Merhaba. Yazının başlığı ne olsun diye kara kara düşünürken Kalben yetişti imdadıma. Bence tam oldu. Başlık bulmada bölüm tagleriyle yarışıyorum o derece.
Yeni bölümü izlemeye gayet pozitif başladım. Zamanlamada ayarı tutturmuş bir özetin faydaları... Bölüm temposu yüksek başladı, bu tempo ilk yarıya kadar iyi kotardı. İkinci yarısında Nazlı-Ferit sahneleri hariç yer yer sıkıldım. Ama genele baktığımızda diyalogların içinin dopdolu olduğu, öylesine sahnelerle kasmayan, karakterlerin bir adım daha derinine inebildiğimiz bir bölüm izledik.
Hakan'dan bahsetmek istiyorum. Ah Hakan Ah! Her şeye rağmen seni seviyordum. Bunun için bir neden arıyordum, küçük bir neden.
Aradığımı buldum sonunda. Evet, Hakan'la Bulut'un sahnesini diyorum. Ne güzeldi ama değil mi? Bu kadarını beklemiyordum gerçekten. Sevginin kan bağı gibi bir zorunluluk taşımadığını, meselenin kalp meselesi olduğunu ne güzel aktardı. Kalp dediysem öyle temiz kalpli olayı değil. Çünkü görüyoruz bir kalbe bile sahip olamayan insanlar var bkz. Demet. Hakan'ın Bulut'u tesellisi çok dokundu kalbime. Çok da gerçekçiydi. Bulut'un çevresindeki diğer insanların aksine anne babasızlığı hatta kimsesizliği çok iyi bilen Hakan gerçekleri Bulut'a öyle güzel açıkladı ki... Her kötülüğünü sineye çekebilirdim ama iki insanın hayatına mâl olmak, bir çocuğu ana babasız bırakmak dünyanın her yerinde karadır, kötüdür. Yaptıklarının cezasını çektiğini görmeliyiz ne olursa olsun.
Nazlı ve Deniz. Beklediğimin aksine çok farklı ilerliyor hikayeleri. Büyük hissediyordum ama olmadı. Siz kankalıktan öteye gidemediniz arkadaşlar! Sizce de bu durum biraz sıkmadı mı? Aralarındaki ilişki olduğu yerde sayıyor. Deniz gibi uçuk kaçık sabırsız bir tipten bu durağanlık cık cık hiç olmadı. Hikayeye de Ferit'in Nazlı'yı kıskanmasından, ki bu farklı yollarla da olabilirdi, başka bir artısı yok şu aşamada. Ha Deniz izlemesi zevkli bir karakter ama artık konu kilit bir tek Deniz açar diyebileceğim olaylar istiyorum. Deniz ve Alya'yı da olduramadım valla daha kırk fırın ekmek yemeleri lazım...
Birbirine doğanlarda bugün Nazlı ve Ferit. Nazlı ikinci bölümden itibaren ne ikincisi ya ilk bölümden beri Ferit'e doğru yol alıyor. Kendi kabul etmese de, araya türlü türlü engeller girse de Nazlı tercihini hep Ferit'ten yana kullanıyor. Hatta ona kızdığında bile tek bir kelimesi ile hemen yumuşayabiliyor. Aşk da böyle bir şey galiba koşulsuz birine bağlanmak, farkında olmadan hep onunla beraber olmayı istemek. Ferit ise şüphelerinden kurtulup, bir erkek iç güdüsüyle Nazlı'yı yakından tanıma bir yandan da ona kendisini açmakla meşguldü bu bölüm. Aşık Ferit nasıl olacak çok merak ediyorum. Fragman niteliğindeki Nazlı'yi teslim olmaya başlamış Ferit bile beni heyecanlandırmak yetti. Ferit isterse Nazlı'ya yürümeden direk koşar. O potansiyeli gördüm. Kıza gözlerini kapattırıp, izlediği sahne ise enfesti. Tutkulu bir aşk izleyeceğiz at fava:)
Son olarak bölümün kazandırdıklarında bugün. Bir adet kız kardeş ve çözülmeye aday bir düğüm var. Asuman'in beyhude de olsa Demet'e çıkıştığı sahnede hepimiz bir oh be demişizdir sanırım. Sonunda bir ablasının olduğunu hatırlayabildi. Söyledikleriyle birlikte empati kurabildim ilk defa onunla. Karakterin dönüm noktası olduğunu umuyorum. Senaryo açısından riskli olan bu kötülük halinin son bulması çok yerinde olmuş. Ablasının arkasını kollayan bir Asuman izleriz inşallah. Tabii daha başlarına ördüğü çorap duruyor. O da bölüm sonunda söküleceğe benziyordu Demet ve kontrolsüz hırsları sayesinde. Ne diyelim umarım artık bu düğüm çözülür. Ve yeni yeni dönemeçler alır, hızlanır hikaye.
Keyifli ve komedisi yüksek bir bölümü izledik. Komedinin izleme zevkini artırdığı bir gerçek. Herkesin eline koluna sağlık. Güzel bir bölüm izledik. Hep derim Allah emeğinizi boşa çıkarmasın.
Güzel günler.