Sinemaya
kaçış 29 Haziran Cuma akşamı başlıyor! Beykoz Kundura yaz sıcaklarından ve
dertlerinden bunalanları Boğaz’ın kıyısında açık hava sinemasına davet ediyor.
Unutulmayan sinema klasikleri Grease, Günaydın Hüzün, Rochefortlu Kızlar, Jaws
ve daha fazlası Bir Yaz Gecesi Sineması programıyla 29 Haziran - 6 Temmuz
tarihleri arasında büyük perdede sinemaseverlerle buluşacak.
Charlie Chaplin’den Jacques Tati’ye, Alfred
Hitchcock’tan Ingmar Bergman’a, Jean Vigo'dan Agnés Varda’ya dünya sinemasının usta isimlerinden eşsiz
başyapıtlar geçen yaz olduğu gibi bu yaz da açık havada büyük perdede
sinemaseverlerle buluşacak.
Aşkla, muhabbetle, güneşle, umutla, kalp kırıklıklarıyla
ve öfkeyle geçen bir yaz…
Bir Yaz Gecesi
Sineması
filmleri, yeni bir hayata, yeni bir aşka, yeni arzulara yelken açan, bir
arayışın peşinde, kendini bulmaya çalışan karakterlerin öykülerini takip
ediyor. Seçkide; gençliği, geleceği, hayalleri, yalnızlığı, arayışları,
ilişkileri, heyecanı ve gerilimi içinde barındıran 11 film gösterilecek.
Jean Vigo'nun bir yatılı okulda çocukların isyanını
anlattığı unutulmaz filmi Hal ve Gidiş
Sıfır (Zéro de conduite); George Lucas'ın tek bir gecede
geçen ve bir dönemin ruhunu hissettiren gençlik filmi Gençlik Yılları (American Graffiti), Jacques Demy ve Agnés Varda'nın birlikte yönettiği neşe ve coşku
dolu yapımı Rochefortlu Kızlar (Les Demoiselles de Rochefort); 50’ler
nostaljisi içinde bir lise aşkını konu alan efsaneleşmiş müzikal Grease, Ingmar Bergman’ın
filmografisindeki ilk başyapıt Monika’yla
Bir Yaz (Sommaren med Monika); Jean Renoir'ın yarım kalan başyapıtı Bir Kır Eğlencesi (Partie de campagne),
Otto Preminger'in Fransız Riviera'sında yazın sıcaklığını ve rehavetini
trajediye dönüştürdüğü güçlü bir uyarlama Günaydın
Hüzün (Bonjour Tristesse), Charlie Chaplin'den deniz kenarında bir Şarlo
komedisi Şarlo Denizde (By the Sea),
Jacques Tati'den bir sayfiye yerinde
felaketler silsilesi Bay Hulot’nun
Tatili (Les vacances de Monsieur Hulot) ve Alfred Hitchcock'tan sıcağın
gerilime dönüştüğü bir saplantı ve röntgencilik hikâyesi Arka
Pencere (Rear Window) ve Steven Spielberg'ün en büyük hitlerinden; bir
neslin deniz korkusuna sebep olan gerilim klasiği Jaws, Beykoz Kundura Açık Hava Film Günleri etkinliğinde izleyicilerle
buluşacak.

Geçtiğimiz yaz Restore Film Günleri ile kendi sinema
etkinliklerini düzenlemeye başlayan Beykoz
Kundura, Ocak 2018’de Karlar Altında
Kâbuslar başlığında sinema tarihinden üç önemli başyapıtı Lastik Revizyon
binasında sinemaseverlerle buluşturmuştu. Beykoz Kundura, sinema tarihinden
unutulmaz yaz filmlerinin bir araya geldiği yeni program Bir Yaz Gecesi Sineması’nda ise sinemaseverleri 29 Haziran-6 Temmuz
tarihleri arasında tekrar açık hava sinemasına davet ediyor.
Bir Yaz Gecesi Sineması etkinliğinin biletleri
Mobilet üzerinden satışta!
GÖSTERİM PROGRAMI
Kapı Açılış 19:00
Film Gösterimi 21:00
29 HAZİRAN CUMA
Hal ve Gidiş Sıfır (Zéro de Conduite)
Gençlik Yılları (American Graffiti)
30 HAZİRAN CUMARTESİ*
Grease
1 TEMMUZ PAZAR
Rochefortlu Kızlar (Les Demoiselles de Rochefort)
2 TEMMUZ PAZARTESİ
Monika’yla Bir Yaz (Sommaren med Monika)
3 TEMMUZ SALI
Bir Kır Eğlencesi (Partie de Campagne)
Günaydın Hüzün (Bonjour Tristesse)
4 TEMMUZ ÇARŞAMBA
Şarlo Denizde (By the Sea)**
Bay Hulot’nun Tatili (Les
vacances de Monsieur Hulot)
5 TEMMUZ PERŞEMBE
Arka Pencere (Rear Window)
6 TEMMUZ CUMA*
Jaws
* 23:00 - 00:00 Mousike Kolektif
DJ Set
**Gonca Varol’un canlı müziği
eşliğinde
BİLET BİLGİLERİ
● Biletler Mobilet’in web sitesinden ve Mobilet akıllı
telefon uygulamasından satın alınabilir. Etkinlik günü dahil bilet satışı
online olarak devam edecektir ancak kapıda bilet satışımız olmadığını önemle
hatırlatırız.
● Tek film bileti fiyatları: Tam: 30 TL, Öğrenci: 25 TL
● Üç film ve üzeri %20 indirimlidir.
● Öğrenci bileti alanların etkinlik girişinde öğrenci
kimliklerini göstermesi gereklidir.
● Bilet alırken herhangi bir sorunla karşılaşırsanız
Mobilet Müşteri Hizmetleri’ne 0 850 502 36 26 nolu telefondan ulaşabilirsiniz.
ULAŞIM
Etkinlik için özel ayarlanan Beşiktaş -
Beykoz Kundura arası tekne hizmetimizi etkinlik boyunca her gün devam edecek.
Gidiş: Beşiktaş - Beykoz Kundura
Kalkış Saati
Pazartesi-Salı-Çarşamba-Perşembe-Cuma 19:00
Cumartesi-Pazar 18.00
Kalkış Noktası: Bahçeşehir Üniversitesi önündeki rıhtım
Dönüş: Beykoz Kundura - Beşiktaş -
Kadıköy*
Pazartesi-Salı-Çarşamba-Perşembe 23.00
Cuma-Cumartesi-Pazar 00.00
*Beykoz Kundura İskelesi’nden kalkacak tekne önce Beşiktaş’a uğrayacak,
ardından Kadıköy’e gidecektir.
Ücret: Gidiş-Dönüş 10 TL
Beykoz
Kundura - Üsküdar arası servis hizmetimizden etkinlik boyunca Cuma, Cumartesi
ve Pazar akşamları etkinlik bitişinde yararlanabilirsiniz.
29 Haziran Cuma - 30 Haziran Cumartesi - 1 Temmuz Pazar
Dönüş (Tek Yön): Beykoz Kundura - Üsküdar
Kalkış Saati: 00:00
Kalkış Yeri: Beykoz Kundura
Varış Yeri: Üsküdar
Ücret: 5 TL
Kara
Yolu
● Kendi aracınızla mekâna gelebilirsiniz. Otopark
ücretsizdir.
● Beykoz Kundura'ya otobüs ile ulaşabilirsiniz. Kundura
Fabrikası durağından geçen otobüs hatları şunlar:
● 15T Tokatköy - Üsküdar, 15 Beykoz - Üsküdar, 15F Beykoz -
Kadıköy, 15BK Beykoz - Kadıköy, 121 A Beykoz - Mecidiyeköy
● Kadıköy ve Üsküdar'dan düzenli kalkan Beykoz dolmuşları
ile Kundura Fabrikası durağına gelebilir, oradan yürüyerek Beykoz Kundura'ya
ulaşabilirsiniz.
Deniz
Yolu
● Boğaz Hattı: Eminönü, Beşiktaş, Üsküdar gibi noktalardan
kalkan ve Beykoz’a ulaşan Boğaz Hattı'nı kullanabilirsiniz. Pazar günleri
seferi bulunmamaktadır.
● Yeniköy Motorları:Yeniköy'den her 20 dakikada bir kalkan
motorlara binip Beykoz İskelesi'nde inebilirsiniz. İskele, Kundura'ya yaklaşık
on beş dakika yürüyüş mesafesindedir.
● İstinye-Çubuklu Arabalı Vapur Hattı: Gün boyu düzenli
sefer yapılmaktadır. Son sefer saati 21.30.
● Deniz Taksi: Beykoz Kundura’nın özel iskelesi
bulunmaktadır. Deniz taksi ile mekâna ulaşabilirsiniz.
FİLM BİLGİLERİ
HAL VE GİDİŞ SIFIR
Zéro de conduite: Jeunes diables au collège
29 yaşında hayatını kaybeden,
kısa süren yaşamına hazine değerinde dört film sığdıran Jean Vigo’nun Hal ve Gidiş Sıfır filmi, çığır açan bir
eser olmasının ötesinde bir manifesto niteliğinde. Yatılı okulda maruz
kaldıkları baskıya karşı isyan eden çocukları konu alan film, alaycı mizahı,
şiirselliği, dine ve eğitim kurumuna karşı sözünü sakınmayan tavrı ve
kışkırtıcı hamleleriyle sinema tarihindeki birçok klasiğe ilham vermiştir.
Kendisi de küçük yaşta yetim kalan ve yatılı okullarda büyüyen Vigo’nun bu kişisel
hikâyesi dâhiyane yönetmenliğiyle eşsiz bir filme dönüşüyor.
GENÇLİK YILLARI
American Graffiti
1960’lar. Sıcak bir yaz akşamı.
Liseden mezun olan bir grup gencin yeni hayatlarına başlamadan önce birlikte
geçirdikleri son gece. Arabalarıyla turlayıp, ilişkileri ve gelecekleri
hakkında konuşan gençler arasındaki muhabbet eğlenceli olduğu kadar döneme de
ışık tutuyor. Rock’n Roll ve otomobil yarışları başta olmak üzere dönemin
ruhunu iliklerinize kadar hissettiren film başından son anına kadar rock hitleriyle
mest ediyor. George Lucas’ın “Star Wars” serisi dışındaki iki filminden biri
olan Gençlik Yılları atmosferi,
enerjisi, mizahı ve karakterleriyle defalarca taklit edilen, sinema tarihinin
özel yapımlarından biri.
GREASE
Popüler kültürün en büyük
efsanelerinden, tüm zamanların en sevilen müzikallerinden Grease 40 yaşında! Rydell Lisesi’nin havalı asi çocuğu Danny Zuko
ile şehir dışından gelen yeni öğrenci Sandy Olson arasındaki aşkı anlatan
filmin hikâyesinden çok, başka meziyetleri önemli. Klişelere yaslanan, sıradan
hikâyeyi kült bir filme dönüştüren şeyler saymakla bitmez. Rock’n Roll’un,
parlak saçların, deri ceketlerin, havalı arabaların moda olduğu 50’ler
nostaljisiyle yaratılan rengarenk dünyası, kitsch estetiği, karakterleri,
unutulmaz şarkıları ve dans sahneleriyle Grease,
hâlâ ilk günkü gibi heyecanla izlenmeyi bekliyor.
ROCHEFORTLU KIZLAR
Les Demoiselles De Rochefort
Rochefortlu Kızlar, Rochefort’da yaşayan iki kız kardeş Delphine ve
Solange’un kendilerini ve aşkı arayış hikâyesini anlatıyor. Demy’nin Rochefortlu Kızlar’dan üç yıl önce
çektiği Cherbourg Semsiyeleri / Les
parapluies de Cherbourg (1964) müzikalindeki hüznün ve melankolinin yerini
burada bitmek bilmeyen bir yaşam enerjisi alıyor. Efsane müzisyen Michel
Legrand’a Oscar adaylığı getiren yapım, tatlı tesadüflerle örülmüş hikâyesi ve
büyüleyici görselliğiyle vaat ettiğini fazlasıyla veren; renklerin,
kostümlerin, müziklerin, koreografinin heyecan, coşku ve sevince dönüştüğü en
güzel “kendini iyi hisset” filmlerinden biri.
MONIKA’YLA BİR YAZ
Sommaren med Monika
Ingmar Bergman’ın
filmografisindeki ilk başyapıt olarak görülen Monika’yla Bir Yaz, işçi sınıfı bir ailenin çocuğu olan 17
yaşındaki Monika’nın ilk gençlik aşkı Harry ile birlikte geçirdikleri yazı ve
ardından yeni bir hayata adım atmalarıyla değişen ilişkilerini ve hayatlarını
anlatıyor. Gösterime girdiği yıl birçok ülkede tartışma yaratan Monika’yla Bir Yaz, yalın anlatımı,
sarsıcı görsel dili, seyirciyle kurduğu ilişki ve imgeleri kullanma biçimiyle
Bergman’ın kariyerindeki en özel filmlerden biri. Monika rolündeki Harriet
Andersson’ın hafızalara kazınan performansının da bunda etkisi büyük.
BİR KIR EĞLENCESİ
Partie de campagne
Jean Renoir’ın tamamlanamayan
filmi Bir Kır Eğlencesi, Parisli bir
ailenin kır gezisini konu alıyor ve iki taşralı maceraperestin bu ailenin
üyelerinden Henriette ve annesi Juliette ile yaptıkları kaçamak etrafında
gelişiyor. Renoir’ın kamerası nehir kıyısında vakit geçiren, ağaç kenarına
oturup dertleşen, sandallarla gezen, salıncakta sallanan, aşık olan insanları
izlenimci bir bakışla kaydediyor. Babası Auguste Renoir ve diğer empresyonist
ressamların etkisinin yoğun bir şekilde hissedildiği Bir Kır Eğlencesi’nde Renoir, doğayı etkileyici bir şekilde
kullandığı gibi, tutkuyu, neşeyi, hüznü ve kasveti ustalıkla işliyor.
GÜNAYDIN HÜZÜN
Bonjour Tristesse
Hollywood’un altın çağı
yönetmenlerinden Otto Preminger’in Françoise Sagan’ın klasik romanından
uyarladığı Günaydın Hüzün, yaz
tatilini babasıyla Fransız Riviera’sında geçiren Cecile’in hikâyesini
anlatıyor. Bir gün evlerine misafir olarak gelen Anne Larson ile babasının
arasındaki ilişkiyi kıskanan Cecile’in bu ilişkiyi bozmak için yaptıklarını
konu alan film, yönetmenin filmografisindeki en farklı filmlerden biri.
Preminger’in hem görsel dünyasını hem de hikâyeyi karşıtlıklar üzerine kurduğu,
bir kısmını renkli bir kısmını siyah-beyaz çektiği, yazın tüm sıcaklığını ve
rehavetini trajediye dönüştürdüğü güçlü bir uyarlama.
ŞARLO DENİZDE
By the Sea
Charles Chaplin’in sinemaya
başladığı dönemde çektiği kısa filmlerden Şarlo
Denizde, slapstick komedi öğeleriyle dolu, eğlenceli bir seyirlik. Yanlış
anlaşılmalar, küçük kazalar, ikili, üçlü kavgalar ve arka arkaya gelen
aksiliklerle örülü filmde Şarlovari romantik anlar da yok değil. Küçük Serseri
bu filmde iki farklı çiftin ilişkisine dahil oluyor ve ortalığı dağıtarak adeta
kaos yaratıyor. Basit görünen sahnelerle istediği etkiyi yaratabilen Chaplin’in
zamanlama konusundaki dehasını gösterdiği, Küçük Serseri’yi inşa etme sürecinin
parçası olan kısa filmlerinden biri Şarlo
Denizde.
BAY HULOT’NUN TATİLİ
Les vacances de Monsieur Hulot
Sinema tarihinin en özgün ve
yenilikçi isimlerinden güldürü ustası Jacques Tati’nin her karesinden zeka
fışkıran filmi Bay Hulot’nun Tatili,
kıyıya vuran dalgalarla açılır ve son ana kadar vaat ettiği eğlenceyi yerine
getirir. Fransız burjuvazisinin yazları tatil yaptığı sayfiye yerinde geçen
filmin özenle tasarlanmış bütün mizansenleri ve şakaları Tati’nin gözlem
yeteneğinin ürünü. Bay Hulot’nun Tatili,
gündelik olaylardan, anlık durumlardan, davranış kalıplarından ve küçük ayrıntılardan
keskin bir mizah üretmeyi başaran Tati’nin taklit edilemez sinemasının en
eğlenceli parçası.
ARKA PENCERE
Rear Window
Bacağı kırıldığı için dairesinden
dışarı adım atamayan foto muhabiri L.B. Jeffris, tüm zamanını komşularını
seyrederek geçirir. Bir gün komşularından birinin karısını öldürdüğünden
şüphelenen Jeffris, bu gizemi çözmeye çalışır. Alfred Hitchcock röntgencilik ve
saplantı üzerine kurulu kusursuz senaryodan bir şaheser ortaya çıkarırken salt
gerilim unsurlarını kullanmıyor. Karşı apartman, bahçedeki hareketlilik ve
gözetlenen komşuların yaşamları, Jeffris’in saplantılarını ve arzularını
göstermeye yarıyor. Arka Pencere,
kapalı mekanda geçmesine rağmen ritmini hiç kaybetmeyen, her dakikası ders
niteliğinde gerçek bir klasik.
JAWS
Steven Spielberg’ün ilk hiti olan ve bir neslin denizden
korkmasına sebep olan korku-macera klasiği Jaws,
bir adaya dehşet saçan dev köpek balığını konu alıyor. Spielberg’ün “dışarıdan
gelen tehlike” temasını ustalıkla işlediği film seyirciyi koltuğuna mıhlayan
sahnelerle dolu. Köpek balığının azar azar göründüğü, gerilim dozunun her
dakika daha da arttığı filmde, Spielberg’ün dâhiyane buluşları kadar John
Williams’ın müzikleri de bir o kadar etkili. Spielberg’ün vizyoner
sinemacılığının bütün emarelerinin görülebileceği film hala aşılamamış bir çıta
olarak sinema tarihindeki yerini koruyor.