Bir Küçük Joker Meselesi: Joaquin Phoeix

Bir Küçük Joker Meselesi: Joaquin Phoeix
Yıllardır Marvel yapımlarının gölgesi altında kalan, yanlış cast ve yanlış yönetmenlerle ortaya vasat işler koyan DC bunca yanlışın ve tutarsızlığın arasına öyle bir doğru yerleştirdi ki hepimiz şaştık kaldık resmen.

Joker, uzunca zamandır fantastik, erişilmez, ulaşılmaz karakterler içinde “insanı insana en insanca şekilde anlatan en doğru karakter…“

Filmin yönetmen koltuğunda vizyonu geniş, ışığı güçlü isim Todd Philips var. Philips,  Hangover serileri, Bir Yıldız Doğuyor, Eski Dostlar gibi filmlerle adını duyurmuş, Joker ile artık nirvanasına ulaşmış bir isim. Yaptığı işlere muhakkak kendinden bir şeyler katmayı seven usta yönetmen, Joker için söylediği “Ben Batman evreninde bir Joker değil, Joker’in kendi evreninde bir hikaye ortaya koymak istedim“ diyerek bunu adeta ispatlıyor.

Filmdeki sıra dışı replikler, vurucu cümleler, derin imgeler ise Fighter, 8 Mile, Johns gibi filmlerden aşina olduğumuz Scott Silver’e emanetti. Beni senaryoda en çok etkileyen nokta yerinde yapılan derin ironiler ve komedi ifadeleriyle bezenmiş trajik söylemlerdi. Silver’in hikayesi, Philips’in bakış açısıyla  buluşunca ortaya kusursuz bir işin çıkması çok da şaşılası değildi elbette.

Gelelim filmin çıkışından bu yana performansıyla izleyiciyi büyüleyen, “tüm ödüller sana feda olsun“ dedirten Joaquin Phoenix’e. Gladyatör ve The Master filmleriyle rüşdünü ispatlamış tecrübeli aktör, Joker ile bambaşka bir ivmeye yükseldi. Çünkü Joaquin Phoenixli Joker, bir psikoanaliz öyküsü, bir durum kesiti ve bir yaşam öyküsü formunda oluşturulmuş; geçmişi ile geleceği arasında sürüklenen, toplumun dışladığı, hastalıklı sayılan bir ruhun acizlikten güce, merhametten sadizme dönüşünün hikayesi…

Bir insan neden kötü olur yahut bir insanı kötü olmaya ne sürükler?“ soruları film boyunca hatta film bittikten sonra bile hep aklımda, dilimdeydi. Çünkü filmin vermek istediği mesajlardan biri de buydu: “Kötülük bir sonuçtur ve birçok sebebi vardır!

Filmde benim açımdan en dikkat çekici noktalardan biri de açık açık olmasa da filmin izleyiciye vermeye çalıştığı siyasi mesajlardı. Ortada haksız bir zenginleşme ve buna bağlı olarak haksız da bir fakirleşme varsa, kişiler arasında ayrım yapılıyorsa haklı olan değil güçlü olan savunuluyorsa, halk eninde sonunda buna tepkisini gösterecektir. Filmin sonundaki “Joker’in Anarşisi” sahnesinde bunu fazlasıyla gördük. Gencinden, yaşlısına, çocuğundan, kadınına herkes olağan yanlışların ve haksızlıkların karşısında “Jokerleşmişti“. Aynı maskenin altında farklı sebeplerle buluşmuş birçok insan ve önlerinde o tuhaf lakin anlamlı gülümsemesiyle Joker…

Hala izlemediyseniz ve izlemeye tereddüt ediyorsanız tereddütünüzü bir kenara bırakın ve kendinizi bu kusursuz işin akışına bırakın!

Bir karakteri bu kadar güçlü ve derin bir şekilde özenerek ele alışlarından ötürü tüm ekip kocaman bir tebriği sonuna kadar hak ediyor.

Son olarak Oscar’ı da heybesine katmasıyla devam filminin geleceği artık tamamen kesinleşmiş oldu. Ve ben devam filminin yine büyük bir emekle ve titiz hazırlıklarla ortaya konulacağından eminim.

Ve sen canım Joaquin Phoenix! Heath Ledger’in ardından asla dolmaz dediğimiz o koltuğu ne de güzel doldurdun.

Heath Ledger ışıklar içinde olsun, sen de hep bu güzel filmlerle bizimle ol….



BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER