Bir süredir ekranı özellikle süper kahramanlar olmak üzere çizgi roman uyarlamalarının işgal ettiği su götürmez bir gerçek. Mutlak bir DC Comics ve Marvel rekabeti yaşanıyor. Bu tarz işlerle alakasının olacağını düşünmediğimiz kanallar bile ucundan tutar oldular. Zombi kıyametinin bir başka versiyonunu yaşıyoruz yani...
Benim gözümde bu kanallardan birisi de karanlık ve kaliteli dizileri bulunan bir kanal olan FX'ti. O da tam kendi tarzına uygun olacak şekilde Marvel evreninden Legion'ı karşımıza getirdi. The CW'nun sünmüş dizileri gibi de değil, sezonu sekiz bölüm sürecek bir şekilde. Bugün itibarıyla arkamızda yedisini bıraktık, artık sezon finaline doğru yürümeye başlıyoruz.
Ülkemizde FX Türkiye'nin ertesi gün yayınladığı dizi, şimdiden ikinci sezon onayını da aldı üstelik. Zaten neden almasındı? Ama benim Legion dizisiyle sormak istediğim asıl soru başka: Siz hiç neler olup bittiğini pek anlamadığınız veya daha doğrusu tarif edemediğiniz bir dizi izlediniz mi? Üstelik istemsizce daha fazlasını izlemek istediniz mi?
Hayatımda başka örneği var mı bilmiyorum ama Legion beni bu şekilde sürükleyerek neredeyse sezonun sonuna getirdi. Bölümler zaten gittikçe güzelleşerek çok güzel kafa açıyordu, yedinci bölümse sezonun en hoşuma giden bölümü oldu. Bölümü dün bitirdiğimde ekrana doğru "Anlıyorum ben sizi!" tepkisi verdim hatta. Ama işin kötü tarafı bölüm henüz resmen yayınlanmadığı için ambargosu daha bitmediğinden etrafımda konuşabildiğim kimse yoktu. Sezonun bitmesine az kaldı diye yardırmışlar resmen.
Legion, her ne kadar çok belli etmese de X-Men evreninde geçen, merkezinde mutantların olduğu bir yapım. Duyduğu sesler yüzünden şizofren diye akıl hastanesinde kendisini bulan David'in aslında o kadar da deli olmadığı üzerinden bir temel kuruluyor. 'O kadar da' diye demem boştan değil tabii. Yedinci bölüm buna en iyi hizmet eden bölüm olabilir. Gerçi bu dizide kafası normal olanı az buluruz, orası ayrı.
Yedinci bölüm için ön izleme imkanı elde ettiğimde önümde özellikle altıncı dakika civarında yaşananlar nedeniyle spoiler konusunda dikkat olunmasını isteyen nazik bir uyarı vardı. Faruk diyesimin geldiği malum çirkin canavarla olan mücadelenin daha da kızıştığı, David'in geçmişiyle ilgili daha çok şey öğrendiğimiz bir yedinci bölümü arkamızda bırakıyoruz. Aslında sonlara doğru 'volume' artırdıkları, 'resital' verircesine ilerledikleri ve ağzımı açık bırakan sahneyle ilgili biraz ketum olun deseler daha mantıklı olurmuş hani.
Sırf o kısım bile kendi kendine bölümü sezonun en iyisi yapıyor bana göre. Bunu yapan daha neler yapmaz acaba? Bak bunu yazmışken aklıma başka bir şey geldi: David'in babasının aslında Charles Xavier olduğunu bilmeyen bir tek dizidekiler kaldı sanırım. Bir tarafım ne zaman dizide de gündeme gelir diye merak ederek izliyor zaten. Geçenlerde bir ara Dan Stevens'ın Patrick Stewart ile aynı programdayken "Senin diziye gelmen lazım, oğlunu oynuyorum," dediğini okumak da üstüne pek güzel denk geldi...
Sezon finali konusunda özel bir isteğim yok ama onu da yaparlarsa kendimi tamamlanmış hissedeceğim sanki.
Kapatmadan önce sırf yedinci bölüm için değil, genel olarak Dan Stevens'ın yanında Aubrey Plaza'ya da ayrı bir parantez açmamak olmaz. Kadından harika bir kötü çıkmamış mı ya? İnsanın sevesi geliyor vallahi. Umarım dizi dışında da karşımıza daha fazla çıkar.
FX'in detaylarını bilmediğim, çizgi roman uyarlaması Legion isimli bir dizi getirdiği öğrendiğimde "Ne alaka yahu?" diyen aklıma sevgilerimi gönderiyor; diziyi zaten izleyenleri bir an önce yedinci bölümü izlemelerini tavsiye ediyorum. İzlemeyenler de bir bakıversinler; ne döndüğünü anlamazken bile zevk alınabilen bir dizi yapmışlar.
Not: Legion'ın çizgi romanlarını hiç okumadım.