İstanbullu Gelin: İpsiz bir uçurtma*

İstanbullu Gelin: İpsiz bir uçurtma*
Hayatını devam ettirebilmek için kendine değerler kuruyorsun. İnanacak, sarılacaksın. Yıllar boyu onlara sığınıp yaşıyorsun. Bilmediğin bir geçmiş, unutmadığın bir mazi çıkıyor peşinden. Hayatın boyunca inandıkların, doğru sayıp uğruna yoruldukların; bir hiç içinmiş.

Koca bir hiç. Doğru bellediğin her şey, artık içi boş geliyor. Arkasında durduğun değerlerin peşi sıra yıkılıyor. Başka bir hayatın mümkün olabileceğini düşünüyorsun ilk kez. Başka türlü olabilirdi. Yıllar bir hiç uğruna mı geçti? Bunca yıl ne için, kimin içindi? Bu kadar mücadele, bunca dik duruş. Ne kaldı elinde?

Yıllardır aynı yaştasın. Yaşlanmadın çünkü hiç genç olmadın. Acımadı, çünkü hiç gerçekten dönüp bakmadın. İnsanların hayatlarını yaşadın kendininki yerine. Onlarınkini yönettin, onların uğrunda emek verdin. Kendini bıraktın, bakmadın. Belki korktuğundan. Korktuğu gelir insanın başına. Geçmiş durmuyor katlayıp koyduğun sandığında.

Sen ne kadar planlarsan planla, umduğun gibi akmıyor hayat. Birileri geliyor hayatına, yeni ya da yeniden. İnsanlara duyduğun öfkenin kendine olduğunun farkında değilsin. Oklar seni bulmasın diye insanları vuruyorsun. Bir durursan düşersin diye durmadın, şimdi yürüyemiyorsun. 

Kimse seni tanımadı, kimse seni görmedi. Bugüne kadar kimseye kendinden bahsetmedin, sözünü dahi etmedin. Ardına sığındın aynaların, kendin bile görmedin. Kendinle bir oturup konuşmadın. Asaletten bir makyajın altında eridi gitti gençliğin. Aynalardan kaçarken özlenmeyi bekledin. Ne kadar sana ait, değil mi?

Bu sene kendine bir armağan oldun. İpsiz bir uçurtma.
Geliyor geçiyor zaman. Mutlu yıllar.


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER