Söz: Sezon finalinin ardından..

Timin ortama teşrif etmesi ile Keşanlı'nın Eylem'i sağ görmesi bir oldu. Tabii Keşanlı durur mu, hemen ''yenge'' demeye başladı Eylem'e. Tamam Fethi ve Eylem arasındaki elektriğin herkes farkında. Eylem ölmemiş, ekstra o da istihbaratçıymış. Bunlar güzel gelişmeler de elin Fransız'ına da hemen yenge denilmez ki. Ah Keşanlı ah.

Fethi'yi sağ salim bulan tim Eylem ile birlikte Çolak'ın oğlunu bulmak ve cehennem planına engel olmak için yola koyuldular. Bu sırada da Yavuz, Çolak'ı geri almak için nöbet tutuyordu adeta. Çolak'ı oradan almadan asla gitmeyeceğine emindik Yavuz'un. Ya ölü ya diri, Çolak oradan çıkacaktı. Yavuz akıllıca planı ile yabancı askerlere teslim olurmuş gibi yapıp ''menemen'' operasyonuyla işleri kendi lehimize çevirdik.

İçerde Çolak, kontrolünü ele geçirdiği İHA ile hain planını uygulamaya koymak üzereydi. Bombalayacağı yer Erdem'in toplantı için gittiği binaydı. Benim burada takıldığım bir nokta oldu. Bir ülkeyi bitirmek, kaosa sokmak istiyorsan onca önemli ve stratejik yer varken neden güvenlik zirvesinin bulunduğu yeri seçersin ki? Bunu ciddi ciddi soruyorum. Kafamda oturtamadım da.

Neyse ki Çolak amacına ulaşamadı. Yavuz duruma el koydu ve ülkeyi büyük bir beladan kurtardı. Olayla girdikleri askeri üsten çıkışları da olaylı oldu. Sorunsuzmuş gibi görünse de Çolak'ı almak için yapılan bu hamlenin bizimkilerin başına açacağı bela bölüm sonunda ortaya çıktı.

Çolak'ı ve Sebo'yu ele geçiren tim nihayet yuvaya geri döndü. Cehennem planı şimdilik suya düştü. İşten güçten başını kaldıran timin yakışıklıları ise gönül işlerine kafa yormaya başladı.

Eylem'in yaşadığını öğrenen Fethi göklerde adeta. Ama gideceğini bilmek de içini parçalıyor. Eylem, Fethi'nin ağzından bazı sihirli sözcükler duymak için kıvranıyordu. Eylem, Fethi'den beklenen sözleri duyamasa da kendine engel olamayıp veda busesi bıraktı sevdiği adamın dudaklarına. Sonra da Fransa'ya yolculuk başladı. Yeni sezonda nasıl bir dönüş yapacak heyecanla bekliyorum.

Ateş ise o sıralarda Nazlı'nın gazabından kendini korumaya çalışıyordu. Geçen haftaki Sezin vakası çok başını ağrıtacak diye düşünüyordum ama çabuk toparladı durumu. Gerçi kafasına bir iki taş yedi ama, olsun. Sevdiğinin vurduğu yerde güller açarmış.

Erdem Yarbay faktörüne rağmen hislerine karşı koyamayan ikili yakınlaştı da yakınlaştı. (Değişik bir sahneydi. Öpüştüler mi anlayamadım bile.) Bu yakınlaşma Ateş'te hafif heyecan yarattı. Öyle ki Nazlı'ya ''bayılmadığıma dua et.'' dediğine şahit olduk. Yüzüne yerleşen aptal bir gülümsemeyle Fethi ve Yavuz'un karşısına çıkan Ateş çok güldürdü. Ee biraz da dikkat çekti. Yatmaya gittikten sonra da hemen telefona sarılıp Nazlı'yı aradı ve babanla konuşalım dedi. Bence bu akıllıca bir hamleydi. Ne kadar bu mevzuyu saklarsan Erdem'in vereceği tepki de o kadar büyük olacaktır. Nazlı da bu fikri beğendi ve ertesi güne organizasyon yapıldı. Bu konuşmaya kulak misafiri olan Güler, sabah ilk iş Ateş'i kenara çekti. Burada Güler'e kızamadım ben. Söylediklerinde haklıydı. Erdem sevinirdi bu ilişkiye evet ama Ateş'i yanında tutacağını bende çok sanmıyorum. Damadının, emri altında çalışan bir asker olması fikri ağır gelirdi belki de.

Arkadaşları ve Nazlı arasında kalan Ateş üstündeki üniformanın da verdiği sorumlulukla beraber Nazlı'dan vazgeçti. Nazlı'yı kırmamaya çalışsa da bu mümkün olmadı. Anlayacağınız Nazat ilişkisi kötü diyebileceğimiz bir sonla ya da yarım kalmışlıkla bu sezon bizlere veda etti.

Yazı devam ediyor..
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER