Noah Baumbach: Hayatımdan bazı parçaları filmlere eklemek aynı zamanda yaratmamı da sağlıyor

Noah Baumbach: Hayatımdan bazı parçaları filmlere eklemek aynı zamanda yaratmamı da sağlıyor
Prömiyerini geçtiğimiz Mayıs ayında Cannes Film Festivali'nde yapan, akabinde 13 Ekim'de Netflix'te “gösterime giren” The Meyerowitz Stories (New and Selected)'in yönetmeni Noah Baumbach, filmin Los Angeles'ta yapılan özel bir gösteriminde filmle ilgili soruları yanıtladı.

2005 yılında çektiği “The Squid and the Whale” filmiyle büyük başarı yakalayan Baumbach, sonrasında “Margot at the Wedding”, “Greenberg” gibi bağımsız filmlerle kariyerine devam etti. Son günlerde, yazıp yönettiği “Lady Bird” filmiyle gündeme oturan Greta Gerwig'le yıllardır birlikte olan Baumbach, onunla da “Frances Ha” ve “Misstress America” isimli iki filmi birlikte yazıp bizzat yönettikten sonra The Meyerowitz Stories ile (söylenenlere göre) Cannes'da dört dakika ayakta alkışlandı. Küçük bir gıybetimsi: Eskiden Greta Gerwig, Baumbach'ın sevgilisi olarak anılırken Gerwig'in yakın zamandaki başarısı nedeniyle artık Baumbach onun erkek arkadaşı olarak anılıyor. Greta Gerwig'in zaten oyuncu olarak başarılı bir kariyeri vardı ama birlikte yaptıkları son iki filmi Noah Baumbach'la ortak yazdığı bile pek bilinmezken ilk yazar yönetmenlik tecrübesiyle böyle öne çıkması hiç de azımsanacak bir başarı değil. Hollywood da aynı fikirde olacak ki Gerwig, 7 Ocak'ta yayınlanacak olan Golden Globes ödüllerinde En İyi Yazar kategorisinde aday gösterildi.

The Meyerowitz Stories'e dönecek olursak film, hem eleştirmence hem de şahsi kanaatimce Adam Sandler'ın son on yılda bir yanından bulaştığı en eli yüzü düzgün film projesi. Ben Stiller'la iki kardeşi oynadıkları, New York'ta geçen filmde Dustin Hoffman da ikilinin babası rolünde döktürüyor. Emma Thompson'ın da üvey anne olarak kısa bir rolü var, gönül isterdi ki daha fazlası olsun. Film, hem bir süreliğine babasının yanına New York'a gelen Danny (Adam Sandler) ile Kaliforniya'da yaşayan kardeşi Matthew (Ben Stiller) arasındaki dinamiği, hem de ikisinin babalarıyla olan ilişkisini ele alıyor. Diyaloğun ağır bastığı, karakterlerin neredeyse tamamının nevrotik olduğu bu New York filmini hâlâ Netflix'te izlemek mümkün.

Bu arada küçük bir bilgi; Netflix ve Amazon gibi dijital platformların satın aldığı, dolayısıyla halkla bu mecralar vasıtasıyla buluşacak olan filmlerin hatırı sayılır ödüllere aday gösterilebilmesi için sektör kuralları gereği küçük çaplı da olsa sinema gösterimi yapılması mecburi. Hatırlarsanız yine bir Netflix filmi olan “Okja”, Cannes Film Festivali'nde gösterildiğinde bu konuda bir tartışma çıkmış, jüri üyelerinden Pedro Almodovar, filmlerin sinemada tecrübe edilmesinin daha iyi olduğunu söylerken Netflix'te Aralık ayında gösterime girecek “Bright” filminin başrol oyuncusu ve bir diğer jüri üyesi Will Smith de Netflix'in tarafını tutmuştu. Velhasılıkelam, The Meyerowitz Stories'inEkim 2017'de küçük çaplı bir sinema gösterimi yapıldı. Aynı günlerde filmin tanıtım turlarına başlayan Noah Baumbach da filmin özel bir gösteriminden sonra küçük bir söyleşiye katıldı.



Sohbet, filmin yazım aşamasından ve adeta bir kitap gibi bölümlere ayrılmasından açılıyor. Baumbach, önce sahneleri birbirinden bağımsız yazmaya başladığını, hastane gibi belli başlı kısımların aklında olduğunu ama bunları nasıl birleştireceğini kestiremediğini söylüyor.“Önce iki kardeşin bölümlerinin ayrı olmasına karar verdim. Senaryoyu, kariyeri boyunca bu ailenin hikayesini yazan bir yazarın gözünden bakıyormuşçasına yazdım. Belki de yeni kitabı için farklı bölümler yazmıştır dedim. Bunun da aileyi daha iyi anlamama yardımı oldu. Ayrıca filmde olmasını istemediğim şeyler, gözümde olacaklardan daha iyi belirdi.”

Baumbach daha önce Ben Stiller ve Adam Sandler'ı bir araya getirip, onlara bir kavga sahnesi yazmak istediğini beyan etmişti. Bu sürecin nasıl işlediği sorulduğunda şöyle cevap veriyor:

“Daha önce birkaç kez Ben'le çalışmıştım, aramızda her zaman iyi bir ilişki olmuştur. Adam da birkaç yıl önce bana ulaştı ve elimde ona göre bir şey olup olmadığını sordu. Bu senaryoyu yazmaya başlamadan önce Adam ve Ben'le yemek yedim, onlara kafamdakileri birazcık anlattım. Bazen yapmak istediğim projelere belli aktörler başından dahilken bazen de sonuç beni şaşırtıyor. Bu durumda ikisi de projeye baştan dahildi. Kavga sahnesini çekerken Adam bana bir fotoğraf gönderdi: Ben hep aynı yere vurduğu için kolunda kocaman bir çürük vardı. Tabii ki kavga sahnesinin koreografisi yapılmıştı. Bu sahneyi güneş ışığına bağlı halde dışarıda çektik. Çekimler üç gün sürdü. Kavga anını onlara kaç kez baştan yaptırdım bilmiyorum.”

Bu film, Baumbach'ın Ben Stiller'la üçüncü, Adam Sandler ile ise ilk filmi. Başta da belirttiğim gibi film, Sandler'ın son zamanlarda dahil olduğu en iyi proje ve onun (Paul Thomas Anderson filmi “Punch Drunk Love” hariç) yaptığı diğer filmlere hiç benzemiyor. Baumbach'a, neden Sandler'ın bu role uygun olabileceğini düşündüğü sorulduğunda, yönetmenin aynı soruya çok muhatap kaldığını öğreniyoruz.

“Neden onu filmimde istemeyeyim ki? Adam'ın komedyenliğini her zaman sevmişimdir, drama aktörü olarak da öyle. Bu filmde Ben'in Matthew karakteriyle sonunda kendine yakın birini oynamasını istedim. Adam'ın da her zaman tuhaf bir hassasiyete ve kırılganlığa sahip olduğunu düşünmüşümdür. Senaryoyu kime gösterdiysem istisnasız herkes, Adam'ın, Ben'in karakterini oynayacağını düşündü. Ben her zaman Adam'ın dünya çapında gişede milyonlar kazanacak bir karakterden farklı roller canlandırmasının da mümkün olduğunu düşünmüşümdür. Bu rolde de çok güzel bir gerçekçilik yakaladı.”

Filmi izlediğinizde göreceksiniz, hastanede geçen sahneler çok da alışılagelmiş durumlar içermiyor. Baumbach, insanların ölüm kalım meselelerinde bu tip durumların yerinde, ailelerle halledilmesi gerektiği için özünde zor olduğunu ama her zaman bunu komedi olarak ele almak istediğini söylüyor.

Baumbach'a neredeyse her söyleşide, filmlerinin, özellikle de bu filmin ne kadarının doğaçlama olduğu sorulduğundan yönetmenin bundan pek de hoşlanmadığı bilinir. Konuyla ilgili görüşleri son bir kez sorulduğunda cevap beklenenden farklı olmuyor:

“Bu filmin hiçbir bölümünde oyuncular doğaçlama yapmadı. Bana bu soru ne zaman sorulsa kendimi biraz hakarete uğramış gibi hissediyorum. Bazı insanlar bunu iltifat olarak algılasa da benim yazdığım senaryolarda diyaloglar tamamen tasarlanmış şekilde, hatta onlarda bir melodi yakalamak bile mümkün. Filmi yönetirken diyalogları duyduğumda sanki aktörlerden gerçeklik yansıyormuş gibi hissediyorum. Belki başka filmlerde doğaçlama yapmanın faydası olabilir ama kendi adıma bunu yapmak istemiyorum. Her şeyi önceden planlarım ve bana çekimler sırasında yeni bir diyalog verseniz onunla ne yapacağımı bilemem. Bunu iltifat olarak algılamaya çalışsam da duruma pek öyle bakmıyorum.”

Anne babası boşanmış bir yönetmen olarak bu filmin kendisi için son derece kişisel olduğunu, aslında yaptığı bütün filmler için bunu söylemenin mümkün olduğunu belirten Baumbach, bukişiselliğin gerek yazarlıkta gerek yönetmenlikte farklı formlarda ortaya çıkabileceğini, onların bazen direkt olarak kendi hayatından, duygularından gelebileceği gibi kapıcısına bir filmde rol vermenin de kişisel addedilebileceğini söylüyor: “Hayatımdan bazı parçaları filmlere eklemek aynı zamanda yaratmamı da sağlıyor.”



Filmde Matthew ve Danny'nin bir de Elizabeth Marvel'ın canlandırdığı Jean isimli kız kardeşleri var ki bu karakterin filmdeki etkisi minimal. Baumbach, bunun tesadüf olmadığını söylüyor.

“O karakter kendisini aile denkleminden çekmiş biriydi. Sırf Jean hakkında bile bir film yazılabilir ama ben bir 'baba ve oğulları' filmi yapmak istediğimden Jean'i bilinçli olarak o konumda tuttum.”

Yazının başında da belirttiğim gibi film bölümlere ayrılmış durumda ve senaryo aslında hep birlikte bir film oluşturan hikayeler serisinden oluşuyor. Baumbach'a bu bağlamda filmin devamının gelip gelmeyeceği sorulduğunda omuzlarını silken yönetmen sakin sakin cevap veriyor: “Hiç sanmam.”

Yani bu filmin tadını çıkarın, fazlasını beklemeyin. The Meyerowitz Stories, özellikle Adam Sandler'ın uzun zamandır görmediğimiz başarılı oyunculuğunu izlemek için harika bir fırsat. Kadro harika, yazar yönetmen başarılı, fonda New York, daha ne olsun?
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER