Bir masalda
yaşamayı ister miydiniz? Peki, bir masalı bizzat yaşamayı? Ya da siz de benim gibi, ya masallar gerçekse
diye düşündünüz mü hiç?
Hilal ve
Leon’ u izlerken tüm bu saydıklarımı düşünüyorum. Sanki anneannemin
dizine yatmışım da hiç bitmesini istemediğim bir masalı dinliyormuşum gibi
geliyor. Hatta dönüp dönüp tekrar anlattırıyorum anneanneme Hilal ve Leon’
un masalını. Çünkü, tek bir anını bile kaçırmaktan korkuyorum. O büyülü anları
düşlemek istiyorum her defasında. Aşkın gücünü, olmazları olur yapışını, hayata
tutunabilmek için sebepler yaratışını, şeffaflığını, zorluğunu… O anlattıkça benim
de kalbim heyecanla çarpsın; sanki o masalı ben yaşıyormuşum gibi olsun
istiyorum.
Evet, yine
Hilal ve Leon’ u benim gözümle anlatmak istiyorum sizlere. Onları izlemeye de
konuşmaya da analiz etmeye de doyamıyoruz çünkü. Nasıl doyalım ki? Öylesine
güzel, öylesine özeller. Hatırlarsanız daha önce 70’ler Türkçe Pop Müziği
eşliğinde bakmıştık onların aşklarına. Şimdi de dinlediğimde bana onları
hatırlatan Türk Sanat Müziği eserleri ile bu masalsı aşkı tekrar hatırlamaya
davet etsem sizleri gelir misiniz?
E, hadi
buyurun o zaman!