Hayat Sırları; Sır, Samimiyet, Saadet: Hoş geldiniz Kuzgunlar!

Hayat Sırları; Sır, Samimiyet, Saadet: Hoş geldiniz Kuzgunlar!
Bugüne kadar severek izlediğim, en çok etkilendiğim, ‘işte bu tam benim dizim’ dediğim dizileri hep sonradan keşfettim. Çoğu zaman tembellik çoğu zaman ön yargılarım yüzünden böyle oldu bu. Hayat Sırları’nın kadrosunu gördüğüm gibi ‘Bu dizi kaçmaz.’ demiştim, bir de senaryonun Mahinur Ergun’un kaleminden çıktığını öğrenince, senaristimizin bir önceki işini ön yargılarıma takılarak izlemeyip sonradan bin pişman olduğum için bu sefer aynı hataya düşmeyip başladığı gibi izledim Hayat Sırları’nı. Tabii bu sefer gerek kadrosu gerekse senaristin dilini bildiğimden heyecanla bekledim, keyifle izledim. İzlediğimi de çok sevdim. Yolları açık olsun da uzun süre evimize konuk olsunlar Kuzgunlar!

Elbet bir dizide hikayesi, yazanı ve çekeni çok önemlidir ama ben hep kadroya bakarım önce. Bu dizi için de Ahmet Mümtaz Taylan, Devrim Yakut ve Olgun Toker’i görüp balıklama atladığımı çok rahatlıkla söyleyebilirim o yüzden. Öncelikle Ahmet Mümtaz Taylan efsanesi diye bir gerçek var ki, iyi ki var be! İçimizi ısıtan, oturup sabaha kadar izleme istediği oluşturan, hangi karaktere girerse girsin kendine hayran bırakan, en baba adam. Aynı anda üç beş hissi izleyiciye yaşatabilen bir oyuncuyu izlemeyi çok arıyor bu gözler artık. Önce onun baba sıcaklığıyla tanıştık, şakalar, komiklikler; küfürler, cezalar derken güldük eğlendik, ustalığına hayran kaldık derken, o oğluna kızdı ben de ona kızdım. Sırrına ortak olurken haline üzüldüm. En nihayetinde Mustafa Kuzgun’u hemen benimsedim. Kuzgun Usta gibi birine ise Devrim Yakut samimiyetinde bir İnci Kuzgun yakışırdı zaten. Karı koca uyumu, çocuklarıyla uyumu, hepsini geçtim başlı başına karakteriyle uyumu… Devrim Yakut’u görünce bile ona kocaman sarılma isteği uyanıyor benim içimde, bir de Kuzgun anne olarak izlemenin keyfi apayrı olacak eminim.

Kuzgun ailesinin çocuklarıyla tanışırken benim ilgimi çeken öncelikle Olgun Toker oldu tabii ki. Şahsen bu adamın ne rol verilirse oynayabileceğine gram düşünmeden inananlardanım. Bu sefer de kendisini şef olarak görmek duygulandırdı beni açıkçası. Çok da yakışmıştı üstelik. Fakat bence onun hikayesinin en can alıcı kısmı Ahmet Mümtaz Taylan’la baba-oğul oynayacak olmaları kesinlikle. Mustafa ve Kemal isimleriyle karşımıza gelmeleri de apayrı bir güzellik katmış onlara. Onun sırrı izlediklerimiz arasında en masum olanı bana göre. Babasından gelen yeteneğini hayal gücüyle birleştirip ortaya koyan Kemal Kuzgun, yeri geldiğinde senin istediğin gibi de yaparım diyerek başta ailesini sonra bizleri duygu seliyle aldı götürdü öteki taraflara. Babasıyla güzel bir ikili olacağı kadar kardeşleriyle de olan bağlarının samimiliğine inandım. Bunda kardeşlerinin de payı büyük tabii. Apalak kelimesini lügatıma almamı sağlayan sevgili Şirin Kuzgun! Kuzgunların değişiği bu arkadaş sanırım. Ben bazı kısımlarda Şirin’i abartı buldum ama hareketli karakteri bazı sahneler için güzel bir kaçış noktası olabilir. Ecem Erkek’in başarılı oyunculuğunun da payı var bu karakterin güzellik katabilecek olmasında haliyle.

Gelelim Seher ve Burak’a. Çoğu kişi gibi Hazar Ergüçlü ve Ekin Koç nasıl bir uyum yakalayacaklar acaba diye büyük merakla bekliyordum. İki isimin de önceki işlerini takip etmemiştim. Seher’le tanıştığımız ilk andan itibaren samimiliğine inandım, hem ailesiyle olan hem Burak’la olan. Seher ve çocuk sırrı da en az Mustafa ve İnci Kuzgun’un tek gözlü adam sırrı gibi havada ve yüzeysel geldi bana. Tüm olayı ilk bölümden öğrenmek istemezdim elbette ama daha ayrıntılı bir anlatım izlemeyi isterdim. Burak hakkında ise henüz bir karar veremediğimi söyleyebilirim sanırım. Aşkına inandım ve hatta aşklarını film yaptığını görünce ‘Vayy be! Ne kadar muhteşem bir olay.’ diye fazlaca etkilendim kabul, Seher ve Burak enerjisini de oldukça uyumlu buldum ama sadece o kadar. Bu bana yetmedi, tarif edemediğim bir tat eksik geldi. Burak açısından yani. Özellikle ailesiyle olan sahneyi izlerken kayboldum.

Yine de zor bir aşk, sıcacık ve geleneksel bir aile, sırlı bir dünya izleyecek olmak bile Hayat Sırları’nı sevmem için yeterli oldu. Reytingler beklediğimin altında gelse de yeni bölümden itibaren toparlamaya başlayacak bir hikâye izleyeceğimizi düşünüyorum. Ekibe de, kaleme de güveniyorum. Yolları açık ve uzun olsun…



BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER