Amazon, Netflix ve Sky'ın Game of Thrones ve Twin Peaks büyük dizilere milyarlar yatırdığı şu günlerde dünya televizyonda eski dizilerin tekrar yayınlarına olan ilginin sona ermeye başlayıp başlamadığını konuşuyor. Ülkemizde hemen her kanal zaman içinde -yayından kaldırdığı dizileri bile- sabah kuşağında, öğlen kuşağında yeniden ve yeniden yayınlıyor. Anlaşmalar gereği dizinin tekrar hakları bittiğinde de bu dizilerin daha küçük yapılara satışı hatta yerel yayın yapan televizyonlara da satışı yapılıyor.
Hatta eski dizileri yeniden izleme konusunda Türk seyircisi o kadar tutkulu bir takipçi ki ülkemiz televizyonlarında "ikinci ekran" kurma modası bile başladı. Atv, Kanal D, Tv8 ikinci ekranlarını çoktan açtı; duyumlarımıza göre Fox Türkiye ve Star Tv de bu konuda hummalı bir hazırlık içinde. Sadece yerli kanallar değil Sony de geçtiğimiz ay ülkemizde yayına geçti ve yayın akışı aslında temel olarak bu tekrar yayınlar üzerine kurdu.
Ancak her zaman olduğu gibi dünya, ülkemizde henüz yeni filizelenen bu reklam pastasından pay kapma atağının, sonunun geldiğini tartışıyor. Ne demişler? Herkes gider Mersin'e, bizim sektör gider tersine.. The Guardian yazarı Mark Sweney Amerikan seyircisinin ve sektör devlerinin tekrar yayınlara bakışıyla ilgili ilginç
bir yazı kaleme aldı.İşte o makale!
Tekrar yayınların televizyonların olmazsa olmazıdır. Seyirci nostaljik bir yolculuğa
çıkmak isterse Captain Mainwaring ve Del Roy hazırda bekler. Fakat dizi
sayısında cebi derin oluşumlar Amazon ve Netflix'in gelmesiyle
yaşanan büyük patlama
seyircilere kaliteli komedi ve drama konusunda benzeri
görülmemiş seçenekler sunuyor. Yıllardır problem çıkaran verimsiz kanal
akışlarının geride kaldığı şu günlerde gerektiği zaman klasik dizilerin tekrarlarını yayınlamanın sonu gelmiş olabilir.
Geçtiğimiz ay Sky TV de bu yeni akıma HBO ile yaptığı 250
milyon dolarlık ortak girişimle dahil oldu ve Netflix ile Amazon'a rakip olabilecek uluslararası bir güç oluşturmak üzere çalışmalara
başladı.
Sky spor dışı içeriklere yılda 3 milyar
sterlinin üzerinde para harcıyor. Buna Twin Peaks gibi dizileri satın
almak ve Fortitude ile Guerrilla gibi kendi dizilerini üretmek de dahil.
Fakat bütçesi Netflix ve Amazon'un bu yıl harcadığı
toplam 10 milyar doların yanında hala küçük kalıyor.
"Başarılı yapımcılarla çalışıp
daha büyük prodüksiyonlar gerçekleştirmek seyircilere ulaşma yolunda
gittikçe önem kazanıyor, özellikle de kaliteli dramalarda," diyen Sky
yöneticisi Jeremy Darroch seyircilere yeni diziler
sunmanın çoklu kanal sisteminde rekabet edebilmenin önemli bir unsuru
olduğunu düşünüyor.
Amerika'da yıl içinde üretilen dizi sayısı 2010'dan beri iki katına çıktı ve bu yıl 500'ü geçti. Bu yapımların çoğu İngiliz kanallarında ya da çevrimiçi video servislerinde kendilerine yer buluyor. Netflix'in
yakın zamanda yaptığı açıklamaya göre sadece Avrupa'da gerçekleşen 90 adet orijinal prodüksiyonu var. Sky'da ise bu sayı 80. Çoğu İngiliz yayıncı seyirciyi yakalamak için daha çok çaba harcamaya başladı.
Hollyoaks
gibi uzun süreli dizilerin yapım şirketi olan Lime Pictures'ın
yöneticisi Karen Little, "Daha da çok dizi üretmek için büyük bir tutku
ve çaba var; özellikle de birçok yapımcının yeni
fikirlerle geldiği ve seyircinin de memnun kaldığı drama alanında," diyor.
"Çevrimiçi izlemeleri de kattığınızda 10 milyon kişiye ulaşan Broadchurch ve Line of Duty'e bakın. Beş yıl öncesinde bir dramanın böylesi sonuçlar aldığı görülmemiş
bir
şeydi. Seyircilerin hoşuna giden şey çeşitlilik: The Deplacement,
Doctor Foster, The Durrells ve Night Manager'dan House of Cards,
Transparent ve Game of Thrones'a. Her zevke hitap eden bir iş var."
Yeni
dizilerin neredeyse hiç ara vermeyen çıkış takvimine baktığımızda seyircilerin eski
dizileri tekrarlar üzerinden keşfetmesi zorlaştı. Little'a göre elinde
çok fazla seçenek olan seyircilerin
artık izleyecek bir şey bulmak için kanal rehberinde gezmeye sabrı
kalmadı.
"Tekrarlar öldü mü? Last of the Summer Wine ve Vicar of Dibley gibi kaliteli işler bir süre daha seyirci çekecektir. Eğer kanalların akışlarına bakarsanız Dad's Army'i tercih etme
şansınız var. Aynı şekilde üyesi olduğunuz bir internet servisini de açma ihtimaliniz var tabii."
Only
Fools ve Horses and Dad's Army gibi BBC klasiklerinin tekrarlarını
yayınlayan Gold TV kanalının sahibine göre seyirciler sadık olsa da
sayıları artmıyor, gençleşmiyorlar
da.
10
TV kanalı sahibi UKTV'nin yöneticisi Darren Childs, "Gold'un son 10
yıldaki reytinglerine bakın. Neredeyse hiç oynamadılar," diyor. "Böyle
diziler eskiden birçok kanalda
yayınlanırdı ama artık sadece tek bir ortamda kendilerine yer
bulabiliyorlar, Gold'da. Onlar bizim için önemli ve değerli bir seyirci kitlesi ama seyirci artışımızın büyük bir kısmı yaptığımız yeni ve orijinal işlerden geliyor."
UKTV, Netflix'in yolundan gidiyor ve yeni dizilere yılda 150 milyon sterlin yatırıyor. Bunun üçte biri orijinal içeriğe harcanıyor. En çok izlenen diziler
orijinal içerikler olunca kanallar eski işleri akışlarında değerlendirirken farklı düşünmeye başladı. Childs, "50 yıllık BBC arşivine erişimimiz olması olağanüstü bir şey; ama tüm paramızı tek bir türe yatıramayız," diyor.
Eskinin pabucunun dama atıldığı, yeninin gözde olduğu bu zamanda Netflix Lime Pictures'a genç hedef kitleli Free Rein'in siparişini
verdi. Dizide Amerikalı bir gencin bir İngiliz at çiftliğinde
yaşadıkları anlatılacak. Little'a göre tekrar yayınlarının sonunun
gelmiş olması yeni nesil seyircilere ve onların TV izleme
alışkanlıklarına da yansıyacak. Ofcom'un araştırmasına göre 16-24
yaş arasındaki seyirci çevrimiçi servisleri benimsemiş durumda, 2010
yılına göre 1/4 oranında daha az klasik TV kanalı seyrediyor ve eski
diziler yerine yeni içerik arayışında.
Childs, "İş izleme alışkanlıklarında biiyor," diye belirtiyor. "Sadece tekrarlar ve eski diziler üzerine kurulmamış kanallar
acıyı daha da fazla hissetmeye başlayacak. Tekrarların sonu gelebilir; ama hemen değil. Tekrar yayınlayan kanalların tamamen etkilenmesi için 3-5 yılımız var."
Kaynak: The Guardian- Mark Sweney
Çeviri: Arman Güvenç