Grey's Anatomy: Ne kadar karanlık olursa olsun, güneş tekrar doğacaktır

Grey's Anatomy: Ne kadar karanlık olursa olsun, güneş tekrar doğacaktır
“Ya düşersem?”
“Ah, ama sevgilim.. ya uçarsan?”
-Erin Hanson

Tam olarak böyle başlamıştı aslında Meredith Grey’in hikayesi. Otoriter ve kontrol delisi bir anne ve kendisini terk etmiş bir baba yüzünden geçirdiği travmatik çocukluğun izlerini taşıyordu onunla ilk tanıştığımızda. Güvensiz, başarısız olma korkusuyla dolu gencecik bir doktordan, kendi ayakları üzerinde durabilen, kararlı bir kadına dönüşümünü izledik bu 14 sezon boyunca. 

Dile kolay 14 yıl... Neler yaşanmadı ki bu 14 yıl boyunca Seattle’da.. “Yok artık o bu kadarı da olmaz” dediğimiz neler gelmedi ki Meredith’in başına... Şüphesiz bunca felaketin içinde Meredith’in başına gelen en güzel şey hepimizin kalplerinde unutulmaz bir yere sahip olan “Derek Shepherd” dır. Meredith’in en yalnız hissettiği, en çaresiz olduğu anında birden bire girivermişti hayatına Derek..  Hem de öyle sıradan bir şekilde değil, imkansız olarak.. Önlerine çıkan onlarca engele rağmen elini bırakmadan sıkı sıkı tutmuş ve Meredith’in korkularını kırarak, ona güvenerek belki de şu an izlediğimiz o güçlü kadının temellerinin atılmasına en büyük yardımı o etmişti. Sadece Meredith’in değil, hepimizin kalplerini fethetmişti McDreamy :) O mükemmel saçlarıyla dizide ilk göründüğü andan itibaren hepimiz aşık olmamış mıydık zaten? Meredith’e aslında çok istediği ama sahip olamayacağını düşündüğü için hayalini bile kurmaktan korktuğu her şeyi vermişti. Bir ev, bir aile, çocuklarıyla mutlu bir hayat.. Mumlardan ev yapışı, post-it evlenme teklifi, duvardaki tümör.. Saymakla bitmez gözlerimizden kalpler çıka çıka izlediğimiz Derek ve Meredith sahneleri. En önemlisi de Meredith’i değiştirmişti Derek. Meredith hep fedakardı aslında.. Başkaları için kendini görmezden gelen bir karakterdi. Ama mutsuzdu, olumsuzdu.. Derek kimseye güvenmeyen, o içine kapanık karamsar kızdan aşkına sahip çıkan, hayata pozitif bakabilmeyi de öğrenen bir kadın yarattı. Yeri geldi tökezlediler, zorlandılar ama birbirilerine olan büyük aşkları sayesinde asla vazgeçmediler birbirlerinden. 

Fakat Shonda Rhimes’ın ucundan ne çıkacağını asla tahmin edemediğimiz kalemi, hikayenin tam mutlu son dediğimiz yerinde alıverdi McDreamy’i bizden. Derek’in ölümüyle beraber tüm izleyici büyük bir boşluğa düşmüş, hatta bir süre öldüğüne inanmak istemeyip onlarca komplo teorisi üretmişti. Ben ise kendi adıma dizinin geri kalanı için umutsuzdum. “Derek’siz Meredith olmaz.. olamaz. Nasıl devam edecek ki dizi?” diyordum. Derek’in ölümünün üzerinden ilerleyen 3. sezona geldiğimizde aslında hep bilincinde olduğum fikir daha net oturdu kafamda. Shonda Rhimes bize herkesin hayalini kurduğu, sadece masallarda olacağına inandığımız mükemmel bir aşk hikayesi izletmişti. Ama Grey’s Anatomy, Meredith ve Derek’in değil yalnızca Meredith’in hikayesiydi. Hatta bu yüzden Meredith’in büyük aşkı kadar sahip olduğu dostluklara da önem vermişti Shonda Rhimes. Meredith’in “Derek benim hayatımın aşkı ama sende benim ruh ikizimsin.” dediği, dizinin kilit karakterlerinden biri olan Cristina Yang.. Bizde aynı Meredith gibi en az Derek Shepherd kadar özledik , yokluğunu hissettik onun. “Buralardan bir Cristina Yang geçti” dedirtebilecek kadar önemli bir karakterdi Cristina. Hem Meredith için hem bizim için..

Dizide üzerinde durulan sadece Meredith’in büyük aşkı değildi, Meredith’in Seattle’a gelişiyle birlikte hayatına kattıklarıydı. Bu yüzden daha iyi anlıyorum Derek’in ölümünden sonra bile dizinin nasıl başarıyla devam edebildiğini. 

Alex, Lexie, Mark, Derek, Cristina, Izzie, George.. Hepsinin hikayesi en derinden işlememiş miydi aslında içimize? Ki Shonda Rhimes’ın en sevdiğim özelliklerinden biridir yan karakterlerin bile en derinine inmesi, gidişatı bozmadan onların hikayelerine de yer vermesi. Hepimizin kalplerine dokunmalarına rağmen çoğu bu yolun bir köşesinde ayrıldılar bizden ama hikaye kaldığı yerden devam etti çünkü bu yol Meredith’in yolu. Kendi adıma son bölümde Meredith’in Harper Avery ödülüne aday olmasıyla birlikte Shonda Rhimes’ın yavaş yavaş bu yolu sona yaklaştırdığını düşünmeye başladım.  O korkak, içine kapanık kız, herkesin ömrü boyunca hayalini kurduğu “Harper Avery” için aday gösterilmişti. Sahneyi gördüğümde aklıma ilk gelen şey Derek görseydi eğer ne kadar gurur duyardı oldu.. Meredith kariyerinde çok büyük adımlar atmış, zirveye yaklaşmış ve neredeyse Ellis Grey kadar iyi bir doktor olmuştu :) Peki bundan sonrası? Nathan’ın da gidişiyle birlikte Meredith’in hayatında tekrar birisi olur mu bilmiyorum açıkçası da bu kısımla ilgilenmiyorum. Ben de Meredith’in hayatında mutlaka birisinin olmasının gerekli olmadığını düşünenlerdenim. Çünkü kendisinin de dediği gibi Meredith aşkı yaşadı. Derek’in arkasından o kadar güzel söylüyordu ki aslında bu cümleyi Meredith, Derek’in kalbinin en özel köşesinde saklı kalacağını anlıyordu seyirci bakışlarından. İşte bu yüzden ben hikayenin artık sadece Meredith’le ilgili olan kısmına odaklanıyorum. 

Meredith hiç bir zaman annesi gibi bir kadın olmak istemedi, kendi yaşadıklarını çocuklarına yaşatmak istemedi. Ki yaşatmadı da.. Meredith her çocuğun sahip olmak isteyeceği gibi bir anne oldu.. Fakat istese de istemese de hayatının belirli noktalarında Ellis Grey oldu Meredith. Kariyer olarak annesinin izinden gitti aslında.. Eğer Harper Avery ödülünü de kazanırsa daha sonrasında ne olacak? Alzheimer? İşte benim için bundan sonra ki kilit nokta bu? Meredith’in yolu nasıl sonlanacak?

İzleyenlerin bildiği gibi Shonda Rhimes gerek yaptığı ters köşelerle gerekse sunduğu ilginç hikayelerle hiç bir zaman sıradan bir senarist olmadı. Bu yüzden Grey’s Anatomy finalinde de dizinin uzunluğuna, seyircinin sadıklığına yakışacak ağızları açık bırakacak sıradışı bir final bekliyorum ondan. Harper Avery’nin adının geçmesiyle birlikte daha büyük bir heyecan sardı beni. Çok merak ediyorum hatta çok çok merak ediyorum. Dizi daha ne kadar devam eder bilinmez. Sonuçta Shonda Rhimes bu, belki 24. sezonu da görürüz :) Yazının başında Erin Hanson’dan yaptığım alıntıda ki gibi.. Yolun başında düşmekten korkan Meredith uçtu.. hem de hepimizin tahmin ettiğinde çok daha yükseklere.. Ve bildiğim tek şey ise bu yolculuğun sonunda ki Meredith Grey’i görmeyi büyük bir heyecanla beklediğim..”




BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER