Çarpışma, kaza yaparak çarpışan dört arabanın, dört kişiyi etkilemesini anlatacağız diyerek çıktı yola. Fakat işin uygulaması iyi yönetilemedi gibi geliyor.
Her dizinin ana karakterleri vardır. Çarpışma’da da 5 ana karakter var, fakat her dizinin başrolleri de vardır ve bu başrollere türlü zorluklar çıkaran esas kötüler. Burada bunlar Kadir, Zeynep, Veli.
Ay Yapım’ın yurt dışı tanıtımlarında bilgi olarak geçen iki cümle vardı. Biri Kadir’e, biri Zeynep’e aitti. Kadir “Çarpışan sadece arabalarımız değil, kaderlerimizdi” diyordu. Zeynep de “Ve kader her zaman kendini tekrar eder.” diyordu. Seyirci olarak daha bu iki cümleyi bile hissedemedik. Zeynep ve Kadir için birbirlerine tutunarak yeniden hayata bağlanacaklarına dair bir bilgi vardı. Ama Zeynep ve Kadir'in henüz birlikte zaman geçirdiği bile yok.
Dizinin sorunu, ana karakterler içindeki baş karakterler ( lead characters/actors ) Zeynep ve Kadir’in ve onlara engeller çıkaran ana kötü Veli’nin hikayelerini, ilişkilerini, karakterlerini oturtmadan, o hikayeyle hiçbir ilişkisi olmayan başka karakterler ve hikayeler anlatmaya çalışması. Dizi öyle başka şeyleri oturtmaya çalışıyor ki, daha biz ilk önce oturtmamız gereken duyguları, hisleri, ilişkileri oturtamadık.
Kadir ve Zeynep’in duygusal açıdan sindirerek izlediğimiz, etkilerini iki karakterde de gördüğümüz tek sahneleri yok. Halbuki Veli’nin en temel saldırdığı nokta Kadir'in Zeynep’e zaafı değil miydi? Kadir’i hayata döndüren nokta Zeynep’e zaafı değil miydi? Ama bölümlerde bu zaafı izleyemedik.
Veli Zeynep'i kaçırdı geçen bölümde, Kadir'de bunun etkilerini hissedemedik. Sevdiği, unutamadığı kadın kaçırıldığı için hissettiği şeylere dair gönlümüze dokunan tek bir duygu olmadı. Kadir, karısına ve kızına olanlardan sonra kendini öldürecekken birden sevdiği kadın hayatına girdi. Onun için kendini öldürmekten vazgeçti ve kendine bir amaç edindi. Bunları yaşamış bir adam, sevdiği kadının tehlikede olmasına öyle mi tepki verirdi, sevdiği o kişiyi sağlam olarak karşısında görünce ne yapardı? Bu soruları sevgili Ali Bey hiç sormamış kendisine sanırım. Çünkü Veli'nin Zeynep'i alıkoymasının Kadir'deki etkileri olabildiğine duygu yoksunuydu. Kadir'in Zeynep'e sorması gerekenler sorular da vardı. Hem bir polis olarak, hem seven bir adam olarak... En azından Veli'nin ona nasıl davrandığını, nereye götürdüğünü, orada neler yaptığını, kızını görüp görmediğini sorabilirdi. Onu incitip incitmediğini öğrenmeye çalışan bir Kadir izleyebilirdik. Sadece kuru bir "O mu yaptı?" duymasaydık keşke.
Sahnelerin kopukluğu da bir sorun. Kadir Zeynep’i bir yerlere getiriyor, götürüyor, bırakıyor, sonrası yok. Karakterler birden yok oluyor, çünkü diğer dizideki bol karakterli dünyayı verme sırasına geçiliyor. Ama bakarsak büyük oyunlar, kaçırılan çocuklar, operasyonlar dönüyor dizinin hikayesinde. O büyük oyunlara inanıyor muyuz? Nasıl inanalım? Bizim kaç bölümdür en büyük derdimiz bir sevişme videosu. Yani aslında izlediğimiz, hem de uzun uzun izlediğimiz, sindirelim diye önümüze konulan o hikaye.
Kadir ve Zeynep kimsesiz büyümüş iki karakter olduğu için dizi içinde öyle etraflarında çok insan da yok. Arkadaşları, onları arayan bir kişi bile yok. Birbirleri ile de ilişkilerinin “birlikte büyüdük ve unutmadık” sözleri ile kurulacağı sanılıyor herhalde. Arabada, arada derede, duvar dibinde, kopuk kopuk birkaç sahne dışında sahneleri olmadığı için, sevgili Ali Aydın’ın bu ikiliyi seyrettirmek , sevdirmek için özel bir isteği, heyecanı yokmuş gibi hissediyorum. Fakat Kadir ve Veli arasındaki geçmişi bize anlatmak istiyor mesela. Bunu çok kuvvetli hissediyorum. Hem de öyle anlatmak istiyor ki, geçmişin içinde kaç geçmiş izledik sayamadım. Bir ara takip edemedim. Sonra baktım ki, Kadir hala Zeynep’in kapısının önünde Galip’i bekliyormuş. Arada olanlar bende yok.
Geçmişi istediğinde bu kadar ayrıntılı veren bir kalem Zeynep ve Kadir’i neden iki dakikalık molada yazmış gibi görüştürüyor çözmek güç. Fakat bu da bir gerçek ki, seyirci seyredeceği vaat edilen çifti ilk bölümden beri seyredemiyor. İlk bölümde de sorun buydu. Fazla karakter birden anlatılmıştı. Halbuki ilk bölümde önce sadece Kadir, Zeynep ve Veli’nin hikayeleri oturtulmalıydı. Seyirci birçok karakteri birden aklında tutamadı ve kaçtı diye düşünüyorum. Sonra da bu devam etti.
İzleyici televizyonu açtığında “Şu, şu, şu isimler oynuyormuş, izleyelim” der ve önce onların hikayesine bakar, o hikayeyi tartar. Büyük, çekici isimler çeker seyirciyi doğru, ama onları izleyemiyorsa ya da hikayeleri iyi verilmiyorsa, başka seçeneklere geçer. Eğer hikayeleri iyiyse, o isimleri takip eder. Bunun yanında diğer hikayeler de sağlam olursa, onları da takip eder ve sever. Bu zorla onlar dayatılarak yapılmaz ama. Seyirci sevdiğinde siz anlarsınız zaten. Çarpışma’da ilk sıralarda çıkan isimlerin hikayeleri anlatılamıyor, anlatılan diğer dünya da çok çekmemiş olacak ki, reytinglere olumlu etkisi olmadı.
Öyle sahne yazdık işte bir tane tavrıyla da olmaz. Bu iki karakterin duygusal bağının derinliği henüz bize verilmedi. Vermek için düşünmeliler. Bu 3 haftalık arada ciddi şekilde Kadir, Zeynep ve Veli üçlüsünü planlamalılar. Zeynep ve Kadir ikilisi için geçmişte ve bugünde sahneler yazmalılar ve bu sahnelere sıcaklık, inandırıcılık eklemeliler. İzlediğimiz 6.bölümde duvar dibi konuşması gibi bir sahne olmamalı mesela. Veli gibi bir adamın Zeynep’i takip ettirebileceği ve Kadir’i görse tüm oyunun bozulacağı gerçeği dururken o konuşmaya odaklanamadım. O konuşmanın yeri, zamanlaması öyle mi olmalıydı? Şu anda ne konuştular hatırlamıyorum bile. Veli’nin adamları var mı etrafta diye onlar adına gözcülük yapıyordum.
Sadece eleştirilerim yok elbette. Mesela 6.bölüm hızlı başladı, hareketliydi ilk dakikalar, oyunlar kuruldu, planlar yapıldı ve bölüm için umutluydum ama sonrası kağnı gibi geçti. Fakat son yarım saat yine heyecanlandı ve hızlandı. Bir dakika bile başka bir yere geçiş yapmadım 6. bölümün son yarım saatinde. O hızı tüm bölüme yaysanız, bu dizi yeni bir Çukur olabilir. Hem de inandırıcı bir aşk ile birlikte. Ama bu iki ayrı dünyayı tek dizide anlatma çabasıyla olmaz, olmuyor.
Yazılınca heyecanlı sahneler çıkıyor. Örnek olarak mesela Veli ve Zeynep’in sahneleri beni çok çekiyor. 5.bölümden beri sahneleri geldi mi doğruluyorum yerimde. Veli’nin geçen bölümden beri kıpırdayan bazı duyguları var. 6.bölümde de durakladığı bir nokta oldu Zeynep'e yakınken mesela. Yakın dediğim, yanlış anlaşılmasın, boğazını sıkıyordu. Ama bir noktada o kadar yakınken durakladı bir ara ve Zeynep’in boğazını sıkmaya daha fazla devam edemedi. Suç ortağım olacaksın dedi. Zeynep'e güvenmeyi seçmesi de ilginçti. Zeynep'in sana güvenmesini nasıl bekledin Veli'cim? Ama orasını henüz düşünmemiş herhalde. Fakat ikisini öldürmek yerine Zeynep'e Galip’i vurdurmayı seçmesi ve suç ortağı olarak da Zeynep'i seçmesi o kıpırdayan duyguların bir etkisi muhtemelen. Bakın sahne yazılınca seyirci çekici şeyler buluyormuş değil mi? Ama henüz böylesi şeyleri Zeynep ve Kadir için göremedik. Boğazını sıkmasın elbette ama duygularla birlikte bir konuşma, hesaplaşma ve bu yoğun duyguların verdiği bazı yakınlaşmaları seyredebiliriz. Fakat bakıyoruz bölüme, Zeynep ve Kadir duvar dibinde Eminönü’nde ayak üstü hasbıhal ediyorlar. Balık ekmek de ister misiniz?
Açıkçası bir izleyici olarak üzülüyorum. Çünkü Çarpışma konusunda çok istekliydim. Ama dizi bir tane değil, iki dizi birden anlatmaya çalışıyor ve bana iki diziyi birden tek dizi saatinde seyrettirmeye çalışmasını sevmiyorum. Hal bu olunca hikayesini düzgün anlatamıyor. 6.bölümde kurulan oyunun hakkının verilemediği gibi. Anlatılan her şeyin içinde kaybolup gitti. Diğer ayrıntıları vermeye de o kadar istekliler ki, o zaman Kadir, Zeynep ve Veli hikayesini hiç katmasaydınız keşke, diğer diziyi çekseydiniz diyor insan. Destek olmak için başrol diye duyurulan isimler ilk bölümde konuk oyuncu olurdu. En azından bir dizinin hakkı verilirdi.