Geçtiğimiz hafta
Legion'ın en iyi bölümünü ön izleme ile arkada bırakınca hakkında bir şeyler karalamak
istemiştim. Bugün itibarıyla da dizinin ilk sezonunu geride bırakmış olduk ve bir kez daha diziye değinmek istiyorum.
Bir gün öncesinden yine ön izleme fırsatı bulunca üstüne atlayıverdim tabii. Ve bölüm bittiğinde kendimi yeniden sağıma baksam boş, soluma baksam yok bir durumun içinde buluverdim. Kapanış jeneriğini çıkarsak 43 dakika civarı süren bölümün nasıl geçtiğini anlamadım desem yeridir.
Ama bir şeyi de baştan itiraf etmem gerek: Geçtiğimiz bölümdeki sessiz sinema resitali gözümde çıtayı o kadar yükseğe çıkartmış ki bu bölüm 'o derece' tatmin edici olmadı tabii.
Sezon finali geçtiğimiz bölümün tam anlamıyla devamı şeklinde ilerleyen bir bölümdü ve temposunu hiç düşürmedi. David'i iki cepheye karşı bırakmıştık malum. Bir tarafta yüzünün çoğu yanık halde uzun zaman sonra ortaya çıkan The Interrogator, diğer tarafta ise tabutu kırınca yeniden ortaya çıkacağı belli olan Lenny. The Interrogator'ın David gibi güçlerini yeni keşfeden birisine karşı bir şansı olmadığını anlaması, üstelik ortada asıl dönenleri fark etmesi pek uzun sürmedi tabii. Gerçi benim için devletin varlığı da rolü de o kadar mühim olmadı zaten.
Sezonu olduğu gibi bölümü de sırtlayan Lenny'nin eğlenceli halleriydi. Verilecek asıl savaş zaten canavara karşı yaşanacaktı, belliydi. Bunca yıldır David'in içinde hakimiyet sürdürdükten sonra David'in onunla yüzleşmesini de ilginç bulduğumu söylemem lazım.
O sırada David'in ağzından çıkan "Ben sensiz ne yapacağım?" cümlesi mesela, duyar duymaz başlığa koyma isteği uyandırdı. Gerçi şimdi okuyunca benden diziye hitap mı oldu diye düşünmüyor değilim hani. Neyse, oraya da vardırabiliriz. Sahi bu dizinin sezonu niye bu kadar kısa? Yedi düvelin çok kısa sürüyor dediği Game of Thrones bile 10 bölüm. Aynı kanaldan olsalardı The Walking Dead'ten kısıp buna ekleyelim derdim de hayal tabii.
David'in içinde olduğu durum ayrıca ilginç bir psikoloji örneği olsa gerek. Bunca yıldır kafanın içinde olup seni delirdiğine inandıran, akıl hastanesi ortamına mahkum eden bir yaratıktan arınmaya başlayıp içinde gizli kalan büyük potansiyeli keşfetmeye başlıyorsun. Önünde yepyeni bir dünya var. David de Dan Stevens da bu yeni dünyanın ağırlığını taşıyabilmişler.
Ama bölümde David'i saymazsak kredi vermek gereken iki kişi daha vardı bana kalırsa: Kerry ve Oliver. Bildiğimiz gibi canavarın hayatta kalabilmesi için birine bağlı olarak yaşaması gerek. David'ten artık hayır gelmeyince sırayla Kerry ve Oliver'a olan geçişler de seyir zevkini artıran anlardan oldu. Özellikle Kerry ile David'in mücadelesi görsel efekt zenginliği getirmiş diziye. Syd vs. Lenny de elbette unutulmamış. Herkeslik bir şey vardı resmen sezon finalinde.
Not: Marvel filmi izliyormuşçasına jenerik sonrası sahne var bölümde, onu unutmayıın. Zaten bölüm, süresinin bitimine dört dakika kala falan sona eriyor, ben de bitti modunda takılırken David ve Syd'i yeniden görünce gözüm geri ekrana döndü bir anda. Ayrıca bana göre bölümün en önemli iki sahnesinden biri de bu. Birkaç saniye ekrana bakakaldım bunlar yüzünden.
Hiç değilse bu sefer ana kartı yakmadım, bu da bir şeydir.
Sezon finalini ardından aklıma takılanlarda kısa kısa:
1) David'in babasıyla olan hikayesi ne olacak?
2) Syd ve David'in ilişkisi bu dokunamamazlıkla nereye varacak?
3) (Spoiler'ın dozunu kaçırmamak için sansür uyguluyorum. Bknz: Kapanış jeneriği 'öncesi' son sahne)
4) O kapanış jeneriği 'sonrası' son sahne neydi öyle kuğzum?!
Geldik Legion'ın sezonunun sonuna yani... Sezonun ilk altı bölümünü FX Türkiye'nin 09:30 yayınıyla yataktan çıkmadan izlemiştim. Sırf Legion'ı değil o basit keyfi bile kısa süre içinde özleyeceğim sanırım.
Not 2: Bölümde, hem de çok uygun bir sahnede Pink Floyd'tan Breathe (In the Air) kullanmayı akıl eden arkadaş kimse sevgiler.