Vatanım Sensin: Yüreklerdeki kayıp puzzle parçaları

Vatanım Sensin: Yüreklerdeki kayıp puzzle parçaları
Alev aldı buralar!
Vatanım Sensin fragmanları dönüp duruyor kanalda... Mutlaka izleyeceğim diyorum. Gün gelip çatıyor, tahminlerime uygun şekilde Halit Ergenç ve Bergüzar Korel çifti döktürüyor! Ama dizide, ikinci bölümde daha çok dikkatimizi kazanacak iki karakter var: Hilal ve Leon...

Hilal; hayatındaki bazı şeyleri sürekli derinlere gömmüş, tek ideali babası gibi adil ve cesur olmak olan bir genç kız olmuş zamanla. Güzellikle ilgili tüm düşünceleri içine gömdükçe kalemi güçlenmiş sanki. Çünkü güzel sıfatı hiçbir zaman ona ithaf edilmemiş. "Beline kuşak, kafasına takke... Hepinizden daha erkek olur valla!" denmişliği bile var Hilal'e!

Leon'a gelince; ailesinde hep ikinci planda kalmış bir genç o... Annesi sürekli abisinin yasını tutmuş, sanki Leon'a sevgisini verse abisine haksızlık edecekmiş gibi hep bir "sevgi cimriliği" etmiş, "dikkat kırılacak eşya" yazılı kutu muamelesi etmiş oğluna... Babası ise sadece karargâhta asker olacağına evde de olmuş, oğlunu uyurken sevebilen bir baba. Leon, hep babasının güvenini kazanmak için debelenip durmuş ama sonu hep hüsran olmuş. Güvenini kazanayım derken daha çok boyunduruğu altına girmiş!

Sanki bu iki genç, birbirinin yüreğindeki eksik puzzle parçası gibiydi. Birbirlerine katacakları öylesine çoktu... Sonra bir baktık ki ilk bölümde kimsenin aklına bile gelmeyecek olan bu ikili, herkesin olmasını isteği bir çift oluverdi!

"Gidemezsiniz küçük hanim!" dediği anda Hilal'in gözlerinden fışkıran amazon kadınını görmeye başladı belki de teğmenimiz, Leon beyciğimiz! Sonrasında konaktaki yemek sahnesi, hastanedeki! Kaçak suçlu Andreas meselesi derken Amazon kadını kendini iyice belli etti. Atina'dan gelmiş, yakışıklı, asker ve Yunan orduları komutanının oğluna belki de ilk defa bir kız karşı koyuyordu. Herkes ona yaranmaya çalışırken bu küçük hanım ona yüreğindeki neyse onu söylüyor, boyun eğmiyordu! Belki de Leon'un ihtiyacı olan da buydu, kim bilir?

Hilal inandıkları ve değerleri için, karşı tarafa geçtiğini sandığı babasına bile boyun eğmiyordu ki, Leon'a eğsin! Babasının ikazları karşısında direnişinden vazgeçmeyen Hilal'e, Leon'un attığı kaçamak bakışlar hala aklımızın bir köşesinde...

Boşuna Smyrna demedik! 

Bir de Halit İkbal mevzusu var tabii. Leon'un, yazılarını ezbere bildiği Halit İkbal... Sürekli kaleminin düşmana karşı çalıştığını düşündüğü, güzel şeylerden ve en önemlisi aşktan bahsetmediği için yakındığı Halit İkbal! Halit İkbal, nereden bilecekti bir insana duyulan aşkı? Onda tek bir aşk vardı; vatan aşkı! Ama Leon beyimize göre o da yoktu çünkü insanı sevmeyi bilmeyen memleket sevmeyi nereden bilecekti...


Yazı devam ediyor.. 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER