin verdi.
Çünkü burası net bir tavırdı. Yani bize bunun olacağı verildi. Hani araba ile
takip etmeleri, restoranda takip etmeleri hep griydi. Fakat bu dediğim yerde
ölüm emrini verdi. Bunun bir korkutma olması için ya bu sahneyi bize
vermezlerdi ya da şifreli bir kelime kullanırlardı ki biz anlayamazdık; numara
mı, değil mi diye. Tabii bir ihtimal daha var. O da Necati’nin haberi olmadan
böyle bir şey yaptığı. Yalnız, ben böyle bir durum olacağını düşünmüyorum.
Savaş habersiz böyle bir şey yapamaz. Böyle bir konuda, Necati’nin dediğinden
çıkacağını hiç düşünmüyorum.
İki:
Necati’nin hayatı boşlamış ve hiçbir şey takmayan bir karakteri var. Okuduğu
kitaplar, hayata bakışı onu bilge ve dünya hayatından uzak bir yerde
gösteriyordu. Asıl derdinin intikam olması, “9 bölüm boyunca yalancı ve
sıradan ama akıllı bir kötü adam mı izledik?” diye düşünüp duruyorum.
Çünkü uyuşturucu ticareti ve benzer işler hep alıştığımız kötü adam işleri. Benim isteğim Necati’nin bambaşka bir karakter olması.
Üç:
Necati, ilk baştan beri Behiye’nin farkında. Zaten farkında olmasa çok absürt
olurdu. Ama bu bölüm Behiye’yi öpmesi, çok tehlikeli bir bakışı, Sadık ve Nuran
için Behiye’ye zarar vereceğini düşündürdü. Necati’nin hiç kimseyi
sevemeyeceğini düşünmeye başladım.
Dört:
Hiçbir suçları yokken, Necati’nin kardeşlerine zarar vermesini anlamıyor ve
inanmıyorum. Mahur için zaten demin yazmıştım, bir şey daha eklemek istiyorum.
Mahur ile Necati’nin yakınlığı, diyalogları “Mahur’a zarar vermez.”
dedirtiyor. Savaş kardeşi, bunlar da kardeşi. İlhan’ın şirketini alıyorlar,
Ozan’ı öldürdüğünde görüntülerini çekiyorlar.
Bu
Necati ile evdeki alkolik Necati çok başka... Bunu bana düşündüren en önemli
nokta: Babasının yani Aziz’in onu arabadan kurtarmayıp, önce İlhan’ı kurtarması
ve bu konuya çok içerlemesi. Babasıyla duygusal konuşması vb.
Maraşlı:
“Bazı yollar vardır, geri dönülmez.”
Mahur: “Bazı
insanlar vardır, yolun sonunu düşünmez. (Mahurcum lafı koydu
burada.)
Maraşlı,
aşkı ile vicdanı arasında kaldı. Aşkı “Devam et” diyor, vicdanı “Bunu
Mahur’a yapma” diyor. Maraşlı da yolun sonunu düşünmek istemiyor ama
görevi, Mahur’un kırılacak kalbi ve kızı var.
Maraşlı
ve Mahur’un -benim için hızlı başlayan- ilişki hayatı, Maraşlı’nın ayrılması
ile şimdilik bitti. Mahur, tam beklediğim gibi hem üzüldüğü hem de anlamadığı
bir şeyler olduğu için, haklı olarak Maraşlı’yı yanında istemedi. Aşk üzerine
plan yapmaları her zaman tehlikelidir. Ve işte Mahur, Maraşlı’yı istemedi ve
böylece Maraşlı görev yerine Mahur ile barışmak, yanında korumalığa devam etmek
için uğraşacak. Yani böylece Necati’nin istediği oluyor. Maraşlı ve Mahur
ilişkisi, Necati’ye çok faydalık sağlıyor...
Necati,
Mahur ve Maraşlı’nın arabadaki diyaloglarına bayıldım. Bu üçlü, dizinin mihenk
taşı. Eğer bu karakterler ile ilgili bir yanlış, hata olursa tüm diziyi
etkiliyor.
“Celal
Bey ve Mahur Hanım.” Mahur, koruma olarak Maraşlı’yı istemiyor ve bunun üzerine
Maraşlı, Mahur’a Savaş’ın dışarda olduğu söylüyor. Savaş hiç hapse girmedi ve
Mahur sayesinde tutuklanmaktan kurtuldu. Belki “Bir kelimeye takıyorsun.”
diyebilirsiniz ama bir kelime her şeyi değiştirir. Bir de Savaş’ın derdi tek Mahur
değil ki, adam açık açık eve geldi “Ben Ömer’in oğluyum.” dedi.
Yani intikam aldığını belli etti. Tabii Mahur da tehlikede. Fakat artık bu konu
Mahur’u koruyan Maraşlı Celal Bey konusu değil. Bu konunun devam etmesi için;
Bir:
Mahur’un koruması olarak devam edecek bir olay kurulması lazım.
İki:
Maraşlı aileye başka türlü yaklaşabilsin.
Bu iki
dediğim ile hikâye daha rahat ilerleyecektir. (Benim kimsenin işine karışmak
gibi bir niyetim yok. Haddimi de bilirim. Fakat bir izleyici gözüyle
yorumlarımı belirtmek de hakkım diye diye düşünüyorum.)
MahCel
Maraşlı
dizisinin başlamasını 2 yıla yakın bekledim. Yani benim çok büyük umutlar
içinde beklediğim biri işti ve hâlâ umutlarım devam ediyor. Niye umutluydum?
Ethem Özışık yazdığı için. Çünkü başta ‘Poyraz Karayel’ olmak üzere çoğu
dizisini keyifle izlemiş bir izleyiciyim. Hâl böyle olunca beklentim çok
oluyor. Ve çift olarak baktığımızda uzun zamandır görmediğim bir UYUM gördüm.
MahCel çok uyumlu ve etkileyici bir çift. Yazdığım yazılarda çok uyumlu bulduğu
ve sevdiğim bir çifti yorumlamayı isterim. Ama hep öncelik dizinin gidişatı
olduğu için yazamıyordum. Fakat bu yazımda biraz fazla değinmek istedim.
Maraşlı’nın
ilk bölüm itibariyle içinde “geyik” olan rüyalar gördüğünü biliyoruz. Ve 9.
bölümde, ilk defa Mahur’u gördü. Mahur ile ilgili bir şeyler olacağını
düşündürdü bize. Bu haftaki rüyaya baktığımızda. Önce istihbaratı görüyoruz.
Maraşlı’ya “Âşık olma!” demişlerdi. Maraşlı’nın bu konuda
yaşadığı üzüntü, rüyada bile rahat bırakmıyor. Devamında Mahur’u görüyoruz.
Mahur yaralı, çıkış yolu yok. Çaresizliği çok iyi hissettiriyorlar. Bu rüya, bölümün finalindeki heyecanın ön
gösterimi gibiydi. Ve MahCel aşkını daha iyi hissetmeye başladım.
Bu abi kardeşi
sevdim. Hem değişikler hem eğlenceliler. Fakat bu bölüm bir şey dikkatimi
çekti. Necati, Savaş’ın abisi çıkınca; Savaş’ın ilk başlardaki havası gitti
gibi oldu. Emir almaktan hoşlanmayan, psikopat biri, daha pasif birine dönüştü.
Tabii daha bir bölüm oldu. Bölümler ilerledikçe bu konuyu daha iyi öğreneceğiz.
Bakalım dediğim gibi olacak mı?
İlhan’ın
Ozan’ı öldüreceğini düşünmezdim. İlhan ve Dilşad’ın ortak bir sırrı olduğu için
şimdilik beraberler ama ilerledikçe bizi neler bekliyor, merak ediyorum.
Ozan’ın diziden çıkacağını düşünmezdim, eğlenceli biriydi.
Maraşlı’nın
Acar’ın mallarını patlatmasının devamında Mahur vuruldu. Necati, “Maraşlı
ölmeyecek.” demişti. Fakat Acar’ın oğlu kendi başına bunu yaptı. Bu
konuda en çok merak ettiğim, Mahur’un vurulduğunu öğrenince, vereceği tepki.
Mahur’un
vurulması bir heyecan yaratmıyor. Ölmeyeceğini bildiğimiz karakterler için niye
böyle bir tepki verelim değil mi? Burada önemli olan, Maraşlı’nın Mahur için
söyledikleri, hâl ve hareketleri. Mahur için nasıl çırpındı, nasıl korktu. Çok
iyi yansıtılmıştı. Mahur ve Celal elbet kurtulur. Fakat bu olayı yaptı diye,
Acar’ın oğlundan hesap sorulacağı belli. Yalnız, Maraşlı değil, Savaş ve Necati
de hesap soracaktır. Bir de merak ettiğim, istihbaratın niye bu kadar pasif
olduğu. Aynı yapımın Teşkilat dizisi var. Orada her şeyden haberleri var. Fakat
burada, Savaş’ın şirketi aldığından, Maraşlı’ya yapılan saldırıdan haberleri
bile olmuyor. Bir önlem bile göremiyoruz...
Mahur,
Ozan’ın dedikleri ile aklı karıştı ve Maraşlı’dan şüphelendi. Artık daha aktif
bir Mahur görmek istiyorum. Alina Boz çok başarılı bir iş çıkartıyor. Hatta
bunu yazarken aklıma düştü, bir dahaki haftanın konusu Mahur diyelim.
Okuduğunu
ve vakit ayırdığınız için teşekkür ederim.