Artık yapacak yorum kalmadı maalesef

Ne #Edser geriye kaldı eskilerden

Ne de eski güzel bölümlerden izler

Yapılması gerekenler yapılmayınca

Geriye kalan sadece bir yorumsuzluk denizi

Her hafta farklı bakış açıları, farklı umutlarla geçiyorum ekran başına. İzlemeye başlıyorum, zaman geçiyor ve dizi bitiyor. Aklımda kalanları not ediyorum. Sonra düşünüyorum ne oldu, neler yaşandı diye. Sonra kafamda oluşan bir boşluk geriye kalan tek şey oluyor. Özellikle son iki bölümdür hissettiğim bunlar. 

 

Evet, genel olarak bakarsak bölüm bence çok eğlenceliydi. Hem Eda hem de Serkan açısından olumlu şeyler yaşandı. Aydan Hanım dışarı çıkabildi Eda’nın getirdiği sihirli çay sayesinde. Hatta bence kendisini izlediğimiz en komik hali olduğunu söyleyebilirim. Kaç bölümdür izleyicinin Selin’e söylemek istediklerini söyledi. Ama toplamda elimizde kalan yine bazı küçük sahneler. Belki boşuna hayıflanıyorumdur bilmiyorum. Ama hikâye bir türlü ilerlemiyor. Geçen hafta hamilelik araya karıştı, bu haftada Serkan’a yapılan komplo. Mesela o kadım sır konusunda niye bir gelişme yaşanamıyor kaç bölümdür? Ya da Eda ve Serkan neden bir türlü yalnız kalamıyorlar? Yalnız kalıyorlar diyelim bir anda Selin beliriyor veya kütüphaneden atılıyorlar. Gözleriyle bile konuşabilen iki karakter, kendilerine dair hiçbir şey konuşamıyorlar. Peki ya Selin sahnesi? Gerekli miydi gerçekten Selin ve Serkan’ın aynı evde kalması. Zaten onun yüzünden bu kadar çok şey yaşadıklarından sonra bir de. En üzücüsü de Serkan’ın Eda’ya Selin’in önünde bağırması ki bence Eda alınmakla ve de kızmakla çok haklıydı. Keşke iyi şeyler söyleyip yazabilsem. Böyle diye diye ne oldu geçen hafta, dizi neredeyse reyting listesinde ilk 10’a bile giremedi. Onu geçtim üç küsuratlı reyting aldı. Ee izleyici ne kadar diziye destek olsa da eninde sonunda sıkılır hele ki rakiplerin bu kadar çok ve de güçlü olan olduğu bir günde. Sevgili Sen Çal Kapımı izleyicileri umarım buraya kadar okuduysanız sinirlenmemişsinizdir. Gelin bakalım bu bölüm genel bağlamda karakterler neler yaşamış?

 

Bu bölümün kahramanı bence Aydan Hanım ve de yazıcının bulunduğu odanın kamerasıydı. ^^ Yıllardan sonra dışarıya adımını atabilmiş bir Aydan Hanım gördük. Hatta Serkan’ın yanına bile gitti. Eda’ya ne kadar ailecek haksızlık yapıldığını ilk o gördü, her bölümde onu üzmemek için elinden geleni yapıyor.  Bölümün en en komik anları herkesin bilgisayar başında yazıcı odasını izlemesiydi. Erdem’in o oda da yatması, herkesin Pırıl ve Engin’i öpüşürken görmesi vb. Keşke ofiste projeksiyon olsaydı da bütün herkes izleyebilseydi yaşananları. 

 

Gelelim asıl olayımız Eda ve Serkan’a. Bu bölüm Serkan bile kendine güvenmezken koşulsuz onun yanında olan, hata yapmadığını kanıtlamaya çalışan bir Eda vardı. Geçmişte yaşadıklarını bir kenara bırakıp sevdiği adamın yanında durdu. Serkan öfke krizleri geçirirken “Serkan hata yapmaz” deyip sakin kalarak ona komplo kurulduğunu ortaya çıkardı. İlişkilerinde ikisi de haksız değildi, ikisine de bir şekilde haksızlık yapılmıştı. Belki yaşadıkları en can yakıcı doğruluktu. Hikâyenin en büyük mağduru Serkan’dı. Hayatın ondan aldıklarına karşı öfkesi olması çok doğaldı. Doğaldı ama Eda’ya kızmasının haklı sebebi neredeydi? Tek sebebi onu korumak olan Eda’ya Selin’in yanında dedikleri onu haklı yapar mı? Yapmaz, yapamaz da. Selin’e ne zaman hayır derse, o zaman bir şeyler öğrenmiş olur. Koskoca İstanbul’da otel ya da başka birinin evi mi kalmadı mesela. Selin’den tam uzaklaştık gibi oluyoruz, gene başa sarılıyor. 

 

Dizi ile ilgili bazı küçük notlar paylaşırsam;

Umarım yapılan yenilikler dizinin tekrardan yükselişe geçmesini sağlar. Bu kadar harcanan emeğe, izleyen herkes için daha da fazla güzellikleri hak ediyorlar. Yayınlanan iki fragman da çok güzeldi. Sırrın ortaya çıkıyor olmasının sinyalleri bile senaryonun dinamikleşmesini sağlayacaktır. Son olarak bölümde emeği geçen herkesin emeğine ve de eline sağlık. Okuyan herkese teşekkür eder. Sağlıklı, huzurlu ve de hoş kalmanız dileğiyle, hoşça kalın!