Ateşböceği: Gerçek aşk insanı susturur

Ateşböceği: Gerçek aşk insanı susturur
Hayatın kesin kuralları yoktur, formülleri, mutlu olma hileleri. Nerede hangi kapı sizi bekliyor bilemezsiniz. Hayattan beklentilerimiz hayatın da bize oyunları vardır. Bazen bir felaket hayatınızın mucizesine sebep olabilir. Barış aşkı “insanoğluna bahşedilen tek mucize” yi öyle ufak bir çarpışma ile değil hayatını alt üst eden bir kazayla buldu. Aşk sıkıcı hayatına renk değil kurallara bağlı yaşamına kuralsızlıklar getirdi.

Barış’ın bu kadar gizemli olabileceğini hiç düşünmemişti. Her geçen bölüm daha çok şaşırtıyor beni. Demiştim ya her şeyi ortadaydı ailesi (Anne-baba durumlarını tahmin ediyorduk biraz), evi, işi bir fotoğraf dışında gizemli hiçbir şeyi yoktu hâlbuki. Ama Barış’ın karanlık tarafı vardı elle tutulmayan gözle görülmeyen lakin hissedilen. Her adımda hissediyoruz o karanlık tarafı her adımda duvarına çarpıyoruz Barış’ın. Aslı’nın her hamlesi o duvardan geri dönüyor ne aşabiliyoruz ne yıkabiliyoruz.

Aslı gölgelerinden bir bir sıyrılırken Barış’ın karanlıkları daha da koyulaşıyor. Aslı konuştukça Barış daha çok içine kapanıyor sanki. Aslı her sarsıntıda biraz daha açarken kendini Barış daha fazla korumaya alıyor sırlarını.

Aralarındakinin ne olduğunu sorgulamayacak kadar eminler hislerinden. Aslı Burcu’yla konuşurken “Birbirinize âşık olduğunuzu nasıl anladınız?” diye sormadı (Başta bu soru geliyor sandım) “Aşık olduğunuzda birbirinize nasıl açıldınız?” dedi. Çünkü o arabadan inip Barış’ın evine doğru koştuğu an Aslı zaten âşık olmuştu Barış’a, Barış’ta Aslı’ya açmıştı kapılarını.

Kurallar yıkıldı bir kere. Çarklar yerinden oynadı ve Barış dünyasının bu yeni düzeninde ne yapması gerektiğini bilmiyor. Hem eski Barış olmaya çalışıyor hem de Aslı’nın en yakınındaki Barış, Aslı’ya git demesi gerektiğini biliyor ki bunu deniyor da hem de “O’nu yalnız bırakacak kadar cesur” olamıyor.

Barış’ın karanlıklarını görmeliyiz bu sadece Aslı’ya olan tavrıyla ilgili değil her sözü sanki geçmişe bir gönderme gibi. Ulaş’la konuşması mesela çiftlerin artık birbirleri ile konuşmama durumunu anlatışı, gazetecinin boşanma avukatlığını ailesi üzerinden sorgulaması, herkesin eş\baba olamayacağını söylemesi…


 
Ama söyledi ya Burcu “ Gerçek aşk insanı susturuyor.” diye adım dahi atamıyor Barış Aslı’ya, baştan kaybettiği şeyin ne kadarını kazanabilir Aslı’yı nasıl ikna eder bilmiyor. Zaten atmaması gereken adımları çoktan attı, aralarındaki mesafe kayboldu. O yüzden yaklaşıyor ama dokunamıyor, o yüzden âşık gibi bakıyor ama seviyorum diyemiyor atacağı her adımın başlangıcının yalan olduğunu biliyor. En acısı da farkında olmadan Aslı’nın hayallerinin önündeki engelde payı olması. Aslı korkusunu anlatırken Barış dinledi O’nu, okulu kazanışını, babasının öldüğü haberini alışını. Aslı için üzüldü ama Aslı’nın hayalleri için tekrar adım atmasının Çiçek’in kazası ile engellendiğini öğrenmesi yıktı Barış’ı. Şaşkınlığının, üzüntüsünün, hayal kırıklığının tarifi yok kelimelerle ama bunların hepsini Barış gözlerinden akan yaşlarla anlattı bizlere. Aslı’ya açıklaması gereken sadece bir kaza değildi, gerçekleşmeyen hayallerin bedeli vardı birde.

Her bedel Barış’ı Aslı’dan daha da uzaklaştırıyor, Barış’ın itirafını o kadar zorlaştırıyor. “ Bu kadar zor mu gerçekten hadi Aslı söyle boz oynadığımız bu oyunu” Aslı söylerse işler değişir belki, ilk Aslı söylerse “sevdiğini” Barış’ın bir şansı olabilir mi? Barış’ın dediği gibi “Lütfen Aslı beni çabuk affet!”


 
Şimdiye kadar izlediğim en iyi Ateşböceği bölümüydü. Karakterlerin komedi ve dram yönleri artık o kadar dengede o kadar kıvamındaki Teo için endişelenen Barış telaş içinde Aslı’nın yanına gelip hemen ardından arabanın anahtarını almak için muzipçe O’na sarılabiliyor. Barış’ın hayatına bu kadar karışmasına kızan Aslı Barış’a öfkelenip “Ben işimi unutmadım işimi değiştirmeye çalışan sizsiniz” dediğinde Barış “İşini değiştirmek istemiyorsun ama mesai saatinde arabayı alıp kaçıyorsun.” diyerek olaya hemen bir espri katabiliyor.

Hakan konusu ise ayrı bir muamma. En başından itibaren kazayı Hakan’ın yaptığını hiç düşünmemiştim. Şimdi Bilal’in yurtdışına çıktığının söylenmesi, Hakan’ın kazayı yaptığını hatırlaması, Merve’nin gösterdiği kanıta Teo’nun verdiği aşırı tepki şu özette bahsedilen “Barış için karanlık bir dönemin başlangıcı” mı demek oluyor acaba? Ayrıca merak ediyorum kazanın Hakan’ın üzerine kalması başından planlanan bir durum muydu yoksa son dakika hikâye değişimi mi? Eğer en başından plan buysa güzel bir ters köşeydi.

Ve bir teşekkür etmezsem olmaz. Şarkı için teşekkürler geçen hafta dans sahnesinde çalmamış olsa da bu hafta güzel bir sahnede eşlik etti bize.

İyi seyirler…



BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER