"Birileri bir hayal kurar, ve kainatta kelebek etkisi başlar."
Böyle başladık serüvenimize. Eğer bu dizeleri okuyorsanız neyden bahsettiğimi anlamış olmalısınız.
Merhaba, ben bu aralar bayağı meşhur olan FikÇil meselesi hakkında yazacağım. Bildiğiniz üzere Adı Efsane yeni kadrosuyla 2. Devre adıyla yolculuğuna devam ediyor. Tabii bu sırada değişen bazı şeyler olmuş Fiko'ya bizim çilli kızı yapmışlar.
Fikret ve Çiler parıl parıl iki insan ikisi de sonu hüsranla biten bir ilişkiden çıktılar. Birbirlerinin günlerine ışık olmaya geldiler. Geldiler iyi hoş da eksik oldu, ani oldu, aceleye geldi...
Böyle yazdığıma bakmayın Fikret ve Çiler'i yan yana beğeniyorum. Otursalar, arkadan bir şarkı çalsa, uzun uzun bakışsalar tadından yenmez. Lakin ancak bu kadar. Bunu bir FikÇil sever olarak söylüyorum eksik oldular. Sahneleri kopuk, replikleri baştan savmaydı bu durum yetmezmiş gibi bir de başımıza şu zengin kız fakir oğlan klişesi çıktı.
Oğlumuz kendini kızımızın yanına layık göremez ve kolay yoldan para kazanıp, ona layık olmak için kendini pis işlerin ortasında bulur. Başta para tatlı gelse de hayatının kaydığından emin olana kadar bu işleri devam ettirir sonra vazgeçmek istese de iş işten geçmiştir.
Lakin bu hikaye Fikret ve Çiler'in hikayesi değil çünkü Çiler daha demin anlattığım hikayedeki zengin kız profilini karşılayan biri değil.
Çiler Hakan'ın dediği gibi; iyi kız, hoş kız, anlayışlı kız. Ve biliyorum ki Fiko için Roma'da yediği bütün dondurmalardan vazgeçer. Bunu laf olsun diye yazmıyorum cidden inandığım için yazıyorum. Önlerinde yeterince engel varken para meselesi Fikret ve Çiler için sorun olmamalı. Çiler hiçbir zaman 'concon' kızlardan olmadı her zaman mütevaziliğini korudu.
Mütevazi olduğu gibi "Bu kızın burada ne işi var ya." dediği Sibel'i bile savunmuştu hatırlarsanız. Emre'yle kavga ettikleri sahnede Emre tabiri caizse "Senin savunduğun mahalle itleri çok mu masum sanki." dediği zaman Çiler de ona "En azından kimseyi vurup öldürmeye kalkışmadılar. Eğer Kıvanç'la amcan onların üstüne gitmeseydi bunlar hiç olmayacaktı güç gösterisi yapacaklar diye insanların hayatlarıyla oynadılar." diye cevap vermişti.
Benim bildiğim, tanıdığım Çiler buydu ve o da sanırım 1. devrede kaldı. Çünkü 2. devrede bambaşka bir Çiler'le tanıştık. Fiko'yla ilk buluşmalarında utanır kızarır diye beklerken bir baktık depar atıyor. Anlıyorum zaman atlaması yaptınız lakin bunlar ne ara samimiyeti bu kadar ilerletti Fiko ne zaman Çiler'le görüştü de hoşlantı seviyesine geldi en azından bunun için bir flashback yazılsaydı hem insanlar hikayeyi anlardı hem temeli biraz oturan bir çift olurdu.
Şimdi ise temeli olmayan bir araya gelip saçma sapan konuşup ayrılan ve bu döngüyü sürekli devam ettiren bir ikili görüyorum.
Fikret ve Çiler desteklediğim diğer çiftlere göre benim için biraz özel çünkü bu çifti biz emeklerimizle oluşturduk. Hayal ettik, emek harcadık yeri geldi uyumadık. Haliyle hayalimizdeki FikÇil dizidekinden baya bağımsız. Harika bir çift yaratılsın önümüze koyulsun demiyorum ama en azından elle gösterebileceğimiz sahneleri olsun boş bir ikili olmasınlar. Birbirlerini tanısınlar. Eğer bir şeyler için yol açılmak isteniyorsa bunu bilelim ve biz de yolumuzu ona göre çizelim.
Bunu bir FikÇil destekçisi olarak değil, Adı Efsane izleyicisi olarak söylüyorum eğer FikÇil düzgün yazılırsa patlar önleri açık yani. Çünkü elinizde enerjisi harika olan Baran Bölükbaşı ve Eda Şölenci var. Diyeceğim şu ki lütfen bu güzel ikiliyi harcamayın içi dolu replikler güzel sahneler yazın tabii ne yazacağınız sizin hayal gücünüze kalmış. Buraya kadar okuyan herkese sonsuz teşekkürler eder saygılarımı sunarım.