Evden çalışmanın ‘ev kadınlığı’ ya da ‘ işsizlik’le
eş anlamlı sayıldığı toplumumuzda insanları bunun böyle olmadığına ikna etmeye
çalışmaktan usandım. Ev kadınlığı ya da işsizlik kötü bir sıfat olduğu için
değil elbette. Ev kadını yaftasını yediğiniz zaman karşı tarafın sizden
beklentisi büyük ölçüde arttığı için. Sonsuz ve derin bir saygıyla bütün ev
kadınlarının önünde eğiliyorum. Bu işi profesyonel anlamda yürüten bütün
kadınlarımıza gıptayla bakıyorum. Ben evden çalışmak ve ev kadını olmak
arasında sıkışmış, bedeni evde, ruhu dünyaya sığmayan binlerce kadından
biriyim. İyi tarafı; işime gelince ev kadını, işime gelince evden çalışan biri
gibi davranıp egomu her iki açıdan da doyurabiliyor olmam. Kötü yanı, ev kadını
gibi hissettiğim bir gün aniden çıkan bir işle bütün büyünün bozulması.. Ya da
tam tersi; bin tane iş birikmiş, pc başında gözlerim yuvalarından çıkmış
çalışırken komşunun kahveye gelip ısrarla senin ‘bir iş yetiştiriyor oluşuna’ inanmak
istememesi..
Sanırım iç içe geçmiş bu hayat stilini -kimi zaman
deliriyor olsam da- büyük ölçüde kanıksadım. Ev kadını olmanın gerekliliklerini
elimden geldiği ölçüde yerine getirmeye çalışıyorum. Bu raconlardan biri de
‘günlük dizi’ seyretmek.
Günlük Türk dizilerinin belleğimdeki tarihi Ferhunde Hanım ve Kızları’na dayanır.
Aile meseleleri, günlük ev hali gibi konuların samimi ve neşeli şekilde
işlendiği o günlerden bugünlere çok zaman geçti. Neler değişmedi ki günlük
dizilerin içerikleri değişmesin? Elbette günlük diziler de mutasyona uğrayıp
bugünkü kıvamlarına ulaştılar. Hem de sayıca çooooğalarak. ‘Ferhunde Hanım ve Kızları’ ile başlattığım
günlük dizi sevdamı ‘Bizim Evin Halleri’yle
devam ettirdim. Hiç unutmam ‘Misket’le aynı döneme denk gelir ilk hamileliğim.
Neyse… Bizim Evin Halleri bitince tam da ‘‘Benim için günlük dizi sayfası
kapandı’’ diyordum ki Unutma Beni başladı. ‘‘Bi bakayım bu nasıl bir şeymiş?’’
dememin üzerinden tam 5 ‘beş’ yıl geçti. Çocuğum doğdu; büyüdü, ikincisi oldu,
şimdi o da büyüyor ve Unutma Beni hala devam ediyor. Etsin, ben memnunum.
Sözümü tutamadım ve tam beş yıldır dönüp dolaşıp her gün aynı saatte aynı ekran
karşısında buluyorum kendimi. Milyonlarca kadın neden günlük dizi izliyor
bilmiyorum. Ama inanın benim haklı sebeplerim var. Buyurun o sebepleri
deşelemeye…