İlk bölümünden beri istisnasız her bölüm aile içi
çatışmalarının en can alıcı parçalarından biri olan baba- kız ilişkisini bizlere
içlerimize dokunacak biçimde anlatan sadece adı değil kendi de EFSANE olma
yolunda ilerleyen dizimizde üçüncü bölümü geride bıraktık. Gitgide bağlıyorsun
beni kendine Tarık hocam!
Öncelikle rica ediyorum şu Hakan kardeşimizin babasını şuradan
alır mısınız lütfen? Şahsen benim gibi dayanamayan binlerce kişi bulabilirim
herhalde öyle bir adama. Henüz 3 bölüm oldu fakat çok başarılı bir şekilde biz
izleyicileri Hakan’ın babasından nefret ettirdiler. Üstelik tam da bir ara, bak
ya bu adamın da içten içe bir acısı var gibi diye düşünürken onun evlerden ırak
zihniyetiyle şiddete yönelmesi bende son noktayı koydu arkadaşlar…
Yine, yeniden, kaldığımız yerden hayatını düzene sokma
planlarını oldukça başarılı ve sorumlu bir şekilde yerine getirmeye çabalayan
bir Tarık hoca izleme keyfiyle bölüme başladık. Hocam sen çevrendekileri
iteleyip kaksan da senin onlara, onların da sana ihtiyacı var. Hele kim bilir
yalnız ve bitik halde geçmişte bırakmaya çabaladığın o yaşantının içerisine
‘Bahar’ gibi yenilik, ferahlık güzel olmaz mı? Bence olur, çok da hoş olur… Ama
Seçil hanımları naparız? İşte maalesef onu bilmiyorum.
Seçil’in her fırsatta kızlara karşı babalarını
doldurmasından, aşağılamasından dolayı aşırı rahatsız oluyordum. Tam da keşke
Seçil teyzemizin geçmişinde ne yaşadığını biz de bir bilsek derken gelen flashback az biraz beni ona karşı
yumuşattı. Gerçekten zor bir durum yaşadığı. Üzülmemek elde değil tabii üstelik
ablasıyla Tarık’ı tanıştıran kişinin kendisi olması işleri daha da
karmaşıklaştırıyor haliyle.
Diziyi izlerken bu bölümde pek çok kez işte bir böyle baba
var, bir de böyle baba var dedim. Tarık hocanın değişim çabaları takdire şayan!
Bunu fark edemeyen Melis arkadaşımıza da bölüm esnasında dellensem de, o da
haklı kendince tabii. Geçmişten gelen güvensizliklerin yerini tekrar güzel
umutlara bırakması biraz zaman alır evet, ama sevginin gerçekten olduğu yerde
başka hiçbir şeyin önemi yoktur. Yakındır Melis de anlayacak bunu. Kızların ilk
ve tek aşklarının babaları olduğunu düşünürüm daima. Bu aşkı inişli çıkışlı
yaşayanlar da var maalesef ki. Ancak babanın sevgisi nasıl asla bitmeyecek bir
şeyse, bir kızın babasına duyduğu aşk da ilelebet var olacak bir şeydir bence.
Bütün bölüm çetemizi Hakan’sız görmek biraz üzdü beni
açıkçası. Hakan’ın derdi apayrı ama arkadaşlarına olan tavrını tüm bölüm
izlemeseydik keşke. Geçtiğimiz bölüm gözle görülebilecek kıvamda olan
Melis- Hakan ikilisinin bağlarının ise gitgide güçlendiğine şahit oluyoruz.
Birbirlerini çok iyi anlayacak bir ikili doğdu karşımıza. Çok da güzeller yan
yana! Bu arkadaşlığa ileride Tarık hocam ne der az buçuk tahmin edebiliyoruz
gerçi. Parti kıyafeti seçerkenki seçiciliğinde iyi güldürdü beni hocam.
Melis’in erkek arkadaş seçimlerinde de olaya nasıl el attığına daha önce şahit
olduk. Hakan'lı Melis'li tatlı sahnelerde Tarık hocanın tepkilerini heyecanla
bekliyorum. Hakan’ın kendi babasında bulamadığı babalığı da Tarık hocamızda
fazlasıyla bulacağına eminim.
Hakan için düşünmeden kendini ortaya atıp o kötü babanın
karşısında duran koca yürekli Tarık hocamız için önümüzü ilikleyelim lütfen.
Kim demiş ona sorumsuz bir baba diye? Diyenler utansın artık bundan böyle.
Kızının hayallerini tekrar yıkmamak için direnip savaşıp ölümü göze alarak
okula vardığı an zaten çoktandır ısıttığı kalbime iyice aldım büyük efsanemizi.
Özlemek ölmekten beter dedi. Kızını kaybedip ömür boyu özleyeceğine ölmeyi
tercih etti. Bence bu adamın babalığını konuşmasınlar artık ey dostlar!
İstisnasız 3 bölümdür Erdal Beşikçioğlu içimize işleyen
sahnelerle karşımıza geldi. Kadronun tamamını sevdiğim ve beni etkileyen en iyi
dizilerim arasında hızla yükseliyor Adı Efsane. Umarım reytinglerde hak ettiği
değeri fazlasıyla görür. Tüm kadronun emeğine sağlık. Merakla gelecek bölümleri
bekliyorum.