Çarpışma: Bir erkeğin bir kadına vurulduğu o ana vurulmak

Çarpışma: Bir erkeğin bir kadına vurulduğu o ana vurulmak
Yazıyı bana yazdıran tek bir sahne. Bir de sahneyi açıklayıp, izleyin desem yeterli olacaktır normalde. Fakat madem ki bir başlık attım, biraz detaylandırmak istiyorum. Uzun süredir Türk dizilerinde erkek ve kadın karakterler arasındaki hiçbir sahne böylesine heyecanlandırmamıştı çünkü.

Bahsettiğim erkek Çarpışma’nın Veli Cevher’i, bahsettiğim kadın ise Çarpışma’nın Zeynep’i. Açıkçası beni bu kadar etkilemelerini beklemiyordum. Biliyoruz ki Zeynep’in Veli’ye aşık olması gibi bir durum söz konusu olmayacak. Kadir’e olan aşkı bir yana, hangi kadın kızını kaçıran, onu türlü belalara kızıyla tehdit ederek bulaştıran bir adama aşık olur ki? Zeynep’in kendisinde yaratacağı etkiyi Veli Cevher de beklemediği için, Zeynep’e yaklaştığı o ilk noktaya dair pişmanlıklar yaşayacak muhtemelen ileride o da. Çünkü Kadir’i yeniden Zeynep’in hayatına sokan da, onu soyguna zorlayarak o gece o kazanın olmasına neden olan Veli oldu bir yerde.

Tüm bunları bilerek, beşinci bölümdeki tek bir bakışmadan etkilendim. Hayırlı uğurlu olsun. ”Veli Bey siz nasıl bakıyorsunuz öyle?” diyen tek kişi de ben değilim yanılmıyorsam. Zeynep ve Veli arasındaki yüksek gerilim hattı, ikili sahnelerinin güzelliği ilk bölümde de belliydi aslında. Fakat araya başka şeyler girdi ve hikayenin Kadir, Zeynep, Veli hattı öyle yavaş ilerliyor ki, ben o sahneleri unutmuşum. beşinci bölümden sonra tekrar ilk bölümü izleyince, evet burada da sahneleri çekiciymiş dedim.

Bahse konu sahneye gelince… Veli her zamanki alaycılığı, kendi gücünden ve zekasından emin hissettiği o haliyle Zeynep ile konuşmaya başlıyor. Fakat Zeynep aynı Zeynep değil. Veli’nin ilk bölümdeki Zeynep’in de bakışlarından etkilendiği bir an vardı. Fakat onu böyle duraksatmamıştı o zaman. Bu sefer Zeynep o gün gördüğü o korkan kadın değildi. Kızı elinden alınmış, kızını geri alabilmek için banka soymuş, polisten kaçmış, kaza yaptığı araçtan yaralı haliyle kaçmış, araba gasp etmiş bir kadın vardı karşısında. Bunları yapmış biri de Veli Cevher’den artık öyle kolay kolay korkmaz değil mi? Kendisi için korkmaz, özellikle de kızı o adamın elindeyse… Zeynep de bu duygularla atıldı Veli’nin üstüne. Veli Cevher gibi bir adamın gözünden bu davranış farklılığı kaçacak değildi. Anında “Kızını aldığım o kadın ile karşımda duran kadın arasında epeyce fark var” diye tespitini yaptı. Bu durumun hoşuna gittiği de belliydi. Değişik adam Veli Cevher. Zeynep “Seni öldürürüm” dedikçe de hoşuna gidiyor sanki. Burada iç sesim de “Kadın senin yüzünüzden nelere bulaştı Veli, sen de olsan aynı kalmazdın” diyordu. Beni Zeynep de onayladı. “Ben orayı çoktan geçtim.” diye cevabı yapıştırdı.

Sahnenin asıl vurucu yanına geliyorum. Açar izlerdik neden anlatıyorsun diye söylenmiyorsunuz umarım.

Veli “Ben hala aynı adamım” diye karşılık verse de, bunun böyle olmadığını yada ileride olmayabileceğini, yani bazı şeylerin onun için de değişebileceği ihtimalini sonraki bakışmalar belirledi. “Amaaan bizim dizilerde uzun bakışmalardan bol ne var, bu muydu?” demeyin, sakın izlemeden demeyin. Burada durum biraz farklı. İki aşığın aygın baygın bakışma seansı değil bir kere. Biraz güç savaşı, biraz kararlılık bakışmasıydı. Veli, Zeynep’te bir korku, belki kararsızlık, belki bir bocalama bekledi. En azından ben öyle yorumladım. Fakat Zeynep, Veli’nin cevabından etkilenmemişti. “Bana ne sen kimsen, nasılsan? Kızımı istiyorum.” mesajını bakışlarında aynı kararlılıkla verince, o an Veli’de bir değişim oldu. Gözlerimizle gördük vallahi. Alaycılığı yüzünden, gözlerinden silindi, göz bebekleri değişti ve ciddileşti bir anda. Sanki o an alt edemeyeceği bir şey gördü, hissetti o karşılıklı bakışmada, sonra da gözlerini ilk çeken o oldu. Yani o bakışma çarpışmasını Zeynep kazandı.

Normalde Veli gibi bir adam Aylin’i hemen göstermezdi. Ama Zeynep’i o an kendisinden uzaklaştırmak ister gibi hemen ellerini çözdü ve saldı. Kontrol de etmedi, ettirmedi ne yaptığını. O anlık zaafını da Zeynep hemen kullandı. Veli’nin kafasına birkaç sıkı darbe daha vurabilseydi Aylin’i alıp kaçmıştı belki de. Ama kafaya vurma olayını kendine gelince Veli yaptı o yapmayınca.

Sonra ne gördük? Veli Bey kafasına vurup bayılttığı Zeynep’i, Kadir ile eski çorbacılarına götürmüş, bir tane de Zeynep’e çorba ısmarlamış. Bu ne düşüncelilik demedik tabii. Kusura bakmayın Veli Bey, kafasına vurup bayıltmışsınız, bir de üstüne çorba söylemişsiniz. Tam kızar söylenirken Zeynep de duygularıma tercüman oldu, çanak çömlek dağıttı. Veli de geri kalmadı, masa sandalye dağıtıp yine Zeynep’i vurdu duvara (Zeynep adına “Ahh!” dediğimiz bir sahneydi).  

Maç anlatır gibi sahne anlatıyorum belki ama değinmek istediğim hareketlerin altındaki nedenler, duygular aslında. Ne olduğundan bahsetmeden de buraya giremiyorum. Veli kontrol altına alma, korkutma çabasında aslında. Genel çalışma mekanizması bu muhtemelen. Fakat Veli de artık bir miktar değişmişti. O nedenle tehdit etmek yerine her an öpecekmiş gibiydi daha çok sahnede. Kendi de henüz bunun farkında değil büyük ihtimalle. Ama Zeynep için ufak tefek tavizler vermeye başladı. Galip’i yaşatma sözü, Zeynep’ten parayı alma çabası yerine onu kendisiyle iş birliğine yöneltmeye çalışma gibi taktik değişiklikleri… Bunlar hep o bir anlık etkinin yol açtığı ufak değişikliğin sonuçları.

Veli’nin amacı ilk önce parayı almaktı. Zeynep’e başka hiçbir seçenek vermedi. Söz hakkı da tanımadı. İstekleri de umrunda değildi.  Fakat artık onun isteklerini dinlemeye başladı. Zeynep’in kızını babasız bırakmak istememesi gibi… Kadir’e karşı seçilen taraf olmak istedi. Zeynep’in kızını almak için ona güvenmesini, onu seçmesini istedi. Bu da Zeynep’i yeni konumlandırdığı noktada, onun seçtiği erkek olma arzusunun yeni pıtırcıklandırdığı bir istekti bence. Çünkü öncesinde direktifleri “Galip’i getir, Kadir’i getir” şeklindeydi. Şimdi ise “Kadir’i karıştırma, bana güven, benimle iş birliği yap.” şeklinde bir teklife dönüştü bu.

Veli aşk böcüğü olacak bir adam değil elbette, fakat böyle bir adamın bünyesine aşk girince ne yapar, ne tepkiler verir, nasıl hareket eder sorularının cevabı bende “Hadi bir an önce izleyelim.” etkisi yaratıyor. Üstelik zaaflardan bahsedip duran bir adamdan bahsediyoruz. Aşkı nerede nasıl konumlandıracak, ne tepkiler verecek, neler yapacak, planlarını nasıl etkileyecek? Bu soruları bana sordurtmaya tek bir bakış yetti.

Özetle Çarpışma’da beni şu ana kadar en heyecanlandıran şey o bir anlık sahne ve bunun etkilerinin ne olacağına dair ihtimaller oldu. Duygu denilen şey ne güçlü. Değişen göz bebekleri ve bakışlar ile bir erkeğin bir kadına olan duygularının değiştiği o anı yakaladığınızda, bu sadece bir dizide, harika oynanmış çekilmiş bir sahnede olsa bile merak ediyorsunuz ve ne olacağını görmek istiyorsunuz. Çarpışma’yı izlemek için sanırım en güçlü nedenim de bundan sonra o sahnedeki vurulma anının Kadir, Zeynep ve Veli üçgeninde etkilerini izleme isteği olacak.

Not: Bahsedilen sahnenin linkini eklemeden bitirmek olmaz. İzleyin, izlettirin efendim.




BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER